27 Mart 2019 Çarşamba

ŞU SIRALAR ELİMİN ALTINDA YENİ ÇIKMIŞ HANGİ KİTAPLAR VAR?


İlber Ortaylı - Bir Ömür Nasıl Yaşanır? (Kronik Kitap)
Josh Malerman - Carol Gömülmeden (İthaki Yayınları)
Stephen King - Hayatı Emen Karanlık (Altın Kitaplar)
Vladimir Sorokin - Tipi (Can Yayınları) 
Lisa Halliday - Asimetri (Domingo Yayınları)


Maxi Dylan Dog / Old Boy - Aylık Albüm (Lal Kitap)
Roy Jacobsen - Beyaz Deniz (Yapı Kredi Yayınları)
Volker Kutscher - Gereon Rath'ın Üçüncü Vakası (İletişim Yayınları)
Herman Melville - Veranda Öyküleri (Vakıf Bank Kültür Yayınları)
Selim Şeker - 5G Nesnelerin İnterneti ve Sağlığımız (Hayy Kitap)

Sosyal medya hesaplarım:

14 Mart 2019 Perşembe

SEZON DEVAM EDERKEN DİZİLERİN KARNESİ

Sezon devam ederken dizi dünyasında olup bitenler... Reyting canavarına direnenler ve kurban gidenler... Benim yorumlarım... 24'e kadar gözlerimi açık tutamayıp uyuyakalmalarım... Ve tabii Netflix... 

KARDEŞ ÇOCUKLARI (+++)


Kardeş Çocukları, yayınlandığı pazar günü ekranda pek başka dizi olmamasının haklı avantajını yaşıyor. Daha önce izlediğimiz benzer temalı dizileri andırmasına rağmen, Bir Zamanlar Çukurova gibi hem Total hem AB izleyicisini avucunun içine alan güçlü bir hikayeye ve çatışmalara sahip. Senaryoda bazı sarkmalar ve gereksiz uzatmalar olsa da, meselesini derli toplu bir şekilde anlatmaya devam ediyor. Kızıl saçlarıyla kötülük cadısı Umay Karay'ı hayli iyi canlandıran Nur Fettahoğlu, bence bu rolle Aşk-ı Memnu'daki Peyker'i kesinlikle unutturdu. Mehmet Aslantuğ ve Ayça Bingöl'le birlikte gayet güzel bir üçlü izliyoruz. Dört diziden üçünün reyting canavarına kurban gidip yayından kaldırıldığı şu dönemde, aldığı iyi reytinglerle Kardeş Çocukları ikinci sezonu çoktan garantiledi bile.

YASAK ELMA (---)



Gelecek sezonunu garantileyen bir başka iş de Yasak Elma... Dizi, drama olarak başladığı yolculuğunda izleyenlere "Gerçekten bu kadarı da saçmalık artık!" dedirtecek o kadar şey yaptı ki, yoluna benim için artık bir komedi dizisi olarak devam ediyor... Oyuncuları da projeyi de sevsem de, bölüm hikayeleri ve senaryo çok basitleşti! Güllerin Savaşı olabilecekken üçüncü sınıf komedi dizisine dönüştü... Üzgünüm... Ben sıkılarak, ayılarak, bayılarak ve göz ucuyla izliyorum artık ama dizi aldığı reytinglerle yeni sezonunu çoktan garantiledi bile. Aynı akşam ekranda bir başka kadın işi olmaması da izlenmesindeki en büyük sebeplerden biri tabii.

YÜZLEŞME (---)



Salı akşamı Kadın dizisinin karşısında yayın hayatına başlayan Yüzleşme, çok üzgünüm, ama üç kilometre öteden "Ben tutmayacağım!" diye bağırıyordu... Oyuncular da doğru seçim değildi, hikayenin işlenişi de çok yanlıştı. Eğer senaryosu iyi olsa Kadın'a rağmen bir şansı vardı. Ama görünen o ki dizinin finali yakındır. Geçmiş olsun.

BİR AİLE HİKAYESİ (+++)



Ekranlar Songül Öden'i gerçekten özlemişti... Umutsuz Ev Kadınları'ndan sonra, yine orada canlandırdığı karakterin tadını verebilecek bir karakterle karşımıza çıktı Songül Öden... This Is Us adlı dizinin uyarlaması bu. İkinci bölümü bu cumartesi yayınlanacak. Umarım uzun soluklu olur. Sonuçta cumartesi akşamı Erkenci Kuş ve Survivor'dan bıkan kitle için iyi bir seçim. 

