İnternet çağı, e-kitap, e-sayfa, e-yazar, e-kelime, e-harf, e-e-e daha ne eee! Onu bunu bilmem, ben matbudan, basılı materyalden vazgeçemeyenlerdenim. Kitap, dergi ve gazeteyi fiziksel olarak hissederek okumam, elimle tutmam lazım. Gazeteyi okuduktan sonra kararan parmak uçlarımı, kömüre boyanan ellerimi yıkamam lazım.
Siz hangi sınıftansınız bakalım?
2009'DAN BERİ TELEVİZYON, KİTAP, EDEBİYAT, SEYAHAT, ŞEHİR, POPÜLER KÜLTÜR HAKKINDA YAZILAR VE HİKAYELER YAZAN BİR KAFADAN ÇIKAN SESLER... BLOG'UM 15 YAŞINDA!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
SİNEMADA İKİ FİLM
Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...
-
Şimdi sizleri Trabzon'a götürüyorum... En sık gittiğim altı harika kafeye... Gerek menüleriyle gerek atmosferleriyle muhteşem mekanla...
-
Bu yazı blog taslaklarında tam bir yıldır bekliyor. Elbette yarım bir şekilde, tamamlanmayı bekliyor. Ben güya bir yıl önce, 2015 yazınd...
-
Her sezon iddialı projelerle evlerimize konuk olan Bennu Yıldırımlar’la, "Buluşma Yeri" adlı oyununun bu sezonki son gösterimin...
sanırım aynı sınıftan :))
YanıtlaSilBen de aynı sınıftanım. Benim de hissetmem lazım, elime alıp evire çevire okumam lazım. Bilgisayar başında gazete okumak bana göre değil. Diyorum ya dönüp dolaşıp gazeteyi tekrar okumam lazım. Kitap, dergi hespini hissetmem lazım.
YanıtlaSilben iki sınıfada giriyorum ya.Şimdi hergün gazete alırım ya da ayy canımmm ayda 5 dergi takibim var fiyaskosunu ortaya gümletemem.
YanıtlaSilGazetenin kokusunu çok seviyorum ki zaten gazetecilik mezunu bir vatandaşım.dokunup,hissederek okumak güzel elbet.Ama şöyle bir gerçek var ki bir olayı 5 farklı yerden okuyan biriysen kağıt israfına gerek yok (: Gündem aynı gündem yani.
Ben sadece hafta sonları gazete alıyorum sonuçta (:
Kafama göre de yolculukta yada boş zamanlarımda dergi...
Sevgiler
Fark etmezciler :/
YanıtlaSilAma tabi ki hissetmek daha güzel :)
kömüre boyanan eller sınıfındanım galibaa :))
YanıtlaSilkitap dediğin; mis gibi kokacak, her sayfayı çevirdiğinde için titreyecek (gerekirse eski olacak :) ), dokunacak hissedeceksin ki okuduğunu cidden anlayabilesin. :) yoksa sanal dünyadan gelen ekranlardaki her şeyi okumak, biraz sıkıcı benim için. hatta bu blogları da bassalar ya kağıda?? ( tamam belki abarttım ama kabul etmek lazım, daima eski olan güzeldir. ) :))
YanıtlaSil