Bu yazın galibi Ayşe ile kısa bir zaman tüneline giriyoruz!
Bu yaz herkesin diline dolanan tek bir şarkı vardı herhalde: Ayşe Hatun Önal'ın "Çak Bir Selam"ı. İddialı sözleri ve şarkının ilgi çekmesini sağlayan stüdyo klibi ile (Bkz: Uzay Yolu'nu anımsatan maskeler takmış erkek oyuncular ve Önal'ın bayrak pozları) şarkı kısa sürede hit oldu. Peki şimdi tüm gözlerin üzerine çevrildiği ve bir sonraki adımının merakla beklendiği AHÖ nereden geldi nereye gidiyor? Zamanda kısa bir yolculuğa çıkalım.
AHÖ, 1999 yılında hayatımıza girdi. Kanal D'nin düzenlediği Miss Turkey yarışmasında birinci seçildikten sonra manken olarak uzun süre podyumlarda yürüdü. 2003 yılında ilk albümü olan "Sonunda"yı çıkardı. İlk klibini de "Çeksene Elini"ye çekti. Burada bir duralım. Açıkçası "Çeksene Elini" pek de iyi bir şarkı değildi. "Ayılık var senin hamurunda... Çok canım acıdı çeksene aelllini! Sarılman da belli kırcan mı baellmii!" vasatlığındaki sözler ve on beşlik ergen genç kız ses tonuyla söylediği şarkı yine de ilgi çekmeyi başardı. Bunda şarkının elektronik altyapısı ve o döneme göre cüretkar sayılabilecek klibi de etkili oldu hiç şüphesiz.
Uzun bir aranın ardından 2008'de "Sustuysam" adındaki ikinci albümünü çıkardı. "Kalbe Ben" isimli duygusal şarkısı "Çeksene Elini"den çok daha kaliteliydi ve daha çok sevildi.
Ve şimdi, yine uzun bir aranın ardından unutulmaya yüz tutmuşken, "Çak Bir Selam" single'ı ile sahalara geri döndü. Hem de ne dönüş! Şarkısıyla ortalığı kasıp kavurdu. Düşünsenize, bir zamanlar Ajdar (Kabul, ondan birkaç tık daha iyiydi) ile aynı klasa giren şarkılar söyleyen AHÖ şimdinin neredeyse süper star'ı oldu olacak! Sakın AHÖ'yü kötü anlamda eleştirdiğim düşünülmesin. Sözlerini ve bestesini kendisinin yaptığı harika şarkıları da var onun. Hande Yener tarzında pek de bilinmeyen nefis elektronikleri var. Hatta bu yoldan devam ederse, onun yarattığı elektronik müzik boşluğunu bile doldurabilir. Onunla ilgili tek kötü eleştirim, "Çak Bir Selam"dan önceki şarkılarında kelimeleri hep ağzında yuvarlaması, "ergen" kız ağzıyla şakıması...
O zaman yazımızı, "Marslı" adındaki melodisiz/şiirsel şarkısının sözleriyle tamamlayalım!
"Bir uzaylı çıksa da kurtarsa beni
Bu olmam gereken bana zorunlu yüklenen hallerden
Ay bıktım bu dünyalı zihniyetinden
Sürekli bir şeyler istemelerinden
Memnuniyetsizliklerinden
Ama bana da geçti galiba bunların bu halleri
Ay keşke bir dağ başında doğsaydım da
Duymasaydım görmeseydim bunları
Gördükçe iştahım kabarıyor
İstediğim istediğim an olmayınca sinirlerim ayaklanıyor
New York, Londra, Paris arrrrtıkk görmek istemiyorum
New York, Londra, Paris arrrrtıkk görmek istemiyorum
Şu sıralar Mars'aa taktım acilen gitmem lazım.
Hani bir düğmeyle iki dakikada Dünya'nın bir ucuna gidemezsem
Diğer tarafa gözlerim açık gidcem galllba
Hani bir düğmeyle iki dakikada Dünya'nın bir ucuna gidemezsem
Diğer tarafa gözlerim açık gidcem galllba
Düzenli çalışmak beni kasıyo
Çalışmayınca da boşluk içime doluyo
Evlensem kaynananam olmasa
Çalışmayınca da boşluk içime doluyo
Evlensem kaynananam olmasa
Çocuk yapsam sesi çıkmasa
Az çalışsam çok maaşım olsa
Ömrüm boyunca tatil olsa
Olllsa da olllsa! Her şey benim olsa!
Diyorum ki şöyle bir uçan halım olsaEv içinde yürümekten kurtulsam
Her gün yemek yemek yorucu geliyo bana
Bir hap atsam da karnım doysa
Kimseyle tartışmadan fikirlerimin hepsi kabul olsa
Olllsa da olllsa! Her şey benim olsa!
Diyorum ki şöyle bir uçan halım olsaEv içinde yürümekten kurtulsam
Her gün yemek yemek yorucu geliyo bana
Bir hap atsam da karnım doysa
Kimseyle tartışmadan fikirlerimin hepsi kabul olsa
Gözümü açtığım günden beri tatmin edemedim ben beni
Her defasında yeter sandım, sahip oldukça fazlasına taktıııımm
Hani nerde benim tahtım çabbbukk bulup getirsinler
Olmasın sakın Süleyman'ınki! Eskimiştir bence onunki..."
Hani nerde benim tahtım çabbbukk bulup getirsinler
Olmasın sakın Süleyman'ınki! Eskimiştir bence onunki..."