24 Temmuz 2014 Perşembe

DÜNYAYI VE KENDİNİZİ KURTARMAK İÇİN NE YAPABİLİRSİNİZ?

Havalar bir felaket sıcak, bir çok soğuk.

Güneşin kapalı alanlarda bile adeta başımızın içine işlediği günlerde bazen öyle oluyor ki bulutlar gökyüzünde toplanıyor ve sağanak şeklinde yağmur yağıyor.

Hava sıcaktan hop soğuğa, soğuktan hop sıcağa dönüyor.

Küresel ısınma, iklim değişiklikleri, kuraklık...

BİZDEN SONRAKİLERİN HALİ NE OLACAK?

Biz yine iyiyiz. Bizden sonrakiler, bizim çocuklarımız, bizim çocuklarımızın çocukları acaba nasıl bir dünyaya gelecek?

O nedenle doğaya sahip çıkmak lazım.

Yapacağınız/yapabileceğiniz şeyler aslında o kadar basit ki...

1. Telefonunuzu boş yere şarj etmeyin. Şarj seviyesi 5'e düşmedikçe telefonunuzu asla şarja takmayın.

GECE BOYUNCA ŞARJDA DURAN TELEFONUN HİÇBİR ANLAMI YOK!

2. Haydi şarja taktınız diyelim. O telefonu gece boyunca şarjda tutmak niye? Gece uyurken gözünüzün tekini açıp da mesajlarınıza mı bakıyorsunuz? Hem ayrıca prizden çıkardığınız an o şarj yine düşecek. İster 10 saat şarj edin ister 1 saat... Sonuç aynı. Ama bunu bir türlü anlamıyor ya da anlamak istemiyorsunuz. Belki de işinize gelmiyor. "Aman bana ne!" diyorsunuz. Ama demeyin. Diyemezsiniz. Böyle bir hakkınız yok.

3. Suyu boşa akıtmayın. En basitinden, dişlerinizi fırçalarken suyu kapatıp açın.

4. Elektriği boşa kullanmayın.

SAÇ ÜRÜNLERİ KİMYASAL DOLU, FAYDADAN ÇOK ZARARI VAR

5. 5.si bu listeyle pek ilgili değil ama şunu belirtmek istiyorum. Geçen gazetede okudum, Osman Müftüoğlu bas bas bağırıyor: "Saç ürünleri fayda vermiyor aksine saçların canına okuyabilecek kimyasallar içeriyor. Daha da kötüsü, bunların içine eklenen pek çok maddenin aslında hiçbir faydası yok. Çünkü saçlarınız dışarıdan değil, sadece kökünden besleniyor." Ne kadar korkunç, değil mi? Şampuanlar hem ucuz değil hem de aslında saça hiçbir yararı yok. Kepeği kesmiyor. Saç dökülmesini engellemiyor. Asla ve asla böyle şeyler yok. Olanlar da bir yeri kurtarırken diğer yerden çalan felaket kimyasallar içeriyor. Müftüoğlu şöyle devam ediyor: "Şampuan reklamlarının büyüsüne kapılmayın. Gördüğünüz o muhteşem saçlı reklam yıldızları zaten mükemmel saçlara sahip oldukları için reklamlarda oynuyor, yoksa o ürünlerin marifetleri sayesinde mükemmel saçlara sahip değiller!"

Sonunda şampuan kullanmayacağım, saçımı zeytinyağlı sabunla yıkayacağım, o olacak!

E NE YİYECEĞİZ BİZ KARDEŞİM?

Her şeyin içinde hormon ve şeker var. GDO'lu besinler. E ne yiyeceğiz biz kardeşim? Her doktor başka bir şey söylüyor. Her gün yeni bir şey açığa çıkıyor.

Yediğiniz içtiğiniz neredeyse her gıdada kimyasallar, hormonlar, şekerler var. Aslında ambalajlarda da yazıyor ama almazsak ne yiyeceğiz diye mecburen alıyoruz. Halbuki şart mı? O çikolatayı yememiz şart mı? Diğerinden daha iri ve güzel görünen o hormonlu domatesi almamız şart mı? İçinde çok zararlı olan katkı maddeleri olan bisküvilerden uzak durmamız hiç mi mümkün değil?

Yapay besleniyoruz. Yanlış besleniyoruz. Felakete gidiyoruz.

15 CM UZAKTA OLMAZSA KALBE ÇOK ZARAR

Yazımı bitirirken, yine telefon mevzusuna döneyim: Akıllı telefonunuzu aldığınız ilk günü hatırlayın. Paketin içinden bir kullanma talimatı çıkmıştı değil mi? Muhtemelen okumadan attınız ve bunun yerine hemen twitter/facebook yükleyip "sosyal sular"a daldınız.

Ama orada yazan şeyi ben size söyleyeceğim, kaçışınız yok.

Telefonunuzu kalbinizden 15 cm'den uzak tutunuz diye bir cümle var o kağıtlarda. Bugün bunu tınlamıyoruz bile, ama kalbe feci şekilde radyoaktif dalgalar gidiyor, ben size söyleyeyim. Sadece kalbe de değil, beyine ve diğer tüm organlarımıza da.

Telefonsuz, tabletsiz, bilgisayarsız bir yaşam günümüzde mümkün değil, aslında mümkün değilmiş gibi geliyor, ama mümkün. Yani en azından onlarla geçirdiğiniz vakti azaltabilirsiniz. Bu tamamen sizin elinizde. Tabii bu yazıyı benim bilgisayarda yazdığım, sizin de yine telefondan/bilgisayardan okuduğunuz bir gerçek. Ama en azından:

Gece telefonunuzu başucunuzda şarja takıp yatarken bir daha düşünün şimdi...

3 yorum:

  1. Çok uyarıcı ve gerekli bir yazı olmuş. Gereksiz su ve elektrik konusunda kesinlikle dikkat edilmesi gerekiyor. Şarj durumu ise gece hep şarjda unutuluyor.

    YanıtlaSil
  2. Telefonun şarjda bırakılmasını ben de anlamıyorum, zaten telefon açısından da mantıksız bu olay şarjı bittikten sonra çıkarılması gerek şarjdan.
    Ve insanların mükemmel saçlara sahip olduğu için reklamlarda oynadığı ne kadar doğru, genelde hep o yanılgıya düşüyoruz zaten. İyi olmuş bu yazı ya, umarım okuyanlar kendilerine bir ders alır.

    YanıtlaSil
  3. bak ne güzel gündelik detayları görmen.

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

MERT OFLUOĞLU BENİM KÜÇÜK ŞAHESERİM GAZETE OKSİJEN RÖPORTAJ

Benim Küçük Şaheserim'le ilgili Gazete Oksijen’in sorularını yanıtladım. Röportajın tamamını Oksijen Gazetesi’nin web sitesinden okuyab...