VURGUN (---)



Bu sezon Hilal Saral'ın dizileri hep yarım kaldı. Şahin Tepesi'nin ardından yönetmenliğini üstlendiği Vurgun da dün akşam altıncı bölümüyle erken final yaptı. Dizi, daha önce defalarca işlenmiş bir konuyu işleyen, bayat bir diziydi. Olmayacağı belliydi... Emeklere yazık oldu...

KUZGUN (---)


Kurtlar Vadisi, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, İçerde, Çukur gibi diziler sağ olsun, ekranda "racon" kesen tiplerin sayısı arttıkça arttı. Mafya-intikam temalı diziler bunlardan geçilmiyor tabii, ama artık her dizide böyle en az bir tane karakter görüyoruz. Kasıla kasıla yürüyen "ağır" abiler... Sezonun yayın hayatına bir heves başlayıp beklenen reytingi sağlayamayan dizilerinden Çarpışma ve Kuzgun'da da bu durum geçerli... Barış Arduç'un Kıvanç Tatlıtuğ'un Kuzey karakterinin hal ve hareketlerini andıran Kuzgun'unu hiç sevemedim... Dizide de, Burcu Biricik gibi bir oyuncuya rağmen bir soğukluk, donukluk var... Hikayesi hiç çekmedi... Zaten Şubat'ta başladığı için bu sezonunu tamamlar diye düşünüyorum, ama gelecek sezonda devam etmesi zor görünüyor.

BİR ZAMANLAR ÇUKUROVA (+++)



Perşembe akşamları ekrana gelen Bir Zamanlar Çukurova'nın sezonun en iyi işi olacağını daha birinci bölüm fragmanını gördüğüm an söylemiştim. Öyle de oldu. Nedenlerini tekrar yazmayayım, çünkü daha önce çok yazdım burada. Ekleyebileceğim tek şey: Saniye'yle Gaffur'un spin-off dizisi çekilse bile izlerim!

İSTANBULLU GELİN (---)



İstanbullu Gelin'in yeni sezon fragmanında Süreyya'nın kızı Yaz'ın ağzından "Babaannemi kendi elleriyle öldüren Süreyya!" lafını hepimiz duyduk, değil mi? Sezonun ilk birkaç bölümünde gelecekten gösterilen sahnelerde Yaz'ı karşımıza çıkaran İstanbullu Gelin, sanırım reytinglerdeki düşüş yüzünden, Yaz'ı göstermeyi birdenbire kesti, reytingler de tekrar arttı. Yaz'ın büyük halini canlandıran Ahsen Eroğlu'nu flashforward'larda göreceğiz diye çok bekledim, ama sonunda olmayacağını anladım. Hatta Eroğlu da şu sıralar başka bir dizide, Kuzgun'da Kumru olarak yer alıyor. Belli ki o da İstanbullu Gelin'de sıranın kendisine geleceği an'ı beklemekten sıkıldı ve böyle bir şey olmayacağını anlayınca başka bir diziyle el sıkıştı. Ama benim anlamadığım, madem sezon planlamasında Süreyya'nın kızı Yaz'ı ve hatta Süreyya'nın Esma'yı öldürmesini planlanmış ve bunu fragmanda seyirciye duyurulmuştu, şimdi neden hikaye yarım bırakılıp bambaşka bir yola sokuldu? Seyirci, izlediği fragmanı yok mu sayacak? Yine de İstanbullu Gelin bu, finalde bu konuya bir açıklık getirileceğini tahmin ediyorum. 

Siz şu sıralar neler izliyor, nelere burun kıvırıyorsunuz? Yoksa siz de mi Netflix kuşu olanlardansınız? Netflix hayatlarımıza yerleşti yerleşeli ve Türk izleyicisi başka türlü bir dizi keyfinin de mümkün olabileceğini gördü göreli, her akşam 20-24 arası dizi izlemek insanlarda yavaş yavaş bir işkence haline gelmeye başladı gibi. Demedi demeyin. Ama geleneksel ekranın tadı da başka. Tabii dijitalin cazibesi de görmezden gelinemeyecek kadar yoğun.

