Bildiğiniz
gibi, ben her müzik türünü seviyorum. Ama en çok caz, blues, elektronik,
deneysel, house, soul, folk, R&B, alternatif gibi, geniş kitlelerin pek sevmediği türleri ya da henüz keşfedip popüler
kültürde eritmediği şarkıcıları dinlemekten hoşlanıyorum. Müzik piyasasında
henüz pek fazla keşfedilmemiş Bea Miller da, işte tam bu yüzden ilgimi çekti
belki.
Şubat
2018’de çıkan Aurora albümünü iki hafta içinde elli kez dinlemiş olabilirim. Normalde
bu tarz “ergen” sanatçıları pek sevmem, ama Bea Miller’ın farklı bir duruşu, tarzı
ve tavrı da var gibi. Popülerler içinde Rihanna ve Lana Del Rey’i andırıyor.
Genç bir şarkıcı olduğu için tarzıyla The Pierces (pop rock) arasında
benzerlikler kurulabilir. Hatta enerjisiyle yer yer Feist’i (indie pop, folk
şarkıcısı) bile çağrıştırıyor. Yani oturaklı, güçlü şarkılara imza atmış
Miller.
Aurora albümü 14
şarkıdan oluşuyor. Song Like You, Burning Bridges, Motherlove, I Can’t Breathe,
Like That, Buy Me Diamonds, Outside, Girlfriend, Bored, Warmer, Repercussions,
S.L.U.T., Crash&Burn ve To the Grave. Aurora, Miller’in aslında son birkaç
yılda çıkardığı üç şarkılık mini albümlerinin, birkaç yeni şarkıyla
genişletilmiş hali. Benim favori şarkılarım Burning Bridges, Like That, Song
Like You, Crash&Burn ve To the Grave. Like That, Burning Bridges, Song Like
You ve To the Grave’i mutlaka dinleyin (kliplerini izleyerek).
Song Like You,
onu keşfettiğim parça oldu. Enerjik, hareketli, kıpır kıpır bir şarkı.
Miller
hem coşkulu hem slow şarkıları ustalıkla söylüyor. Hepsi de ona yakışıyor. Like That şarkısı çok iyi. En bilinen şarkılarından biri de bu ama 5 milyonda kalmış. Anlamak güç.
İki
buçuk dakikalık Crash&Burn ise albümün en gotik ama en iddialı parçası
olabilir. Bir kez dinledikten sonra bile kendimi nakaratı tekrarlarken buldum.
“Ain't nobody gotten through to me / Nobody gotten through to me / Nobody gotten,
nobody-body got through, but you.” Evet, albümün gizli hit'i ilan ediyorum kendisini! Youtube'da henüz sadece 161 bin kez dinlenmiş.
Burning Bridges bir diğer güçlü şarkısı... Bu harika şarkıya sadece 2 milyon "tık" nedir ya? Kaldı ki, Bea'nın şarkılarının klipleri de son derece özenilmiş, başarılı klipler görsel olarak.
Bu şarkısına da bayılıyorum. To the Grave. "No fancy covering, you get just what you see..." Atmosferi gerçekten çok iyi. Ne var ki, 768 bini geçememiş!
Daha önceden single olarak
çıkardığı Yes Girl de muhteşem, güçlü bir şarkı. Klibi de öyle. "But I won't be your yes girl, no, not anymore / Just let me go, just let me go / Won't be your yes girl, no, not anymore." Şarkılarının neredeyse tamamı bir mesaj veriyor.
Bea Miller, bizdeki Aleyna Tilki'yle aynı yaşta ama çıtası ne kadar yukarıda farkında mısınız? Ben daha şimdiden Bea Miller'ın adını Rihanna, Lana Del Rey gibi isimlerle birlikte andım mesela.
Albümü o kadar çok sevdim ki, yeni telefonumda şu an için bazı caz şarkıları, Feist’ten, Lisa Ekdahl’dan parçalar, Hande Yener’in tüm albümleri ve bir de işte bu Miller’in Aurora’sı var. Öyle söyleyeyim, gerisini siz anlayın. Telefonumun müzik uygulamasına daha en çok sevdiğim şarkıcıları ve albümleri bile yüklememişken, Bea Miller orada kendine bir yer bulmayı başardı.
Tür ve tarz
olarak belki çok farklı değil Bea Miller, hatta benim gibi alternatif türleri,
cazı, blues’ı, elektroniği seven biri için fazla genel kaçmış, şarkılarını
neden sevdiğim anlaşılmamış bile olabilir. Ama kararlı duruşu, enerjisi ve
henüz popüler olmayışıyla beni de çekti bea Bea! Bu arada popüler değil,
Youtube’da videoları 2-3 milyonu geçemiyor dedim ama, Instagram’da 1,5 milyon
takipçisi var Bea’nın. Bu da katılıp popülarite kazandığı X-Factor sayesinde
olmalı. Zaten 21 milyon "tık" alan şarkısı da, hemen programdan sonra çıkardığı ilk albüm.
Bakalım
popüler kültür, Bea Miller’ı ne zaman keşfedecek?
O zamana kadar biz tadını çıkarmaya devam edelim...
Sosyal medya adreslerim: