8 Temmuz 2020 Çarşamba

BİR GÜN, DÖRT MEVSİM



Sonunda deniz sezonunu açtım!

07.07.2020 itibariyle, bu yılki deniz sezonunu, koronavirüs nedeniyle bulunduğum memleketim Trabzon'da açmış bulunuyorum. Aslında Trabzon'da denize pek girmiyordum. En son kaç yıl önce girdiğimi hatırlamıyorum bile. Malum, ülkenin güney sahillerine gitme olanağınız olunca buraların adı gibi "kara" olan denizi size o kadar da cazip gelmiyor. Bir de yazları burada olmadığım için fırsat olmamıştı. Ama görünen o ki bu yazın önemli bir bölümünü Trabzon'da geçireceğim ve artık sezonu burada açmalıyım diye düşündüm. Çok iyi yapmışım!

Ortalık yanıyor. Aklınıza serin bir Karadeniz tablosu gelmesin sakın, aksine, çok sıcak buralar. Dün hissedilen 36 dereceydi, 36 derece! Trabzon'da nem o kadar yüksek ki, sıcak sizi çok bunaltıyor. Üstelik bir de bulutlu ve kapalı bir hava olunca, bu sıcağın etkisi iki kat artıyor. Güneş bir görünüyor, bir kayboluyor. Ama sıcak hep baki. Bu yıl da iyice bir sıcak sanki. 

Su inanılmaz ılıktı. Öyle ki ben ne Ege'de ne Akdeniz'de (örneğin yıllardır her yaz gittiğim Marmaris'te bile) bu kadar sıcak bir suya girdiğimi hatırlamıyorum. Bulutlu bir gökyüzü vardı ama su göl gibiydi. Durgun olduğu için yüzeyde biraz köpükler ve dal, birkaç naylon poşet gibi çer çöpler vardı ama yine de iyiydi. Denizdeyken, dağların üstünde toplanan simsiyah bulutları görmeye ve gök gürültüsünün sesini duymaya başlamıştım. Ben çıktıktan on dakika sonra da müthiş bir sağanak döktü zaten .Kumsal bir anda boşaldı, herkes evlere, dam altlarına kaçıştı. Bir günde dört mevsim; güneş, yağmur, şimşek, fırtına, hepsi peş peşe. 

Denizden koronavirüs bulaşır mı sorusu da zaman zaman aklıma gelmedi değil. Yani benim denize girdiğim yer zaten tenhaydı ama suyun içinde virüs yayılıyor mu yayılmıyor mu onu hala net olarak bilmiyoruz. (Bir de "beyin yiyen amip" çıktı. Neyse kendisi direkt sudan bulaşıyormuş, hiç değilse o kesin.) Zaten evden pek çıkmıyorum, denize de bir daha ne zaman giderim, onu da bilmiyorum. İnanılmaz bir verimsizlikle birbirini kovalayıp geçti, geçiyor günler... Deniz maceramdan kareleri instagram hikayelerimden silinmeden görebilirsiniz. 

Kitap siparişimden ve izlediğim filmlerden, gelecek yazılarda bahsedeceğim.

Sevgiler... 

Bir de buralardayım:
instagram.com/ofluoglumert
twitter.com/ofluoglumert 

7 yorum:

  1. Karadenizde 36 derece, inanılacak gibi değil. Daha bunun Ağustos'u var. Hiçbir yaz, kışı bu kadar özletmedi:)

    YanıtlaSil
  2. Bir kitap mim'i vardı. yazmak, yazarken hatırlamak bana çok iyi geldi.
    Belki yazmak istersin Mert. Hadi ben seni davet olayım :)


    http://bulutgolgesi.blogspot.com/2020/06/kitap-mimi.html

    http://bulutgolgesi.blogspot.com/2020/06/kitap-mimi-2-fasla.html


    Bu arada çocukluğumun bir kısmı Kefken, Kerpe, Kumcaız sahillerinde geçti. Hırçın Karadeniz'i özletti yazdıkların.
    Güzel günler.

    YanıtlaSil
  3. Sıcak olsada yinede çok şanslısınıııız 😊

    YanıtlaSil
  4. Ben Antalya'dayım bir de bizi düşünün :) Denize giriyoruz ama serinliyor muyuz daha beter yanıyor muyuz belli değil :)

    YanıtlaSil
  5. salgın nedeniyle bu yaz marmaris yok diyorsun yani. orda da mı nem var hayret :)

    YanıtlaSil
  6. insanlardan uzak durunca denizden bulaşacağını pek sanmıyorum ben ama risk de almamak lazım. yine de bu sıcakta insan denizsiz nasıl yaşar yaa ben de gideceğim yakında :D bu arada beyin yiyen amip tatlı sularda bulunuyor ve yüksek sıcaklık seviyormuş mesela kaynak suları gibi. Deniz suyunda olacağını sanmıyorum. Ama derelerin filan denize döküldüğü yerlerden de uzak durmak lazım oralarda birçok tehlike var. Nem çok ciddi sorun bu yaz çok sıcak geçecekmiş. Zaman zaman konyaaltı sahilini ve antalyayı tamamen bulut kaplıyor nemden dolayı

    YanıtlaSil
  7. güzel blog :) sık sık uğrarım.

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...