8 Eylül 2014 Pazartesi

İÇ ÇEKTİM, İÇ SAVAŞ ÇIKTI.

Bitti. Bu kadar. Anlatacaklarımı başlıkta anlattım. Ama detaylara inmeyi severim, bilirsiniz beni. O yüzden yazıya devam edeyim.
 
İç çektim, iç savaş çıktı. Aslında gayet iyiyim de başlık aklıma gelmişken "sonra" deyip geçiştirmeyeceğim bu sefer. Hem yazının ruhuna bürünmekten kolay ne var, değil mi?
 
Hayatın kısalığına iç çekerim ve iç savaş çıkarabilirim mesela. Alın işte! İç çektim, iç savaş çıktı. Hayat kısa. Cidden çok kısa. Ayrıca geçip gittiğini hissettirmeyecek kadar da sinsi. Geçen yazdım işte, Eylül'ün ne ara geldiğini anlamadığımdan bahsettim sizlere. Şimdilerde yarılayacağız Eylül'ü. Sonra yeni yıl gelecek. Yeni umutlar filizlenecek, ama yılın ikinci yarısında hepsi kuruyup sönecek.
 
Mail adresini gözümüze gözümüze sokup da atılan mail'lere geri dönmeyen "burnu büyük" tayfaya da iç çekip iç savaş çıkarabilirim mesela. Yani madem o mail'leri yanıtlamayacaksınız, o zaman o adresin orada işi ne, değil mi? Bir saat, bir gün içinde yanıtlamanız beklenmiyor zaten. Bir haftaya kadar süresi olsun. Ama yanıtlayın mail'lerinizi yani.
 
Gerçek hayatta birbirine selam bile vermeyen insanların internet ortamında "canım cicim" kesilmesi de tam iç savaşlık bir mevzu. Reel ortamlarda görüşmeyip (bakın coğrafi uzaklıklardan kaynaklanan görüşmemek değil bu, görüşmek istememek) internette yazışmak, mesajlaşmak, fotoğraflaşmak kadar suni ve ucuz bir şey var mıdır? Yoktur bence.
 
Bu liste böyle uzar gider. Ben de yazarım yine. Siz okuyun yeter ki. Okumazsanız da yazarım gerçi.
 
İç çektim, iç savaş çıktı. Burnum aktı.
 

4 yorum:

  1. çok derin iç çekmişsiniz evet:) Katıldıklarım var, katılmadıklarımda. İnsanların birbirlerine "canım" demesi için illaki tanıması mı gerekiyor mesela?Ben sokaktaki köpeğe de canım derim, hiç tanımadığım bir çocuğu severken de canım derim, bana güzellikle yaklaşan herkese, herşeye canım derim. Hiçte imtina etmem bundan. Edenlere de selam olsun, herkesin kendi hissiyatı sevgili Kafa dergi. İç savaş çıkaracak bir durum değil bana göre. Mail konusunda haklısın. Hemen cevap veremiyor olunabilir ama en azından nezaketen geri dönmek lazım.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emel Hanım, siz yanlış anlamışsınız. Ya da yazıyı tam okumamışsınız. Benim kastettiğim gerçek hayatta görüşmek istemedikleriyle internette yapmacık bir biçimde mesajlaşanlar. Yani canları sıkılınca normalde sevmedikleri birine bile mesaj atanlar. Yazıya geri dönün lütfen. :)

      Sil
  2. kızmışsın sen :) sakin sakin hihi :)

    YanıtlaSil
  3. İç isyanlar çıkar bazen, sağlamsa yönetim çökmez ama mantık sistemleri.. İnsanların yalnızlık duygusundan kaynaklanıyor tüm bu hikâye. Bakıyor, falancı bilmem kaç like almış, kaç takipçisi var, kıskanıyor. İnsan kendisi gibi değil de ideal gösterilen gibi olmaya çalışıyor, dolayısıyla robotlaşıyor işte. Gerçek ortamdaki yalnızlığını bastırmak için sosyal ortamdaki popülerliği kullanmak istiyorlar. Oysa gerçekte bir arkadaşı bile olmayan bencilleşen insan, sosyal paylaşım sitelerinde binlerce takipçi, arkadaş, bilmem ne kazansa ne önemi var ki?

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

NAKANO ESKİCİ DÜKKANI VE ÇOKSATAN KİTAP PROBLEMATİĞİ

Genelde kitapçıların çoksatan raflarından uzak durup, aksine hiç satmayan, kimsenin ilgi göstermediği, kıyıda köşede kalmış kitapları arar b...