27 Mayıs 2016 Cuma

İSTANBUL'DA 3 KAFE

O KAFE 8/10


Cevahir AVM'nin en üst katında bulunan O Kafe'yle beni çok sevdiğim canım arkadaşım Deniz tanıştırdı, buradan kendisine bir kez daha sevgilerimi sunayım... Her ne kadar ismi nedeniyle (bkz: "O kafedeyiz", "Hangi kafe olm?", "O kafe işte!") çeşitli kafa karışıklıklarına yol açmaya müsait olsa da, yapay palmiyeler ve gece kulübünü andıran kırmızı ışıklandırmalarıyla enteresan bir mekan burası. Biz ilk gittiğimiz gün kahve içip waffle yemiştik. Aslında dışarıdan bakıldığında içine girmeye korkacağınız bir yer burası, çünkü dediğim gibi ışıklandırmalar ve aynavari duvarları nedeniyle her yerde kendi yansımanızı görüp "Aman Allah'ım, ne kadar güzelim!" egonuzu yükseltebilir, bünyede çarpıntıya sebep olabilir. Ama şaka bir yana, burası cidden değişik bir mekan. Hele de samimi dostlarınızla gidince kendinizi soyutlayıp sohbete dalabileceğiniz pek çok köşeye sahip. Ya zaten hani bazı insanlar vardır, onlarla sokakta kaldırımda da otursanız vakit geçirmekten keyif alırsınız, mekanın önemi yoktur ya, işte Deniz benim için onlardan biri (bu noktada sevgili canım arkadaşım Esra'nın adını anmamak olmaz, ikisini birleştirerek Desra forever demek istiyorum). Öyle veya böyle, O Kafe benim için hep Deniz'in beni götürdüğü yer olarak kalacak...

TÜRK-ALMAN KİTABEVİ KAFE 8/10


İstiklal Caddesi'nin Tünel ucunda, İsveç Konsolosluğu'nun hemen yanında bulunan Türk-Alman Kitabevi'nin önünden geçer, "Ne küçük yer burası, kim sığacak?" diye düşünürdüm. Meğer Doctor Who'nun telefon kulübesi evi gibi, dışarıdan küçük görünüp içine girdiğinizde kocaman bir üst katı olduğunu keşfettiğiniz bir yermiş burası... Dışarıdan bakıldığında içinin bu kadar büyük olduğunu tahmin edemezdim doğrusu. Her yanı satılık Almanca (ve Türk yazarlarından çeviri) kitaplarla dolu olan bu kafe, gerçek anlamda sessiz bir ortam sunuyor. Öyle ki biz Can'la önemli bir konu konuşmak için gitmiştik ve fark ettik ki yanlış yere gelmişiz. Çünkü bizim haricimizde ses çıkaran tek grup, arka masamızda oturan ve "Ayyyaaahhh snapchat güncellenmiş mi kiiii?" konusunu tartışan kız grubuydu. Ben yemek üstüne inanılmaz tok bir şekilde gittiğimden kek ve pastalarda aklım kalsa da, latte içtik. Sonra çay da içelim dedik ama çay yok muydu neydi anlamadım. Neyse. Kırmızı tuğla duvarlarıyla gerçekten hoş bir yer burası. Fiyatları benzeri diğer yerlerden bir tık daha pahalı, ama böyle bir atmosfer için kesinlikle değer.

HARVARD KAFE 8/10 


Etiler'deki Harvard Kafe'ye ilk gittiğim günü anlatacağım. Masaya oturduğum an yanımda bulunan raftaki kitaplara bir göz atayım dedim. İlk başta kitapların dekorasyon amaçlı eskitilmiş görünümleri olduğunu düşünmüştüm, ama o da ne, elime ben diyeyim beş, siz deyin on santim kalınlığında bir toz tabakası gelmez mi! Yok yahu meğer hakikaten de iki yüz yıllık kitapları koyup unutmuşlar orada! Bu girizgahtan sonra, gelelim kafe eleştirimize. Aslında burası bir kafeden çok bir restoran. Ortam lüks ve şık, fiyatlar haliyle birazcık pahalı. Rezervasyonsuz gitmenizi de tavsiye etmem çünkü yer bulmak oldukça zor oluyor (Pınar'ın doğum günü için orayı ayarlamıştık). Burada yemek yeyip üstüne nefis cheesecake'lerin tadına bakarak, nefis müzikler eşliğinde hoş bir zaman geçirebilirsiniz. 



Arkadaşlar bu da yazının sonundaki alakasız ekran görüntüsü olsun ama bu nedir yahu teker teker gelin olm?! Bir de yani gecenin o saatinde Facebook şaka gibisin...

Beni diğer hesaplarımdan da takip edebilirsiniz:

instagram.com/ofluoglumert
twitter.com/ofluoglumert
facebook.com/ofluoglumert 


10 yorum:

  1. Türk - Alman kitabevi kafe çok hoş duruyor ^^

    YanıtlaSil
  2. Cevahir Avm ye o kadar gitmeme rağmen ben O cafe'yi hiç farketmedim.Bir dahakine onu bir deneyeceğim.Türk-Alman kitapevi de güzel görünüyor ama sanırım o tarafa yolum düşerse oraya uğramaya vaktim kalmaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O Kafe cidden fark edilmiyor ama. Üst katta. Kimin aklına gelir ki? :)

      Sil
  3. Genel olarak cafeleri pek sevmesem de Türk-Alman kitabevi cafe çok güzel görünüyor! Tam benlik. :)
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  4. bir ankaralı olarak istanbula hiç gidemiyorum, işim düşmüyor ama mekanlar harikaymış cidden, yazı için teşekkürler =)

    YanıtlaSil
  5. şu almana gideyim taams :) etilere yolum düşmüyo pek :) cevahir zaten bana çok yakın :)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...