22 Nisan 2014 Salı

BUMERANG'IN DÖNÜŞÜ SERT OLDU: ATİLLA DORSAY UĞRUNA...







Oysa üç gün önce yani cumartesi günü Bennu Yıldırımlar'la röportaj yapmak için gittiğim Kağıthane'de hiç böyle şeyler olmamıştı.

En iyisi baştan alayım.

Okuldaki bir dönemi daha çok başarılı ve yüksek notlarla tamamladıktan sonra, karşıdan diğer karşıya, yani Avrupa'dan Anadolu yakasına geldim. Erenköy'e.

Mail'i ondan sonra gördüm. Keşke daha önce görseydim. Ama suç biraz da karşı tarafta. Çünkü bugünkü etkinliğin mail'ini dün atmak pek de doğru değil.

Aslında benim hiçbir şeyden haberim yok.

Bumerang Deneyim Günleri seçilen on blogger'ı Atilla Dorsay'la buluşturmak adına bir etkinlik düzenliyormuş ve ben de o blogger'lardan biriymişim! Bunu öğrenince, "Gitsem mi? Gitmesem mi?" ikilemiyle dolu bir akşam geçirdim.

Etkinlik Hürriyet'te düzenleniyormuş, her etkinlik gibi.

"Bir gideyim bari," dedim ve bugün 11.30'da Erenköy'den yollara düştüm, yeniden karşıya. Etkinlik 14.00'da başlayacaktı, ben de vaktim kalır diye düşünerek otobüse bindim. İlk ve son kez! Binmez olaydım!

Hikayeyi özet geçeyim: Bindiğim otobüste, sinirli bir yolcuyla şoför birbirine girdi ve biz de arada kaldık. Yolcu polisi çağırdı ve otobüs kenara park etti. Biz de arada kaynadık. En son çoğu yolcu otobüsten inip başka otobüslere bindik. Yeniden kart bastık tabii.

Bu gecikme beni telaşlandırdı. "Ya yetişemezsem?" Üstelik daha önce hiç gitmediğim ve arkadaşlarımın da "Gitme... Bağcılar'a gitme..." uyarılarıyla karşılaştığım bir yere gidiyordum.


Olaylı otobüs, vapur ve 1 saatte 29 durak gittiğim tramvay yolculuğunun ardından dilim dışarıda/nefes nefese Bağcılar'a vardığımda saat 14.00'dı! İyi de Hürriyet'in binası neredeydi?

Kime sorduysam bana cevap veremedi... Yahu Bağcılar'daki bir şeyi nasıl bilmezsiniz siz... Hem de Hürriyet... Kanal D de orada... Dolmuşlar da bir şey diyemedi. Sinirli ve ağlamaklı oldum... Moralim çöktü... 15 dakika falan o sıcağın altında "Acaba geri mi dönsem?" diye düşünmeye başladım. Annemi, babamı aradım bir akıl vermeleri için. Sonuç: Her yüz metrede bir farklı bir esnafa sorduğum yol tarifiyle 3,4 km yürüyerek saat 15.00'da Hürriyet'e vardım. Bir blogger daha yeni gelmişti. Salona birlikte girdik.

Sunset Bulvarı filminin ortasına düştük. Filmin tamamına hakim olamadım ama harika bir film olduğunu anladım, yakında tekrar izleyeceğim. Sonra Atilla Dorsay'a sorulan sorular, film konuşmaları... Ama benim gündemim, saatlerce yolda geçirdiğim o anlamsız ve sinir bozucu anlardı...

Girdiğim her ortamdaki gibi, en genç katılımcı bendim. Yaşım 18. Herkes 35-40 yaşlarında, çalışan kişiler. Benim gibi gençler! Neredesiniz yahu?

Hürriyet'in binası, İstanbul'un resmen DIŞINDA. Hatta bana yolu tarif eden bir esnaf "Edirne tarafına doğru git..." deyince hafiften tırstığımı saklamayacağım. Ama bina, sanat galerisi gibi. Tablolar ve heykeller var. Çok şatafatlı, göz doldurucu ve sanat soslu. Ben çok beğendim.

Allah'tan dönüşte şirketin shuttle'ları vardı da onlarla 1,5 saatte dönebildim. En azından tek vasıtayla.

Yok yok... Henüz 6 aylık bir İstanbullu olarak bugün hiç bilmediğim bir coğrafyaya yönelerek bir hayli risk aldım. Sonuç olarak gideceğim yere gidebildim, ama bu şehrin temposu beni çok yoruyor. Aklım almıyor yani. Trafikte geçip giden saatlere bir açıklama getiremiyorum. Feci bir zaman kaybı. Ayaklarıma kara sular indi... Azıcık dinleneyim ben. Bennu Hanım'la yaptığım röportajı 1 Mayıs perşembe günü yayımlayacağım blogda.


 
Bu arada Bennu Hanım cumartesi akşamı kendi Instagram hesabında benimle birlikte olan fotoğrafını paylaşmıştı, sadece o gün epey de beğeni almıştı... Instagram hesabım yok, ama bu jestten sonra açmam şart oldu! Çok mutluyum... Muhteşem röportajımız için 1 Mayıs'a kadar bekleteceğim sizleri!
 

6 yorum:

  1. macera filmi gibi olmuş :) a. dorsay etkinliğini kısa anlatmışsın ama ya.
    röportaj kutlarım. :)

    YanıtlaSil
  2. Hocam en azından bir etkinliğe katıldınız :D Bardağın dolu tarafını görmekte fayda var. Bu arada Röportajı merakla bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  3. Macera yaşamışsın :) Anlatımın çok doğal ve içten

    YanıtlaSil
  4. bu tür etkinliklere katılmak güzel seninki aksiyon dolu olsa da :)
    1 mayıs'ı sabırsızlıkla bekliyoruz :)

    YanıtlaSil
  5. Yolda geçen zamana sinir olmamak mümkün değil ki
    Röportajı sabırsızlıkla bekliyoruz :)

    YanıtlaSil
  6. :)) kızma elimde olmadan güldüm.eh malum uslubunla birleşince yolculuk maceran gülümsetti beni.baya macera yaşamışsın.
    ama seninle de gurur duydum sevgili mert.bak 10 blogger arasında olmak çok güzel.bravo.başarının kat kat artarak devam etmesini diliyorum.buarada sıkıntılı günler geçirdim blog dünyasından epey uzak kaldım.tam 4 saattir yazıyorum o kadar yani :) açığımı kapatıcam inşallah.sevgiler..

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...