Bazen bir kitaba başlayıp o kitabı bitirene kadar geçen sürede kendi hayatınızda da pek çok şey olup bitiyor; hele de o kitap 527 sayfaysa ve şu kolay okunan, olay ağırlıklı değil, sizi arada bir durup düşünmeye sevk eden yoğun, yer yer denemeyi andıran romanlardan biriyse. Tomás Nevinson da, sultan papağanım Balım’ın kaybolduğu dönemde okuduğum bir kitap olarak hafızamdaki, okuduğum ilk Javier Marías romanı olarak da kitaplığımdaki yerini aldı. (Okuduğum ilk romanı olduğunu özellikle belirtiyorum çünkü kısa süre önce yazarın Can Yayınları'ndan çıkan Kötü Niyet Öyküleri adlı öykü kitabını okumuştum. Bu kitabı ise Yapı Kredi Yayınları'ndan 2025 yazında çıktı.)
Tomás Nevinson benim Marías’ın okuduğum ilk romanı ama, yazarın ölmeden önce yazdığı son kitap. Yani hep merak ettiğim yazarla tanışmam, yazdığı son kitaba saklanmış denebilir (öykü kitabını saymazsak). Aslında bu roman, yazarın Berta Isla romanındaki karakterleri içerdiğinden önce o da okunabilirmiş ama doğrudan bunu okumanızın önünde de bir engel yok, çünkü bağımsız bir kitap. 1990’larda İspanya’da geçen hikayede, Tomás, emekli bir casus. Fakat yıllar sonra “son bir iş” alıyor, hep öyle olmaz mı? Görevi, İspanya’nın küçük bir şehrine giderek, orada yaşayan bir öğretmen kılığına bürünüp, terör saldırılarında parmağı olduğu düşünülen bir teröristi bulmak ve öldürmek. Üç şüpheli var, üçü de kadın ve belki de aradıkları terörist üçü de değil. Bu durumda Tomás ne yapacak, nasıl bir karar verecek?
Uzun, yoğun bir eser. Bilinç akışı fazlaca
kullanılmış. Özellikle ilk yüz-yüz elli sayfa, çok ağır, sadece düşünceler ve
diyaloglar halinde ilerliyor. Casus lafını duyunca kitap boyunca olay ya da
aksiyon beklemeyin, zira hiçbirine rastlamayacaksınız. Daha ziyade o casusun
düşüncelerini, ikilemlerini, gelgitlerini bulacaksınız. Zihninde gezinmek gibi…
Kitabın içine girmek kolay değil, suda yürümeye çalışmak gibi. Fakat suya
alıştığınızda bu sefer dışarı çıkmak istemiyorsunuz. Tadına yavaş yavaş
varılıp, bitmesin istenen kitaplardan birine dönüşüyor.
Kitabı okurken yaptığım paylaşımlarda “okumalı mıyım” diye soran çok mesaj aldım. Bu soruya yanıt vermek için soran kişinin ne tarzda kitaplardan zevk aldığını bilmek gerek. Kolay okunabilen, hafif bir şeyler arıyorsanız pek önermem ancak felsefi, edebi, doyurucu ve yoğun bir metin okumak istiyorsanız bu kitabı seveceksiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder