31 Ekim 2022 Pazartesi

MERT PODCAST YAPSIN MI?

Ses bir-ki, ses bir-ki...  

Podcast dinliyor musunuz?

Dinliyorsanız, hangi uygulamadan dinliyorsunuz? 

Ne tür programlar ilginizi çekiyor? 

Ben yapsam dinler misiniz? 

Benden nasıl bir içerik beklersiniz? 

Düşünceleriniz benim için her zaman önemli, biliyorsunuz :)

instagram.com/ofluoglumert

twitter.com/ofluoglumert 

27 Ekim 2022 Perşembe

UÇURUM ZAMANI'NA YENİ BİR OKUR YORUMU

Uçurum Zamanı okur yorumları devam ediyor. Yeni bir okurumun Instagram'da kitabı yorumladığı yazısını aktarıyorum:

@okurseveresra: 

Mert Ofluoğlu / Uçurum Zamanı
 
"Bozbalık Üçlemesi’nin ilk kitabı Ters Düz (sayfamda yorumu var) bir ölümle bitmişti. Serinin ikinci kitabı Uçurum Zamanı aksiyon, entrika, sırlar, ölümler ve aşklar barındıran, her sayfasında sizi içine çeken harika kurgusuyla devam ediyor. Akıcı ve samimi bir dille yazılmış. Onun için olayları okumuyor, yaşıyorsunuz. Üçüncü kitabı sabırsızlıkla bekliyorum. Yazarımıza @ofluoglumert bu güzel kitabı için çok teşekkür ederim. 
 
Ece, üvey kardeşi Nilgün’ü yaşananlardan uzaklaştırmak için kampa gönderir. Kampta aşkı bulan Nilgün eve döndüğünde eskisinden de kötü durumdadır. Sakladığı sır ve hissettiği aşk onu içten içe bitirir.
 
Kocası Ali ile boşanmalarına sebep olarak Ece’yi suçlayan Meryem öyle bir plan yapar ki Burak’la Ece’yi ayırmakla kalmamış, tüm dengelerin sarsılmasına sebep olmuştur. 
 
Saklanan sırra bir ortak daha çıkmış, mesajlarıyla Ece’ye zor günler yaşatmaktadır. 
 
Haziran ayında bir gün öyle bir fırtına çıkar ki tüm doğa şartlarını zorlar. Ağaçlar devrilmeye, çatılar uçmaya başlar. Bozbalık’ta olan bu olağanüstü fırtına sadece çevreyi değil insanların birbirleriyle de yaşadıkları bir fırtınaya dönüşür. Gerçekler su yüzüne çıkarken, götürdükleri neler olacaktır?"

20 Ekim 2022 Perşembe

İMZALI KİTAPLAR SERVET EDER Mİ?

1990'larda, J. K. Rowling tarafından imzalanan Harry Potter kitaplarını satın alan bir anne, bir uzmandan ikisinin de ender ilk baskılar olduğunu öğrenince şaşkına dönmüş. Kadın, Harry Potter ve Felsefe Taşı ile Harry Potter ve Sırlar Odası kitaplarını, 1997 ve 1998 yıllarında oğulları John ve Billy’yi okumaya teşvik etmek için 5 sterline satın almış. Şimdi ise, sadece Felsefe Taşı'nın bile 4.000-6.000 sterlin arasında bir değeri olduğunu öğrenmiş.

Yani kitapları satarsa zengin olabilir. 

Kitapların baskısı aslında görece yakın bir tarihte gerçekleşmesine ve J. K. Rowling hala hayatta olmasına rağmen, gördüğünüz gibi hayli değer taşıyor demek ki.

Uzun lafın kısası, yazar imzalı ilk baskılar önemlidir arkadaşlar... :)

Kitap linkleri (tıklayın)

twitter.com/ofluoglumert

instagram.com/ofluoglumert  
 


 


18 Ekim 2022 Salı

FİYATSIZ KİTAPLAR...

Bu pahalılık durmuyor... Durmuyor!

Artık kitaplara etiket bile basılmıyor. 

Çünkü ekonomik kriz yüzünden her an her kitabın fiyatı artıyor. 

Etiketinde 20 lira yazan kitap 70 liraya satılıyor. 

Durum vahim... 

Ülkemizde kağıt fabrikası kurulmadıktan sonra yayıncılık özelindeki bu kriz zor çözülür gibi...

Benim yeni kitabım geçen yıl bu ay 42 liradan satışa çıkmıştı, çeşitli zamlardan sonra yayınevi şu an 96 lira yapmış...

Daha da artar bu gidişle...

Alacağınız kitapları alın a dostlar!

Kitap linkleri (tıklayın)

twitter.com/ofluoglumert

instagram.com/ofluoglumert 

13 Ekim 2022 Perşembe

EN ÇOK DA KENDİ KENDİNDEN KURTULMAYI İSTEMEK...

 

"Gözyaşlarını elinin tersiyle silip, 'Hepiniz kurtulacaksınız benden!' dedi öfkeyle. En çok da kendine öfkeliydi, sanki en çok da o istiyordu kendinden kurtulmayı." 

Ah Meryem, ah... 

Alıntı, Bozbalık Üçlemesi II. Kitap: Uçurum Zamanı'ndan.

Bu sefer de izninizle kendi kitabımdan alıntı paylaşayım istedim.

Sevgiler...

