7 Mart 2016 Pazartesi

CNR KİTAP FUARI'NIN ARDINDAN...

Öncelikle herkese iyi haftalar!

Bildiğiniz gibi CNR Kitap Fuarı'nda benim de imza günüm vardı dün. Bu benim ilk imza günümdü, o nedenle ister istemez biraz heyecanlıydım. Saat 14-15 arasında standdaydım. Beni Twitter, Instagram, Facebook'tan falan takip edenleriniz çoktan görmüştür de, sadece blog'dan takip edenleriniz için işte dünden bazı fotoğraflar:




Fuara girerken gözlerime inanamadım. Kapıda uçak kuyruğu gibi kuyruk vardı, inanılmaz kalabalıktı, bu sevindirici bir şey. Kapıdan içeri beş dakikada ancak girebildik. Ben 14'ten biraz erken gitmiştim, o arada standları dolaşıp kitap satın aldım. Ama maalesef pek indirim yoktu. Yani yüzde yirmi indirim ya vardı ya yoktu yayınevlerinde. Oysa bu kadar insan zahmet edip şehrin ta bir ucundaki bir fuara, yayıncıların ayağına geliyorsa eğer, güzel indirimler olmalıydı diye düşünüyorum... 

Fuarla ilgili yaptığım en büyük gözlem ise şu: Malum bu yıl Wattpad yazarlarının yılı olduğundan, kafamı nereye çevirsem kitap kapaklarında birbirine sarılmış güzel bir kız ve yakışıklı bir erkek fotoğrafı gördüm... Evet, edebi tattan uzak, tamamen ticari amaçlarla basılan kitapların sektörde rağbet gördüğü bir dönemden geçiyoruz... Ama hiç şüphesiz bu da gelip geçici bir dönem... Bu tip kitaplar, tıpkı bir dönem kötü şarkılarıyla meşhur olan şarkıcılar, yarışma birincileri gibi benzerleri arasında kaybolup gidecektir... 

Tam da bu noktada izninizle kendi kitabım Ters Düz'den bir alıntı yapmak istiyorum:

Oysa kitabının adı Aşk Adası, Aşk Vadisi, Papatya Falı, Bahar Dalları Bahar Aşkları, Keriz Mevsimi, Aşkım Canikom, Erkeğimin Peşinde, Orta Yaşlı Bir Kadından Aşk İtirafları, Kiralık Sevgili, Aşk Oyunu, Aşkın Yolu, Aşkın Tadı Tuzu, Sensiz Ölürüm, Seni Unutamadım, Seni Unutamıyorum, Seni Unutamayacağım, Çiçeğimsin Sen Benim, Kalbim Sende Kaldı, Bebeğimiz Olsun, Bana Artık Aşk De, Benim Adım Aşk, Adı Aşk, Mutlu Olalım, Gel Evlenelim, Pardon Bana Mı Dedin, Ya Seversen, İki Kere İki Dört Etmez, Lise Aşkım, Çok Yakışıklı Çocuk, Karizmatik Çocuk, Hoş Çocuk, Çok Yakışıklı Çocuk II, Önüm Arkam Aşk, Arkam Önüm Aşk, Aşkımızın Meyveleri, Aşk Meyveleri, Çekirdeksiz Aşk gibi bir şey olsaydı bu yayınevleri okumaya hiç gerek duymadan hemen basarlardı, biliyordu. Çünkü yayınevleri aslında edebiyat heveslilerinin bir araya toplanıp sanatsal konuşmalar yaptıkları yerler değil, para kazanma hırsıyla birbirini yiyen insanların ne tür kitaplar basıp daha çok para kazanabileceklerini tartıştıkları ticarethanelerdi. Birbirinin kopyası olan, aynı konuları tekrar eden aşk öykülerini hemen basarlardı mesela. O tip kitapların yazım ve mantık hatalarıyla dolu olmaları, hedef kitlesi beş yaşındaki çocuklarmışçasına bir dil kullanmaları hiç önemli olmazdı. Ece, günün birinde sektörün onu da böyle kalitesiz romanlar yazmaya mecbur bırakıp bırakmayacağını merak etti.


O değil de, ben imza masasının başındayken bir de ne göreyim: Canan Karatay! Standlar arasındaki yoldan, yanında pembe eşofman takımlı biriyle birlikte usulca yürüyüp geçti. Canan Karatay'ı görünce yüzüne ister istemez kocaman bir gülümseme yayılıyor insanın. "Acaba gezmeye mi geldi?" diye düşünürken şimdi internete bakıp öğrendim ki o da imza günü için fuardaymış. Şimdi pişmanım niye fotoğraf çektirmedim onunla diye... Kendi imza günü telaşım içinde koskoca Karatay arada kaynadı gitti bak... 

İşte ilk imza günüm böyle geçti... Hepinize teşekkürlerimle! 

14 yorum:

  1. gelemediğim için üzgünüm :(

    YanıtlaSil
  2. ÇOK ÇOK TEBRİK EDİYORUM SENİ
    BAŞARILARININ DEVAMINI DİLİYORUM
    HARİKASIN

    YanıtlaSil
  3. Genç yaşta insanın düşündüklerini gerçekleştirebilmesi ne güzeldir. Tebrikler.

    YanıtlaSil
  4. Yayınevleri hakkındaki görüşünüze katılıyorum. Ne kadar güzel bir kitap çıkarmak ve imzalamak... hayırlı olsun. henüz alamadım ama bu ay gidip alacağım söz.Tebrik ederim :)

    YanıtlaSil
  5. Daha nice imza günlerine Mert :) İkinci kitabı sabırsızlıkla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, yazılıyor kendisi! :)

      Sil
  6. Tebrik ederim mert.ben de gelmeyi çok isterdim ama biliyorsun ki istanbul da değildim :(

    YanıtlaSil
  7. Tebrik ederim kardeşim. Başarılarının devamırı dilerim.

    YanıtlaSil
  8. Tebrik ederim en yakın zamanda okumayı düşünüyorum :)
    Blogumu keşfetmiş olmana da çok sevindim. :)

    YanıtlaSil
  9. oleeeey bi güüün önünde kuyruklar olacak ahmet ümit gibiii :)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...