13 Ocak 2015 Salı

BİR HAVAALANI ŞARKISI

 
Feist'in sanki bu dünyadan olmadığını, dünyada bizimle ama gözden uzakta usulcacık yaşamını sürdürdüğünü daha önce söylemiştim. Aslında öyle değil, yani o da sosyal medyadan fotoğraf paylaşmayı çok seviyor ama hem diğer meslektaşlarına nispeten göz önünde olmadığından hem de bizim ülkemizde pek fazla bilinmediğinden bu dünyaya ait değilmiş gibi bir his bırakıyor. Eh, bu da onun hakkında daha fazla ilgi uyandırıyor tabii.
 
Feist'in şarkılarının kipleri adeta bir kısa film olarak değerlendirilebilir. "My Moon My Man" (maymun demeyin sakın) isimli bu şarkısında da aynı nitelik geçerli. Bu şarkının klibinin teması ise havaalanı. 2007 yılında çekilmiş bir klip. Yeni sayılmaz yani, hatta her şeyi çabucak eskittiğimiz şu günlerde çoktan eskidi bile. Bugünkü "battaniye" yazımda sizler için bu şarkıyı seçmemin sebebi, şu anda havaalanı yolcusu olmam. Sizler bu yazıyı okurken ben belki havaalanında dergi karıştırmakta, belki de uçakta olacağım. Ya da belki siz bu yazıyı ben yayımlar yayımlamaz okudunuz ve ben hala burada, bilgisayarın başındayım!
 
Havaalanlarındaki yürüyen bantları hepimiz kullanmışızdır. Metrolarda da vardır bunlardan. Ancak aslında pek bir manaları yoktur. Çünkü hem o bantlar yürür, hem de biz. O halde sabit ve hareketsiz kalarak bandın bizi yürütmesine izin vermediğimiz sürece, bu bantların pek de işlevlerini yerine getirdiğini söyleyemeyiz. Bantlar hakkındaki bu kısa felsefi sohbetten (!) sonra, Feist'e devam ediyoruz.
 
Feist biraz da (gözleri ve yüz yapısıyla) Cansu Dere ve Melisa Sözen'i andırmıyor mu? Bence çok!

Bu şarkısında Feist topuklu ayakkabısıyla takır tukur, şıkıdım şıkıdım o yürüyen bantlardan yürüyor. Bir havaalanının yürüyen banlarında yapabileceği ne varsa yapıyor. İşte bu nedenle çok evrensel bir klip çekmiş oluyor. Havaalanının hiçbir özelliği yok, sanki bizim havalimanlarından biri gibi.
 
Ben de ne zaman havaalanına gidecek olsam, Feist'in bu şarkısı dilime, klipteki sahneler de gözüme takılır. Yürüyen bandın elliğinde hop oturup hop kalktığı, dans ettiği, bantta tersine yürüdüğü, bavulunu bandın akışına bıraktığı, klibin sonunda aldığı, kıyafetleri saçtığı o sahneler (bir de bu klibinde Feist'in hafiften dudağını ısıran/kemiren bir ağız yapısı vardır) çok yaratıcı ve aslında şarkıyla da doğrudan alakalı değildir ama çok hoşuma gider benim nedense. Biraz da nostaljik gelir bana çünkü klip 2007'ye aittir.
 
Şarkının biri daha natürel, biri daha akustik, biri de daha hard olmak üzere üç remix'i/versiyonu daha bulunuyor. Her biri de farklı anlarınıza hitap edebilecek duygusallıkta.
 
O halde haydi, daha ne duruyorsunuz! İlk etapta şarkıyı boş verin. Klibi izleyin.
 
Bana da iyi yolculuklar dileyin tabii.
 
 

2 yorum:

  1. O yürüyen bantlara laf söylüyor herkes üzülüyorum. Farkettirmese de hızlandırdıkları bir gerçek aa öyle demeyin
    Neyse yürüyen bantları da savunduğuma göre en iyisi ben şimdi klibe bir bakayım :D

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...