Kitap linkleri (tıklayın)

twitter.com/ofluoglumert

instagram.com/ofluoglumert 

2 Ekim 2022 Pazar

KİTABA HÜRMET, YAZARA EDEP!

Nurullah Ataç, 1934 tarihli Kitaba Hürmet yazısında, parasını kitap almaya harcamak istemeyenlere hitaben şöyle yazıyor:

"Beğendiğiniz bir romanın şahısları ile tanışmak yüz elli kuruş mu eder? On kuruş verip bu mecmuayı aldınız: Birtakım resimler gördünüz, yazılar okudunuz, belki bir şey öğrendiniz, belki düşüncelerinize uymayan sözlerle karşılaşıp sinirlendiniz ve bu suretle belki kanaatleriniz biraz sarsıldı veya kuvvet buldu. Bütün bunlarla o on kuruş arasında, sorarım size, bir nispet kurmak imkanı var mı?

Hayır, siz yüz elli kuruşla bir kitabın, on kuruşla bir mecmuanın hakiki değerini vermiş olmuyorsunuz. Zaten hiçbir kitabın, yazının para ile ölçülecek bir değeri yoktur. Verdiğiniz para bir iştirak bedelidir. Kitabın yazılmasını, mecmuanın çıkmasını mümkün kılmak isteyenlerin arasına karışıyorsunuz." 

Söylemeye bile gerek yok: Kitaplara paha biçilemez. 

Ama öyle ki, Starbucks gibi seri üretim yapılan kahvecilerde sonu bucağı görünmeyen kahve kuyruklarında bekleyip bir kahveye 35-40 lira verirken hiç gocunmuyoruz da, sıra kitap almaya gelince oldukça tereddütlü davranıyoruz. İstiyoruz ki biz o kitaba para vermeyelim de birisi o kitabı bize bedavaya versin.

Kibarlık gereği biz diyorum, toplumdan bahsettiğim için. Yoksa ben ve muhtemelen sen, hiç de öyle değilsin, sevgili okur.

Sosyal medya, bir kitaba bedava yoldan ulaşmak isteyen kolaycılarla dolu. 

Mesaj kutum, "Kitabınızı gönderin, okuyup yorum yapalım" diyen sözde "okur"larla dolup taşıyor.

Bunlar, maddi güçlük nedeniyle kitaba ulaşamayan değil, kitaba canı istemediği için harcama yapmak istemeyen insanlar. 

Paraları var ama, o parayı kitaba vermek istemiyorlar. "Nasıl olsa sosyal medyada 3-5 bin takipçim var, bana bu kitabı bedava gönderirler" diye düşünüp, üşenmeyip, üşenmeyi de geçtim, yüzleri kızarmayıp, yayınevine filan bile değil, bizzat yazarın kendisine mesaj atıyorlar.

Bir yazara gidip "Bana kitabını gönderirsen okurum" demek, bir oyuncuya ya da yönetmene gidip "Bana sinema bileti verirsen filmini izlerim" demek gibi bir şey.

Okuma kardeşim, benim senin benim kitabını okumana ihtiyacım yok.  

Ve demek ki, senin de o kitabı okumaya ihtiyacın yok...

Daha geçen gün, yine bir benzerini yaşadım: 

Daha doğrusu, bu sefer öyle bir şey yaşadım ki, böylesi daha önce hiç başıma gelmemişti!

Instagram'da kitap sayfası olan bir "okur"dan bana önce, şöyle övgülerle dolu bir mesaj geldi:

"Kitaptaki cümleler ve betimlemeler için kaç gece uykusuz kaldığınızın, yeri geldiğinde burası olmamış deyip tekrar baştan başladığınızın, binbir emekle yazdıklarınızın değerini bilmeyenler romanlarınızı okumasın. Okurun yemek misali doyan midesinin yanında beynine inmek adına cebelleştiğinizin karşılığı eşittir basit lanet rakamlardan ibaretse, okuyorum diyenler gerçekten okumasın! Amacı gerçekten okumak olanlar destek olur!"

Bu iddialı ve yersiz bir şekilde sivri cümlelerle dolu mesajın üstünden çok değil, sadece birkaç gün geçtikten sonra, bu "okur", herhalde bir önce yazdıklarını unutmuş olacak ki, bu sefer de şöyle yazdı:

"Yeni kitabınızı gönderin, okuyup profesyonel yorum yapayım." 

Ne denir ki... Şaştım kaldım...

Yayıncılığın zaten ekonomik kriz nedeniyle zor bir dönemden geçtiği ve benim gibi genç bir yazarın bir sonraki kitabını basacak bir yayınevi bulup bulamayacağı konusunda bile umutsuzluk yaşamaktan neredeyse yazmaya dahi odaklanamadığı şu günlerde, insan hiç değilse "okur"lardan samimi bir destek bekliyor.

Ama herkese de okur dememek lazım.

Okumak, son derece ciddi bir iştir. 

Gerçek okurlar çok şükür o manevi desteği her zaman veriyor da, kendini yükseklerde gören, amacı okumaktan ziyade trendlere uyum sağlamak olan bazı sosyal medya "okur"ları böyle abuk subuk taleplerle ve dengesizliklerle gelebiliyor. 

O nedenledir ki, Nurullah Ataç'ın başlığına ben de naçizane şöyle bir ekleme yapmak isterim:

Kitaba hürmet, yazara edep!

Kitap linkleri (tıklayın)

twitter.com/ofluoglumert

instagram.com/ofluoglumert 

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...