Sezonun en dikkat çeken, en çok tartışma yaratan ve dizinin alt başlığının vadettiği "skandallara" prodüksiyon olarak bizzat (ve maalesef) kendisi yakalanan, başına gelmedik trajedi kalmayan göz kamaştıran dev bütçeli yapımı, bu sezon düzenli olarak izlediğim tek dizi Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar, dün akşam Now TV ekranlarında yayınlanan sezon finali bölümü ile sezonu görece erken kapattı. Bunun temelli bir gidiş mi yoksa geçici bir veda mı olduğu konusunda ise aslında kafalar hala karışık: Cem Yiğit Üzümoğlu verdiği bir röportajda dizinin final yapacağını söylerken (ve diğer başrol oyuncuları da sosyal medya paylaşımlarıyla diziye veda ederken), MED Yapım'ın duayen yapımcısı Fatih Aksoy bunun bir final değil, sezon finali olduğunu açıklayarak muamma bulutunu dağıttı. Nihayetinde dün akşam yayınlanan bölüm "sezon finali" ibaresiyle ekranlarımıza geldi. Umarım, bir dizi olarak kullanmaya bol malzemesi olan böylesi bir ailenin hikayesi önümüzdeki sezon da devam eder. Çünkü sadece diziye temel oluşturan iki anı/biyografi kitabına bakarak bile (Şakir Paşa Köşkü, Nermidil Erner, Remzi Kitabevi - Şakir Paşa Ailesi, Şirin Devrim, Doğan Kitap) bizi daha fazla "mucize ve skandalın" beklediğini, ailenin bir senarist için muazzam konu çeşitliliği sağladığını söylemek mümkün. Böylesi bir hikayeyi sürdürmemek, eldeki malzemeyi heba etmek olur. Yazık olur.
Magazini seven izleyiciler olarak yapılan açıklamaya rağmen kafaları kurcalayan dizi devam edecek mi etmeyecek mi, edecekse kadroda hangi oyuncular yer alacak soruları bir yana, dizinin devamı halinde bile göremeyeceğimiz bazı isimler en azından net: Şakir Paşa'ya hayat veren usta oyuncu Fırat Tanış, "tek el kurşunla" hayatını kaybederek, projeye adını ve salonda asılan büyük yağlı boya portresini bırakarak diziden çıktı, baştan beri planlandığı üzere. Aliye, Fahrünnisa ve Suat'ın çocukluk hallerini canlandıran başarılı çocuk oyuncuları da, yapılacağı söylenen zaman atlaması nedeniyle muhtemelen bir daha görmeyeceğiz. Eh, "yorgan gitti kavga bitti" misali, Aniesi'yi canlandıran Denise Capezza da büyük ihtimalle ikinci sezonda olmayacak. Evin hizmetçilerinden birine hayat veren Helin Kandemir de, giderek parlayan kariyerinde artık böyle yan bir rolü canlandırmak istemeyerek veda etmiştir diye düşünüyorum. Çocuk oyuncuların büyüklük hallerini canlandırma ihtimali olan oyuncularla ilgili Eda Ece, Hazal Kaya gibi isimlerin adı geçiyordu. İkinci sezon muhtemelen, yedi yıllık bir zaman atlamasıyla başlayacak. On dört yıl hapis cezası alıp yedi yıllık cezasının ardından hapisten salınan Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) eve geri dönüp, dengeleri bir hayli değişmiş olarak bulacak (hep öyle olmaz mı?). Ama bu yedi yıllık zaman atlaması, küçük çocuk oyuncuların büyüyüp karşımıza Eda Ece, Hazal Kaya gibi isimler olarak çıkması için yeterli bir zaman mı, ondan emin değilim. Neyse. Dizidir bu dizi. Senarist yazarsa her şey olur.
