Daha önce de pek çok kez yazdığım gibi, Bir Zamanlar
Çukurova'nın en dikkatli izleyicilerinden biri benim.
Hem diziyi hem de
senaryoyu dikkatle takip ediyorum.
Ancak son birkaç bölümdür olay örgüsündeki
durgunluk ve yerinde sayma, dahası hikaye için aslında hiç de gerekli olmayan,
aksine hikayeyi "baltalayıcı" olan gelişmelere sapma gözden kaçacak
gibi değil maalesef...
Elbette dizi reytinginden gözle görülür olarak bir şey
kaybetmedi şimdilik, sezon sonuna kadar kaybedeceğini de sanmam, ama senaryo
fena halde tıkanmaya başladı.
YAN KARAKTERLERİN ÖNEMİ
Söylemiştim, dizinin en çok her karaktere,
tarladaki çalışana bile evin hanımına yaklaştığı gibi eşit mesafeden
yaklaşmasını ve onların da sorunlarını göstermesi yönünü seviyorum.
Hatta bana
kalırsa Aşk-ı Memnu'dan sonraki en derinlikli "aşağıdakiler-yukarıdakiler", yani ev sahipleri ve evde çalışanlar
ilişkisi de yine Bir Zamanlar Çukurova'da işleniyor.
Yan karakterleri ve
hikayelerini seviyorum.
Ama dünkü bölüm boyunca ana karakterleri değil,
Saniye-Gaffur-Seher arasındaki ilişkiyi izlememize ben bile hiçbir anlam
veremedim! Dün akşam başrol onlardı, bölümün 3/4'ünde onları izledik. Züleyha, Yılmaz ve Demir'se ortalıkta pek görünmedi.
Yan
karakter hikayeleri gayet iyi, ama bu bir spin-off dizisi değil ki...
Belli ki sezon sonuna kadar ana hikayeyi ilerletmek yerine, yan hikayelerle izleyici oyalamak istiyorlar.
Dün akşam
diziyi izlerken bir yandan da pek çok sosyal medya platformundan izleyici
yorumlarını takip ettim.
Benim anladığım, Züleyha'nın bir anda "delirtilmesi"
de, mektubun Yılmaz'a bir türlü ulaşamaması da, Yılmaz-Müjgan ilişkisinin
sıkıcılaşması da, Hünkar Yaman'ın anlamsızca yaptıkları da, Demir'in zalimliği
de artık izleyiciyi yormaya, diziden soğutmaya başladı.
Gaffur-Seher arasındaki
yasak aşk da gördüğüm kadarıyla izleyicinin ilgisini çekmek bir yana, bir kısım
izleyiciyi diziye küstürdü, gayet öfkeli hale getirdi.
Genel izleyici Saniye ve
Gaffur'u diziye nefes aldıran, hoşluk katan karakterler olarak görüyor;
dolayısıyla Gaffur'un yaptıkları seyircinin kalbini kırdı.
Bir de Şermin bu
bölümde hiç yoktu mesela...
Sezonun ilk yarısında arkadaşı Füsun'la Züleyha'nın
üvey abisi üzerinden yaşamaya başlayacağı "aşk çekişmesi" de tam
olaylar tırmanacakken karakterin senaryodan çıkartılması yüzünden söndü gitti.
Oysa Şermin-Füsun arasına bir hareketlilik gerekli.
Şermin'in özel hayatını
izleyici merak ediyor, dizideki en ilgi çekici, renkli karakterlerden biri o.
Dolayısıyla, Hünkarların arasına duvar ördürdüğü bir kapı komşusu olmaktan
fazlasını hak ediyor Şermin.
Bu arada konakta tartışma çıktığında meraklı
Şermin'in merdivenle duvara tırmanıp neler olup bittiğine bakması, köy
dolmuşunda onun gibi "elit" bir kadının horozların saldırısına uğraması
gibi detaylı işlenen sahneleri çok beğendiğimi de söylemeliyim.
SEZON FİNALİNDE NELER OLACAĞINI İZLEYİCİ ANLADI...
Tekrar başa dönecek olursam, olaylar
son birkaç bölümdür (belki son beş-altı bölümdür) sıkıcılaşmaya ve yerinde
saymaya başladı. Diziyi artık sırf senaryonun nereye gideceğini merak ettiğimden izlemeye başladım.
Muhtemelen sezon finalinde açığa çıkacak olan, çocuğun Demir'in değil Yılmaz'ın
olduğu gerçeğinden başka ne var elimizde?
Yaşanacak olan silahlı bir tartışmada
iki erkekten biri veya Züleyha hayatını kaybedecek mi?
Hayır.
O zaman daha
güçlü bir sezon finali kurgulamak gerek.
Evet, Saniye'nin Seher'le Gaffur'u
öğrenmesi sezon finaline bir hareket katar, ama o kadar.
Sezon finali
için daha fazla atraksiyon gerekli görünüyor. Seyircinin ikinci sezonda
perşembe akşamları yine bu diziyi izlemesi için bir neden gerek.
Bakalım dizi son gelişmelerden sonra izleyici kitlesini ve reytingini korumayı başarabilecek mi?
Not: Bunlar tamamen benim yorumlarım. Diziyi baştan beri güçlü olay örgüsü nedeniyle çok seviyorum ve tam da bu nedenle senaryosunun daha dikkatli ele alınmasını istiyorum.