6 Aralık 2018 Perşembe

EKRANLARDA BİLİM KURGU HİKAYELERİNİN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ



Önümüzdeki sezonlarda ekranlarda daha çok bilim kurgu izleyeceğiz. Savaşlar sonrası uzak gelecekte dünya, olası karanlık distopya manzaraları… Netflix yapımı Dark ve The Rain'in ardından sırada edebiyat dünyasından ekrana transfer olan bilim kurgu hikayeleri var. Benim de inanılmaz bir merakla beklediğim ve yazının aşağılarında detaylı olarak yazacağım, Philip Reeve’in dört kitaplık bilim kurgu serisinin ilk kitabı olan Yürüyen Kentler’in sinema filmi Ölümcül Makineler yarın vizyona giriyor. George R. R. Martin’in romanından uyarlanan Nightflyers dizisi gelecek yıl Netflix’te başlıyor. Frank Herbert’ın altı kitaplık bilim kurgu serisi Dune film oluyor... ve daha neler neler!

Bilim kurguyu pek fazla sevmeyen birini bile (mesela beni) kendine aşık etmiş bir seriden bahsediyoruz: Yürüyen KentlerBildiğiniz gibi her fırsatta dile getiriyorum bu seriyi... Türkçe kitapları ON8 Yayınları'ndan çıkan seriyi daha önce kitapları çerçevesinde de pek çok kez blog'da yazmış, sizlerle paylaşmıştım. Daha geçen günkü yazımda da yine filmine değinmiştim. Dediğim gibi, bilim kurguya mesafeli duranları bile (ki ben de onlardan biriyimdir) mutlu edecek bir hikayesi var serinin.

Bu seri Türkiye’de neden bir türlü popüler olamamıştır, bir Harry Potter’dan, Yüzüklerin Efendisi’nden neyi eksiktir bilinmez; ama 7 Aralık'ta, yani yarın (aslında yabancı afişlerde 14 Aralık deniyor, vizyon tarihi bizde mi öne çekildi anlamadım - her neyse iyi olmuş!) vizyona girecek Peter Jackson yönetmenliğindeki sinema filmi bu durumu değiştirmeye kararlı gibi. Veya varsın yine az bilinsin Yürüyen Kentler evreni... Dört kitaplık bu seri, sayfalarından fırlayan capcanlı karakterleri ve gerçekçi-korkutucu gelecek tasvirleriyle okurlarına kentlerin tekerlekler üstünde yürüyüp gittiği, vahşi kentlerin ağızlarını açıp birbirini yediği bir dünyanın kapılarını aralıyor. Sırf böyle bir fikrin nasıl işlendiğini merak etmek bile kitapları okumak, filmi izlemek için tek başına yeterli bir neden bence. 

Zaten Yüzüklerin Efendisi'ni yapan ekip var Ölümcül Makineler'in de arkasında. Bu arada Ölümcül Makineler, dört kitaplık serinin adı. İlk filme ilk kitabın adı olan Yürüyen Kentler'i vermek yerine, genel olarak serinin adı verilmiş. Film, ilk kitapla aynı yerde mi bitecek gerçekten merak ediyorum. Umarım istenilen başarı yakalanır ve uyarlamaların devamı da gelir. Oyuncu kadrosu tepeden tırnağa, pek fazla bilinmeyen, tanınmamış isimlerden oluşuyor. Bu umarım bir avantaj olarak iyi değerlendirilmiştir. 

Gerçi kitapta yüzü yaralı, burnu olmayan çirkin mi çirkin bir kız olarak tasvir edilen Hester karakteri'nin filmde karşımıza kitaptakiyle alakası olmayan, güzel bir kız olarak çıkması (aşağıya afişi koyuyorum) serinin fanları arasında ufak bir krize yol açmışa benziyor, ama neyse ki tek olumsuz eleştiri bu. Zira kitaptan filme yapılan uyarlamalardan sürekli hoşnutsuz olan fan kitlesine, Yürüyen Kentler'de pek rastlamayacağız gibi, çünkü film ciddi anlamda kitapta okurun kafasında canlandırdığının bir yansıması gibi duruyor. En azından fragmanlardan edinilen izlenim bu yönde. Bu anlamda büyük ölçüde başarılı bir uyarlamayla karşı karşıyayız. Ben bir de (kitabı okuyan herkes gibi) İz Sürücü'nün filmde nasıl görüneceğini çok merak ediyorum. 


Şu sıralar, bu sonbahar dönemi çok güzel filmlere ev sahipliği yaptı sinema salonları... Müslüm, Bohemian Rhapsody (blog'da yazdım bu ikisini), şimdi Şampiyon ve Ölümcül Makineler geliyor, hatta Millennium'un devamı olan Örümcek Ağındaki Kız da geldi (gerçi ben ona gitmeye korkuyorum kötüdür diye). Ölümcül Makineler'i heyecanla ve merakla bekliyorum. 2 saat 8 dakikalık filme büyük beklentiyle gideceğim ve çok keyif alacağımdan eminim, çünkü fragmanları buna işaret ediyor. İyi bir kitap uyarlamasıyla karşı karşıyayız, belli. Gerçi her zaman şöyle bir sorun vardır: Kitap çok iyidir ve film kitap kadar detaylı olamayacağı, kitabın tamamını kapsayamayacağı için hep eksik kalır. Evet, bu doğru. Ama bu demek değil ki olabilecek en güzel uyarlama yapılmamıştır!

Ben kendi adıma hayal kırıklığına uğrayacağımı sanmıyorum. Tabii bunun kesin cevabını, yarın sinemalarda öğreneceğim.

Peki siz bu seriyi duydunuz mu? Ya da filmine gidecek misiniz? 

9 yorum:

  1. heeey origin de güzeldiii :)

    YanıtlaSil
  2. Yaşam stilimiz değişiyor.Yenilik mi yoksa gerilik mi? adını koymak zor..Elimdeki akıllı telefona bile alışamadım.Sanırım yaşlanıyoruz

    YanıtlaSil
  3. vayyy tam kızımla kocama göre diziler filmler bunlar...çok şanslılar çok...

    YanıtlaSil
  4. kitaptan yapılan film uyarlamaları iyi olmuyor :)

    YanıtlaSil
  5. bu seri kızımda var ama okumamıştım.filmini merak ettim.ben ya film ya kitap tercih ederim.öncelik ise daima kitap:)

    YanıtlaSil
  6. Ben hala zombi vampir filmleri seviyorum.

    YanıtlaSil
  7. türkiyede en çok izlenen diziler, bilimkurgu çıkmış. netflix bilimkurgular :)

    YanıtlaSil
  8. Hepsi de merak ettiğim yapımlar. Ölümcül makinelere arkadaşlarla gitmeyi planlıyordum hepsiyle de sözleşmiştik fakat hepsi de birbirine haber vermeden başkalarıyla izlemeye gitmiş tek kaldım sonuç olarak hüsrana uğradım uzun süre beklerim yeniden izleme hevesi gelmesi için artık :D

    YanıtlaSil
  9. Bilim kurguyu çok severim, izlenecek bir çok yeni yapım var. Ne güzel, teşekkürler..

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...