Dün çay kültürüyle ilgili bir kitaptan bir alıntı yapmıştım, şu fotoğrafın altına. Çaysız olmaz tabii ki, ama kahvesiz de olmaz tabii ki! 🍵 Aa şu anda fark ettim ki blog postu yazarkenki tuşlara da güncelleme gelmiş, eh geri kalmak istemiyorlar, güzel olmuş. İlk emojim kahve kupası olsun. Neyse, bol köpüklü, sütlü sıcacık bir kahveyi kim sevmez?
Arkadaşım İpek'le, İpek Özağan'la bir fotoğrafımızı koyayım... Aylardan Kasım'dı, hava nispeten sıcaktı ve üstümüze nur yağıyordu... 😂☀☁🍃 Neyse konuyu dağıtmayayım, şimdi asıl konuya geliyorum.
Dün yine bir AVM'deyiz... Tchibo'da lezzet ikilisi oluyor, çok seviyorum. Kahve ve pasta. Aldım bunları. Sonra mağazayı gezerken bir hırka gördüm, gri, hoşuma gitti, alayım dedim. Yani çok kışlık sayılmaz öyle çok kalın değil ama modeli pek hoş, iki model arasında kaldım, ben aynada bakarken yanıma bir kadın geldi. Aynı da geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Gönül Ülkü'ye benziyor, sarı saçlı haline, hani Yalan Dünya'daki kırmızı peruklu Afife haline değil.
Tchibo'daki bu kadın başta sadece yanımdan geçerken fikrini belirtmek isteyen bir teyzeydi. "Oğlum bu da güzel, diğerini bir daha giy bakayım?" falan dedi. Meraklı, yaşlı bir teyze diye düşündüm. Biraz konuştuk sonra ben mağazanın diğer tarafına gittim, teyze bu sefer tekrar yanımıza gelip bizimkilerle de sohbet etmeye başladı. 💬 Başımda duruyor, çıkarıp giydiklerimi kritik ediyordu. Başta yardımsever gelmişti bana bu tatlı teyze, ama dakikalar geçtikçe gitmeyeceğini anladım, biraz huzursuz oldum, gerildim. Tchibo'ları bilirsiniz zaten kutu kadar mağazalar. Kadın geldi bize bir şeyler anlatıyor, "Bak burada çok güzel pantolonlar da var ben bu giydiğimi buradan almıştım" diye bize bir pantolon gösterecek. Herkes bize bakmaya başladı. Çalışan kadınlar da. Acaba işbirliği ortaklık içindeler mi, resmen öyle yani! Neyse kadın pantolonun olduğu rafı bulmak için görevlilere sordu. Ben de sanki hırkayı kadının zoruyla alıyormuşum, kadın başımda "al al" demese almayacakmışım gibi bir psikolojiye girdim. Halbuki hayır yani sevdim beğendim o yüzden alacağım. Kasadaki görevliye sorduk, "O hep burada, bizden daha iyi biliyor," dedi.
Neyse demek istediğim işte Tchibo'lar küçücük mağazalardır. 😉
Bu arada, Erasmus'la nereye gittiğimi bu çarşamba günü detaylıca, sebepleriyle yazacağım! Takipte kalın!
Not: Bu yazıyı yazarken bana şu caz melodileri eşlik etti. Biraz hafiflemek isteyenlere.
Instagram'ınız varsa... instagram.com/ofluoglumert
Twitter'ınız varsa... twitter.com/ofluoglumert
Facebook'unuz varsa... facebook.com/ofluoglumert
AVM lerde oturacak bank koymuyorlar ki yorulan gidip kafede oturup harcama yapsın diye.
YanıtlaSilHç sevemedim şu avm'leri. Bana hep çok kalabalık geliyorlar, boğulacakmışım gibi oluyorum. Nokta atışı yapacaksam gidiyorum ancak :) Gir - al ve çık :)
YanıtlaSilAvm'lere özellikle haftasonu gidilmez. Sanırsın tüm şehir oraya toplanmış. Bir gün fast food yemeye niyetlendim gittim oturacak yer yoktu. Bir de adım başı tanıdık birilerini görmek de büyük sıkıntı. :D İhtiyaç duymadıkça gitmiyorum. :)
YanıtlaSiltchibo çok sık gidiyom kadıköyde en çok bi de devil's adlı pasta var tabii :)
YanıtlaSil