Çayın yükselişi
Uzun zamandır yeni dalga kahve akımı ve farklı demleme yöntemleriyle birbiri ardına açılan üçüncü nesil kahve mekanları, tahtını çay kafelerine kaptırmak üzere. Yalnızca siyah çay değil; yeşil, beyaz ve hatta sarı çay gibi pek çok çeşidiyle çay konseptli mekanları bu yıl daha sık duyacağız. Sağlık getiren çaylara yönelen çay markaları, otsu tada sahip olan çaylar üretmeye başlayacak. Ama ben siyah çayı daha çok seviyorum, yani bildiğimiz normal klasik çayı. Hatta bu yazımı yazarken de klavyemin yanında bana bir kupa dolusu sıcak çay eşlik ediyor. Ben kesinlikle ama kesinlikle bir çaycıyım, bunu duymayanınız kalmamıştır ve bu trend en çok beni sevindirecek gibi!
Denizden
gelen atıştırmalıklar
Önümüzdeki dönemde "deniz ürünleri" zevkiniz yalnızca
konserve ton balığı veya kalamar cipsiyle sınırlı olmayacak. "Denizden babam
çıksa yerim!" diyenleri memnun edecek bu trend, sofralarımızı deniz yosunu
cipsleri ve yine yosunlardan yapılan noodle'larla donatmaya niyetli. Yine de ben kendi adıma şimdilik almayayım.
"Çirkin" sebze-meyve algısı değişecek
Her şeyin en güzelini paylaştığımız sosyal medya
doğal, ezik, hatta neredeyse "çirkin" olan sebze ve meyveleri yemeklerimizde
giderek dışlamamıza neden oldu. Ama her şeyi cilalayarak paylaştığımız bu akım bile artık doyum noktasına ulaştı ve bir şeyin en doğal hali
yeniden rağbet görmeye başladı. Dünyanın yıllık yiyecek üretiminin üçte birinin
çöpe gittiğini biliyor muydunuz? Bu, 1,3 milyar ton yenilebilir yiyeceğin israf
edildiği anlamına geliyor. İşte bu yüzden 2019 trendlerinden biri de dünyaya
karşı daha duyarlı olmamızı ve çürük meyve ve sebzelere mutfağımızda yer
açmamızı söylüyor.
Instagram'lanabilir
yemekler
Değişen trendlerden bahsettik ama bir yemeği yemeden
önce fotoğrafını çekme döneminin sonu henüz gelmedi. Mekanlar, müşterilerini
önlerine servis edilen yiyeceklerin önce fotoğrafını çekip sonra paylaşmaları
için teşvik etmeye devam ediyor. Ben de özellikle yurt dışındaysam yediğim ilginç yemeklerin fotoğraflarını çekip paylaşmayı seviyorum. Ama burada görüntüden çok ilginçliğini önemsiyorum sanırım. Prag'da karşıma çıkan yosun rengindeki erimiş peynirli bezelye çorbası Instagram'ımda paylaştığım yemek fotoğraflarından biri mesela...
Hiperyerellik
Dünyada pek çok restoran artık sebze ve meyvenin
olabildiğince kısa mesafeden temin edilmesini esas alan "hiperyerellik" trendinin sesini dinliyor. Pek çok ünlü restoranın şefi, yemeklerinde
kullanacağı sebzeleri kendi bahçesinde yetiştirdiklerinden seçiyor. Geçtiğimiz ay röportaj yaptığım şef Refika Birgül'e de sordum bunu. O da, programlarında yaptığı yemeklerde kendi terasında ektiği
sebze ve otları kullandığını ya da Kuzguncuk'un semt pazarından, bostanlarından
alışveriş yaptığını anlatarak şöyle söylüyor: "Farklılıkların yaşayabilmesi, bu
dünyanın kaynaklarının daha hakkaniyetli kullanılabilmesi ve lezzetli yemekler
için yerelliğin var olması ve devam etmesi çok önemli."
Her
işin başı sağlık
Sağlıklı beslenme gündemde olmaya devam ederken, bizi
trend niteliğindeki çeşitli diyetlerle ve yeme biçimleriyle tanıştırmaya da
devam ediyor. Glütensiz, ketojenik, paleolitik, şekersiz, vegan, vejetaryen ve pesketaryen gibi farklı beslenme alışkanlıkları ve yönelimleri her geçen gün artıyor. Gelecekte diyet mutfak şefi diye spesifik bir meslek bile olabilir. Kefir ve ev yapımı turşu gibi
probiyotik özelliği olan yiyecekler de önemini korumaya devam edecek.
Hazır süt, yoğurt ve kefirler aslında zararlı mı?
