Pek yarıda kitap bırakma huyum yoktur, ama bazen de bir
hikaye sizi içine çekmeyince çekmiyor ne yazık ki. İşte şu sıralar başlayıp devam
edemediğim iki roman…
Iris Murdoch önemli bir felsefeci ve yazar. Kendisiyle
tanışma kitabım olan Rüya Sakinleri’ni ise maalesef pek beğenemedim. Kitap,
ölüm döşeğindeki Bruno’nun oğlu Miles’ı son bir kez görme isteğiyle açılıyor. Ancak
sonrasında konu dağılıyor ve diğer pek çok karakter arasında tutarlıdan ziyade
tutarsızca ve inandırıcılıktan uzak bir şekilde gelişen aşk hikayelerini
okumaya başlıyoruz. Temelsiz, pat diye gelişiveren aşklar bunlar. Bruno’nun
damadı Danby, Yalı Çapkını’nın İngiltere şubesi gibi, evin hizmetçisi Adelaide
ile, sonra Miles’ın eşi Diana ile, sonra Diana’nın kız kardeşi Lisa ile
flörtleşmeye, aşk yaşamaya başlıyor. “Ya tutarsa” misali kitaptaki her kadın
karakter ile yakınlaşmaya çalışıyor ve bunu başarıyor da. Kitapta varoluşa dair
saptamalar ve sorular da var, bunları okumak keyifli. Roman olaraksa beni
tatmin etmedi. Olay örgüsünde aradığım lezzeti ve karakterlerde aradığım
derinliği bulamadığım için, Rüya Sakinleri’ni yarıda bırakıverdim. Ancak pek
çok eser vermiş olan yazarı bu kitabıyla değerlendirip bir kenara
bırakmayacağım ve başka kitaplarını da (ileride) okuyacağım. Murdoch’un tüm
kitapları Ayrıntı Yayınları’ndan çıkıyor.
Yarıda bırakmak durumunda kaldığım bir diğer kitap da, Susan
Sontag’ın Can Yayınları’nın Can Modern dizisinden çıkan Ölüm Tüneli romanı
oldu. Bu romanı yarıda bırakma sebeplerimden birinin, haletiruhiye olarak
yanlış bir zamanda okumak olduğuna inanıyorum. İş yoğunluğu, kış havası,
stresli zamanlar derken üstüne bir de karamsarlık ve depresiflik kokan
satırlardan oluşan Ölüm Tüneli eklenince, “Hayatımda bu kadar fazla negatifliğe
yer yok” dedim ve kitabı yarısına bile gelmeden bıraktım. Kitabın çıkış fikri
oldukça ilginç aslında: İş gezisi için trene binen Dalton, tren tünelde
arızalanınca trenden iniyor ve demiryolu işçisiyle tartışarak onu öldürüyor. Peki
bu olay gerçekten yaşandı mı yoksa yaşanmadı mı? Sorunun yanıtını ben de merak
ediyorum ama dediğim gibi, kitaba (şimdilik) devam edemedim. Konu itibariyle hayli
kasvetli olan bu kitap belki de güneşli bir yaz gününde okunmalı.
Peki sizin şu sıralar yarıda bıraktığınız bir kitap oldu mu?
instagram.com/ofluoglumert
twitter.com/ofluoglumert