4 Şubat 2024 Pazar

250 LİRA PROBLEMİ

Dün Bennu Yıldırımlar ile Almanya'nın Oscar adayı olarak seçilen Öğretmenler Odası filmine gittik. Vizyona giren iyi filmleri takip etmeye çalışıyorum. Sinema salonları peş peşe gösterime giren popüler filmlerle biraz hareketlenmiş gibi görünse de aslında hala çok boş. Bilet fiyatları artık özel tiyatro biletleriyle yarışır hale geldi, bu da izleyiciyi gittikçe daha seçici olmaya mecbur bırakıyor. Ben de düşünüyorum: Acaba 250 lirayı hangisine vermeli --- bir sinema filmine mi, yoksa tiyatro oyununa mı? Keşke her ikisine birden verebilsek! Aslında öte yandan da, bugün 250 lira dediğiniz şey bir yemek parası. Ortalama bir kafeye gidip ortalama bir yemek yediğinizde o parayı çoktan harcamış oluyorsunuz. Bir öğün yemeğe verdiğimiz parayı sıra bir sinema filmine bilet almaya, bir tiyatroya gitmeye, istediğimiz kitabı almaya geldiğinde harcamak istemeyebiliyoruz. Oysa karın doyurmak kadar ruhu sanatla, yeni fikirlerle, bakış açılarıyla doyurmak da önemli. O nedenle, sevgili dostlar, bugün kendinize bir iyilik yapın ve hemen kitapçılara koşun, tiyatrolara koşun, sinemalara koşun!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...