30 Mart 2018 Cuma

KEŞFEDİLMEMİŞ BİR ŞARKICI… BEN BULDUM!

Yeni keşfim Bea Miller. O kadar büyük bir yetenek ama o kadar az popüler ki, beni ona çeken ilk şey tam olarak bu oldu. Böyle genç bir ses ve enerjinin Youtube’daki en popüler şarkı kliplerinin yalnızca 2-3 milyon kez "tık"lanmış olmasıysa hayli ilginç. Ama muazzam bir hayran kitlesi ve instagram'da daha şimdiden 1,5 milyon takipçisi var, bu da çok enteresan. Zaten videolarının altında binlerce “Sen bundan daha iyisini hak ediyorsun”, “Neden bu kadar az dinleniyor” gibi yorumlar göze çarpıyor. Neyse, biz “tık”lara fazla takılmadan, Miller’in şarkılarının kulağımızla olan ilişkisine bakalım. Zaten bir kitap daha az okunuyorsa, bir film daha az izleniyorsa ve tabii bir şarkıcı daha az dinleniyorsa, orada çoğu zaman iyi bir şeyler vardır! Kısa süre önce Aurora adlı albümü çıkan Miller'i sizler için yazdım. Like That, Song Like You, Yes Girl, Crash&Burn, Burning Bridges, To the Grave gibi peş peşe dinlediğim şarkılarını yorumladım. Bu Bea çok iyi bea!



Bildiğiniz gibi, ben her müzik türünü seviyorum. Ama en çok caz, blues, elektronik, deneysel, house, soul, folk, R&B, alternatif gibi, geniş kitlelerin pek sevmediği türleri ya da henüz keşfedip popüler kültürde eritmediği şarkıcıları dinlemekten hoşlanıyorum. Müzik piyasasında henüz pek fazla keşfedilmemiş Bea Miller da, işte tam bu yüzden ilgimi çekti belki.

Şubat 2018’de çıkan Aurora albümünü iki hafta içinde elli kez dinlemiş olabilirim. Normalde bu tarz “ergen” sanatçıları pek sevmem, ama Bea Miller’ın farklı bir duruşu, tarzı ve tavrı da var gibi. Popülerler içinde Rihanna ve Lana Del Rey’i andırıyor. Genç bir şarkıcı olduğu için tarzıyla The Pierces (pop rock) arasında benzerlikler kurulabilir. Hatta enerjisiyle yer yer Feist’i (indie pop, folk şarkıcısı) bile çağrıştırıyor. Yani oturaklı, güçlü şarkılara imza atmış Miller.

Aurora albümü 14 şarkıdan oluşuyor. Song Like You, Burning Bridges, Motherlove, I Can’t Breathe, Like That, Buy Me Diamonds, Outside, Girlfriend, Bored, Warmer, Repercussions, S.L.U.T., Crash&Burn ve To the Grave. Aurora, Miller’in aslında son birkaç yılda çıkardığı üç şarkılık mini albümlerinin, birkaç yeni şarkıyla genişletilmiş hali. Benim favori şarkılarım Burning Bridges, Like That, Song Like You, Crash&Burn ve To the Grave. Like That, Burning Bridges, Song Like You ve To the Grave’i mutlaka dinleyin (kliplerini izleyerek). 


Song Like You, onu keşfettiğim parça oldu. Enerjik, hareketli, kıpır kıpır bir şarkı. 


Miller hem coşkulu hem slow şarkıları ustalıkla söylüyor. Hepsi de ona yakışıyor. Like That şarkısı çok iyi. En bilinen şarkılarından biri de bu ama 5 milyonda kalmış. Anlamak güç.


İki buçuk dakikalık Crash&Burn ise albümün en gotik ama en iddialı parçası olabilir. Bir kez dinledikten sonra bile kendimi nakaratı tekrarlarken buldum. “Ain't nobody gotten through to me / Nobody gotten through to me / Nobody gotten, nobody-body got through, but you.” Evet, albümün gizli hit'i ilan ediyorum kendisini! Youtube'da henüz sadece 161 bin kez dinlenmiş.


Burning Bridges bir diğer güçlü şarkısı... Bu harika şarkıya sadece 2 milyon "tık" nedir ya? Kaldı ki, Bea'nın şarkılarının klipleri de son derece özenilmiş, başarılı klipler görsel olarak.


Bu şarkısına da bayılıyorum. To the Grave. "No fancy covering, you get just what you see..." Atmosferi gerçekten çok iyi. Ne var ki, 768 bini geçememiş!


Daha önceden single olarak çıkardığı Yes Girl de muhteşem, güçlü bir şarkı. Klibi de öyle. "But I won't be your yes girl, no, not anymore / Just let me go, just let me go / Won't be your yes girl, no, not anymore." Şarkılarının neredeyse tamamı bir mesaj veriyor. 

Bea Miller, bizdeki Aleyna Tilki'yle aynı yaşta ama çıtası ne kadar yukarıda farkında mısınız? Ben daha şimdiden Bea Miller'ın adını Rihanna, Lana Del Rey gibi isimlerle birlikte andım mesela. 

Albümü o kadar çok sevdim ki, yeni telefonumda şu an için bazı caz şarkıları, Feist’ten, Lisa Ekdahl’dan parçalar, Hande Yener’in tüm albümleri ve bir de işte bu Miller’in Aurora’sı var. Öyle söyleyeyim, gerisini siz anlayın. Telefonumun müzik uygulamasına daha en çok sevdiğim şarkıcıları ve albümleri bile yüklememişken, Bea Miller orada kendine bir yer bulmayı başardı.

Tür ve tarz olarak belki çok farklı değil Bea Miller, hatta benim gibi alternatif türleri, cazı, blues’ı, elektroniği seven biri için fazla genel kaçmış, şarkılarını neden sevdiğim anlaşılmamış bile olabilir. Ama kararlı duruşu, enerjisi ve henüz popüler olmayışıyla beni de çekti bea Bea! Bu arada popüler değil, Youtube’da videoları 2-3 milyonu geçemiyor dedim ama, Instagram’da 1,5 milyon takipçisi var Bea’nın. Bu da katılıp popülarite kazandığı X-Factor sayesinde olmalı. Zaten 21 milyon "tık" alan şarkısı da, hemen programdan sonra çıkardığı ilk albüm.

Bakalım popüler kültür, Bea Miller’ı ne zaman keşfedecek?

O zamana kadar biz tadını çıkarmaya devam edelim... 

Sosyal medya adreslerim:



2 yorum:

  1. Ben de en çok alternatif dinliyorum, çok iyi olmuş bu keşif, to the grave'e bayıldım :)

    YanıtlaSil
  2. oleeey sevindim duymamıştım dinleyelim beaaaa :)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...