Ah, bu Belçika seyahatinde hiç denemediğim şeyler deneyeceğim. Gomore'yi bir kenara bırakacak olursak, en büyük deneyimim hiç şüphesiz Airbnb olacak. Evet, daha önce hiç Airbnb'de kalmadım ve şimdi hızlı bir başlangıç yapacağım: Tam 4 gece, 3 gün başka, son gün başka bir ev! Dönünce hepsini yazacağım.
Peki bu Belçika'ya gitmek nereden çıktı? Aslında benim aklımda bile yoktu, iki hafta önce Daniel "Brüksel'e ucuz bilet bulduk, gelmek ister misin?" dedi, "Neden olmasın?" dedim ve kendimi bir anda daha önce adını bile duymadığım Ryanair'den Brüksel gidiş-dönüş uçak bileti alırken buldum. Üstelik cuma, pazartesi ve salı, yani üç gün derse de girmemiş olacağım; Daniel'se ders kaçırmış olmayacak çünkü zaten dersi olmadığı için bu tarihleri seçti (dangerous boy*). Ama bizler Erasmus öğrencisi olduğumuz için ve zaten yoklama da alınmadığı için hocalar bile derslere girme zorunluluğumuz olmadığını söylüyor başından beri. O yüzden bu bir sorun değil. Sadece, organizasyonda küçük bir hata var, o da Brüksel için 5 koca günün çok çok fazla olduğu. Yani kime söylesem, "2 gün yeterdi, 5 gün de ne" diyor. Ah Daniel ah... Neyse, Brugge'a gideriz dedik. Diğer günler de gezeriz işte öyle. Hem gitmişken uzun kalmak bence de daha iyi, benim bir itirazım yok yani.
Neyse işte, Airbnb ve Gomore haricinde, bu Ryanair'i de ilk kez deneyeceğim. Ryanair'in biletleri gerçekten ucuz (hatta Danieller daha iki gün önce yine Ryanair'le Litvanya'ya gittiler sırf bu yüzden). Ama bu yüzden bazı sıkı denetimleri var, ya da en azından sitesinde öyle yazıyor. Mesela kabin bagajınız 10 kiloyu geçmemek ve 55x40X20 ölçülerinde olmak zorunda. Zaten götüreceğimiz bir sırt çantası ama, ben emin olamadım, çünkü sırt çantam birazcık büyük, o nedenle pazartesi bisikletle IKEA'ya gidip kendime bezden küçük, basit bir sırt çantası aldım (hatta normalde 49 SEK'ti ama kasiyer kadın family kart fiyatı olan 29 SEK'e verdi bana). Uçakta da hepimiz ayrı ayrı oturacağız, check-in'den dolayı. Ve dönüş check-in'imizi Belçika'dan yapmamız gerek ama orada nerede printer nerede bulacağız, bilmiyorum. Çünkü biniş kartını printer'dan çıkarmak gerekiyor.
Evet, kısacası ani ve spontane bir şekilde, ama güzel de bir şekilde yarın Belçika'ya gidiyorum! Tam tamına 5 gün kalacağım. 4 gece, 5 gün. Yarın sabah gidip salı günü akşamı döneceğim.
Müze konusunda çok heyecanlıyım, hangi birine gitsem emin değilim, çünkü bizim ekip maalesef pek müzeci değil. Belçika bir çizgi roman şehri ve ben de bir çizgi roman delisiyim ama Tenten, Red Kit, bunlar Hong Konglular için hiçbir anlam ifade etmiyor maalesef. Yine de ben mutlaka Çizgi Roman Müzesi ve Tenten Butiği'ne gideceğim. Sanırım hep birlikte hareket ederiz. Bunun dışında daha çok müze var Brüksel'de, acaba hangisini öne koymak gerek? Waffle, patates kızartması, çikolata mutlaka yenecek, ama eğer daha önce Belçika'ya, Brüksel'e gitmiş olanlarınız varsa "Mert bak şunu yapmadan döneyim deme sakın"larınızı bekliyorum. Ve sonraki gezilerim için de bana fikir verebilirsiniz, "Bak şuralar da sana yakın, mutlaka git" diye...
Bakalım 5 gün boyunca neler olacak? Neler yapacağım? Nereleri gezeceğim? Neler yiyeceğim? Ne kadar para harcayacağım (biliyorum, en çok bu kısmı merak ediliyor)? Hepsini yazacağım! Dönünce. O zamana kadar Belçika anlarım için beni instagram'dan takipte kalın!
Bu arada, Tenten'e selamınızı söylerim!
*aramızda bir espri
ne kadar güzel anı yaşa....
YanıtlaSilBu yaşta böyle güzel anılar biriktirmeniz çok hoş!
YanıtlaSilİyi yolculuklar, ben de müzecilerdenim. Sizden müze fotoğrafları bekliyorum :-)
YanıtlaSilayyyy brugges gittim ben de nefis yer yaaa bol çikolata ye bi de :)
YanıtlaSil