Giriş paragrafında değindiğim, dizide işlenecek çok konu olması meselesine birkaç örnek vermeden geçmeyeyim. Doğrusu, Şakir Paşa Ailesi'nde, Türk dizi izleyicisi olarak nedense pek sevdiğimiz ve en başarılı örneğini Yaprak Dökümü'nde Leyla-Necla-Oğuz olarak gördüğümüz "iki kız kardeş aynı adama aşık olur" çatışmasının yaşanmış bir örneği gibi, ikinci sezonu başlı başına götürebilecek bir durum var. Çocukluklarından itibaren çok yakın büyümüş olan iki kardeş Aliye ve Fahrünnisa kardeşlerin arasını açan tatsız olayları, Şirin Devrim'in anı kitabından öğreniyoruz. İzzet Melih ile evlenmiş olan ve hamileliğinin son dönemlerindeki Fahrünnisa, Aliye'yle kocası arasındaki ilişkiyi öğreniyor. Bu cidden trajik ve çok kötü bir durum, yankıları öncesiydi sonrasıydı derken en az yedi bölüm sürer. Veyahut bu meselelerin üstünden sular aktıktan sonra, Aliye'nin, sonraki sevgilisi Karl Berger'in evine girerek onun ilişkide olduğu diğer kadını öldürmeye çalışması. Emir bin Zeyd'le evlenen Fahrünnisa'nın Avrupa'nın çeşitli kentlerinde, sonra Irak'ta yaşadığı hayat. Daha sonrasında yaşadığı depresyon. Suat'ın çapkınlıkları. Siyasi meselelere bakacak olursak, Ayşe'nin eşi Ahmet Paşa'nın (Ahmet Faik Erner) yaşadığı Malta sürgünü. 1. ve 2. Dünya Savaşları. Hatta Fahrünnisa'nın Hitler'le olan tanışıklığı, sohbetleri. Bir sürü, bir sürü olay, bir sürü detay var. Tabii bunlar hakkıyla işlenebilecek mi göreceğiz. Hakkıyla işlenebilecek mi derken, sadece televizyon dinamiklerinden ve bunların ne kadarının yansıtılabileceğinden bahsetmiyorum. Karakterlerin Avrupa'nın çeşitli kentlerinde yaşadıkları hayatları bize haftalık bir televizyon dizisi ne kadar sunabilecek? Böylesi bir derde girmek isteyecekler mi, yoksa olayların hepsini İstanbul'da aynı evin içine mi sıkıştıracaklar? Bir kez daha, Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar, ta en başından planlandığı gibi Disney'e dijital bir dizi olsa daha mı iyi olurdu sanki diye düşünmekten kendimi alamıyorum...
Lafı daha da uzatmadan, gelelim sezon finaline. Öncelikle, sezonun en uzun bölümlerinden birini izledik, zira toparlanması gereken çok fazla konu vardı. Zannediyorum çeşitli tepkilerden ötürü Cevat-Aniesi-Şakir meselesini tamamen bir kenara bırakan dizide, son beş-altı bölümdür aslında hikayelerini pek de merak etmediğimiz Asım ve Rozali'nin ilişkisiyle doldurulmuş bölümler izlemeye mecbur kaldık. Son dönemdeki bölümler hem konuları hem de düzensiz yayın takvimi nedeniyle izleyiciyi pek memnun etmedi; savruk, dağınık, ana konudan çok uzakta, adeta bir spin-off tadı veren bölümler izledik. Ve nihayetinde izlediğimiz bölümlerdeki hikaye pek de tatmin edici bir yere bağlanmadan kapandı gitti: Asım'la Rozali ayrıldı, Rozali (sonunda!) memleketine geri döndü. Diziye fazlasıyla renk katan Meryem Uzerli'ye teşekkür ederiz. Açıkçası, Rozali'yle Aniesi arasındaki Şakir Paşa gerilimini hissettiren akslar kurulmasını tercih ederdim. Nitekim, dizinin 7. bölümünde bu iki karakter arasındaki soğuk savaşı izlediğimiz sahne, belki de koca bir sezonun en iyi sahnelerinden biriydi. Kulüpte gerçekleşen, karakterlerin masa altından birbirleriyle çekiştikleri ve kıyafetlerine karşılıklı olarak zarar vererek birbirlerinin üstünde güç oyunu oynadıkları bu sahne çok iyi yazılmış, çekilmiş ve muazzam fon müziği eşliğinde son derece iyi kurgulanmıştı. (Meraklısı ilgili videonun 4:40-10:25 arasını izleyebilir.)
instagram.com/mertinkitapkulubu
ofluoglumert.bsky.social (Evet, Blusky'da da yerimi aldım!)
En son çıkan romanımı incelemek için: https://www.remzi.com.tr/kitap/benim-kucuk-saheserim
Kitabı sesli kitap olarak dinlemek için: https://www.storytel.com/benim-kucuk-saheserim
Ne güzel bir dizi incelemesi olmuş :) Özellikle de dizide yaratılan atmosferi çok beğenmiştim ben de ama sonra dikkatimi sürdüremedim. Ama çocuk oyuncuları inanılmaz sevdim. Ayrıca Helin Kandemir'i Netflix dizisinden keşfettim ve geleceği açık olsun, samimi bir oyunculuğu var ve bana çok geçti :)
YanıtlaSilDizinin ilk bölümlerini izleyip bırakmıştım güzel özetlemişsiniz elinize sağlık son bölümü izleyeceğim, genel olarak talihsizlikler olmasa da bu yayın sürelerinde kaliteli iş çıkamıyor maalesef.Hande Altaylı çok iyi bir senaryo yazarı olduğunu merhamet ten sonra bir daha ispatladı bu işle
YanıtlaSil