Tabii market raflarından aldığımız hazır kefirler, sütler ve yoğurtların "doğal" olmadığını, antibiyotikle raf ömürleri uzatılmış yapay sütler, yoğurtlar ve kefirler olduklarını maalesef biliyoruz. Hatta şu an bu yazıyı hazırlarken tesadüfen gördüm, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği üstlerinde "doğal" yazarak ürünlerini pazarlayan bazı markalara karşı bir imza kampanyası başlatmış.
Daha
az et
Araştırmalar, daha az
et tüketilmesi halinde pek çok hastalıktan korunacağımızı ve çevreye daha az zarar verileceğini ortaya
koyuyor. Belki de yemeklerimizde etsiz yapamıyoruz ve ete ihtiyaç duyuyoruz, ama et tüketimini sınırlandırmak gerektiği de ortada. Her gün hamburger ya da pizza yemek kesinlikle hiç sağlıklı değil. Bu nedenle "geleceğin eti" olarak öne çıkan yapay etin kullanımının giderek artacağı öngörülüyor. Pek çok restoran, menüsünde bitkilerden elde
edilen yapay etle ya da falafelle yapılan hamburgerlere yer vermeye başladı
bile. Bu sene restoranlarda daha az et, daha çok sebze yiyeceğiz gibi
görünüyor. Tabii dışarıda yediğimiz salatalarda marulların yeterince yıkanmadan önümüze konduğu da bir gerçek. Zaten dışarıda yemek yemek zorunda olmak başlı başına sıkıntılı bir durum ya, neyse...
Beni sosyal medya hesaplarımdan takip edebilirsiniz:
Beni sosyal medya hesaplarımdan takip edebilirsiniz:
yapay et mevzusu ,yerini yapay diğer ürünler şeklinde ileriye taşıyabilir .Yapay peynir,yapay yumurta,yapay sebze vs...Bence bu normal bir gidişat değil.Her gıdanın doğal ve olması gerektiği gibi doğal haline erişebilmek, ürünleri bu şekilde yetiştirmek gerekirken ,üstelik bu doğal ürün konusu son derece mühim iken böyle uydurma ! girişimleri yadırgıyorum.Doğru ve doğal ürünü,doğru ve uygun tüketim bilincinin gelişmesi (eğitim şart ) olması gereken olmalı .
YanıtlaSilDolu dolu bir yazı olmuş yine :) ben çay kısmında kaldım çayları çok severim siyah çayı da evde demlenmiş tercih ederim öğrenciyken hele daha kıymetli oluyor bu tür şeyler :) yapay gıdalar çok ürkütücü geliyor kulağa. tarım konusunda ciddi şeyler yapılmalı daha çok ve kaliteli üretmemiz lazım artık. çölde bile neler yetiştiriyor insanlar şaşılası.. :)
YanıtlaSildeniz ürünü ve hiperyerellik saol yaa senden öğrendim şimdiii :)
YanıtlaSilDaha sağlıklı yaşam için evet. Yoğurdu evde yapmaya başladık ve daha lezzetli olduğuna karar verdik. Reçellerimizi de kendimiz yapıyoruz. Zaten çok et yemiyoruz ki. Az et ama düzgün bir et yemeği tercih ederim.
YanıtlaSilBen bu yaz pek de sağlıklı beslenileceğini düşünmüyorum. Demişsin ya fiyatlar uçtu. Üstüne pazarlar da boş. Dün akşamüstü gittim pazara doğru dürüst mal yoktu. Esnafa sordum ''pahalı alamıyoruz ya da insanlar almıyor'' dediler.
YanıtlaSilmümkün mertebe sağlıklı yaşamaya ve sağlıklı gıdalar tüketmeye çalışsak da bazen mecbur kalıyoruz işte ama güzel bir paylaşım olmuş elinize sağlık
YanıtlaSilSon zamanlarda alerjilerim nedeniyle neredeyse hiçbir şey tüketemiyorum. Balık ağırlıklı besleniyorum ve çok fazla çilek ve muz tüketiyorum. Dediğiniz gibi fiyatlarda gerçekten çok uçuk. Güzel bir yazı olmuş, tebrikler :)
YanıtlaSilÇok ilginçmiş... 🤓🤓🤓
YanıtlaSilYemek sevdalısı ve yeni tatlara meraklı biri olarak çok ilgimi çeken bir yazı oldu, teşekkürler :)
YanıtlaSilSağlıklı yaşam konusunda artık daha bilinçliyiz.. Bir dönem dayatılan hazır gıda sektörüne artık karşı duruyor herkes..
YanıtlaSil