Kararsızım! Sizce hangisi? Netflix mi, yoksa bildiğimiz eski televizyon mu?


Beni sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın:

instagram: @ofluoglumert
twitter: @ofluoglumert
facebook: @ofluoglumert

4 Mart 2019 Pazartesi

BENİ ŞOK EDEN BİR YORUM!


Kitabım Ters Düz'ü biliyorsunuz...

Onu dizi yapmak istediğimi de... 

Hatta dizi olursa, baş karakter Ece Duman'ı kimin oynamasını istediğimi de...

İşte, o isim olan Aslı Tandoğan'la buluşmamı geçen gün şu yazımda yazmıştım...

Yazımı, "Tabii bakalım Aslı Tandoğan kitabı okuyunca Ece olmak isteyecek mi?" sorusuyla bitirmiştim. 

Aynı yazıyı, instagram hesabımda da paylaşmıştım...

İşte Aslı Tandoğan oraya, heyecandan ne yazacağımı bilemediğim bir yorum bırakmış!

"Sevgili Mert, senin gibi işine önem veren, nazik ve yetenekli biriyle tanıştığıma çok mutlu oldum. Umarım kitabın Ters Düz arzu ettiğin gibi dizi olur, o zaman mutlaka Ece'yi ben canlandırmak isterim."



Ben de heyecandan sadece bu emojileri bırakabildim: 😱❤😱

Peki sizce Ters Düz, geleneksel anlamda bir televizyon dizisi olmaya mı yoksa bir internet dizisi olmaya mı daha uygun? 

Beni sosyal medya hesaplarımdan takip etmeyi unutmayın:

instagram: @ofluoglumert

twitter: @ofluoglumert

facebook: @ofluoglumert

1 Mart 2019 Cuma

ASLI TANDOĞAN, REFİKA BİRGÜL VE ÇOK DAHA FAZLASI!





Mart ayı, Mart sayısıyla birlikte geldi! Bu sayıda da yine dopdolu bir içerik hazırladık. Yine yurt içi ve yurt dışından çeşitli seyahat rotalarını bir araya getirdik. “Doğal” ve “içten” sıfatlarını sonuna kadar hak eden Aslı Tandoğan ile, YouTube’da kendi ismiyle açtığı kanalı ve ailecek sergiledikleri “evli, mutlu, çocuklu” tablosunu konuştuk. Fotoğraf çekiminde de o oyunculuğunu konuşturdu ve ortaya şahane kareler çıktı! Yemek sayfamız için, yaptığı programlar ve yazdığı kitaplarla “yemek” denildiğinde akla gelen ilk isimlerden olan Refika Birgül ile mutfakta öze dönmeye dikkat çektik. Yapılan yemeklerde kullanılan sebze ve meyveyi olabildiğince kısa mesafeden, mesela kendi bahçenizden veya terasınızdan temin etmeyi esas alan “hiperyerellik” trendiyle ilgili pek çok şey söyledi. Tabii her ayın vazgeçilmezlerinden olan kültür-sanat sayfalarımızı ve daha fazlasını da unutmamalı… Ben hepsini paylaşamıyorum, ama siz derginin tamamını internetten okuyabilirsiniz. Veya belki Glober’la havada karşılaşırsınız, kim bilir? ✈☁️ Şimdi tatlı bir yorgunluk içinde, hafta sonunu, bu ayın diğer yeni dergilerini okumaya ayırmak istiyorum! Tabii biz Nisan sayısı için çoktan çalışmaya başladık bile. Yeri gelmişken söylemeden geçmeyeyim, bu tempo bana bazen kafa karışıklığı da yaşatmıyor değil: Her ay, gelecek ayın dergisini hazırlamaktan kendimi gelecek ayda zannediyorum. 🙊 Yani şu an Mart’ın 1’inde değil de, Nisan’ın 1’inde gibi hissediyorum kendimi. Ne denilebilir ki, sanırım bir çeşit mesleki deformasyon bu. 🤷‍♂️ Ama en güzelinden! Herkese bol okumalı hafta sonları! 




Beni sosyal medya hesaplarımdan da takip edebilirsiniz:

instagram: @ofluoglumert

twitter: @ofluoglumert

facebook: @ofluoglumert

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...