31 Ekim 2016 Pazartesi

EKRANDAKİ İZDİVAÇ VE MODA PROGRAMLARINI MASAYA YATIRALIM


Televizyondaki izdivaç, moda ve bilumum ev içinde tıkılıp kalma programlarını hep bir parça gizemli bulmuşumdur. Oraya katılan insanlar aslında kimlerdir, günlük hayatlarında ne işle meşguldürler; bunlar hep büyük bir muamma içinde sunulur.

İzdivaçta sunucu, moda programında jüri hep yarışmacıları azarlar. Yarışmacılar da diğer yarışmacıları azarlar. Ağlamalar, sızlamalar, ağız dalaşları, kavgalar kıyametler... Aslında yazılan bir senaryodur bu, ama seyircinin çoğu bunu bilmez. Bilenler de umursamaz. Dizi gibi, vakit geçirten bir şey vardır televizyonda ve kafasını boşaltmak için izler izleyen.

Zuhal Topal, Esra Erol, Seda Sayan izdivaçları... 16.00-19.00 aralığında ekrandadırlar. Zuhal Topal'ın orkestrası arada caz çalar, bak o iyidir o anlamda. Bu izdivaçlardaki talipler/yarışmacılar kanaldan kanala gezer. Üç gün önce Esra Erol'da olan talip bir bakmışsınız hop Zuhal Topal'da, Seda Sayan'daki yorumcu kadın pat Esra Erol'da. Sanki Kıvanç Tatlıtuğ, Beren Saat gibi peynir ekmek gibi kapışılır bu katılımcılar. Kapanın elinde kalırlar. Onlar da evde oturacaklarına konaklama+öğlen yemeği+sıcak su+wifi, giderler programa, işleri ne?

Bu izdivaçlarla ilgili en sinir olduğum, hadi katılımcıları geçtim, sunucunun bile rejiden gelen talimata göre olayları yönlendirmesi ve bazen ağlamayacak olan yarışmacıyı üstüne gide gide ağlatmaları. Hayat hikayesini de kesin deşerler.

İzdivaçlar tamamen senaryo. Hanife mesela kaç yıldır adeta bir "dizi karakteri" olarak Zuhal Topal'da aşkını arıyor. Sezonlarca Umut diye ayılıp bayıldı, Umut ona hiç pas vermedi, tabii bunlar hep senaryo gereği. Bu sezon Umut hop Esra Erol'a transfer olunca, bir başka "büyük aşk"a yelken açtı Hanife. Kime mi? Yabancı birine değil. Popstar Bayhan'a.

Bu izdivaçlarda ana haber öncesi hep en kıdemli çiftleri çıkarırlar, saat 18.30-19.00 arası. Bu çiftler önce ayrılırlar, sonra barışırlar, sonra kumsalda akşam yemekleri, sonra at binmeler, sonra bir daha ayrılırlar, sonra barışıp Anadolu'nun bir köyündeki ailenin yanına el öpmeye giderler. Bunlar hep taktik, hep prodüksiyon. İzdivaç programına katılıp evlenen biri var mı? Katılan sezonlarca orada kalıyor. Çünkü oradaki 20 kişinin 19'u evlenmeye değil, ünlü olup para kazanmaya gidiyor. Bu programlar öyle bir şey ki, talipler  sosyal medyada bir anda fenomen oluyorlar. Programın sunucusunun diyelim 10 bin takipçisi varken Hanife'nin 400 bin takipçisi var. Sanırım gerçekten katılan insanlar da bu umudun peşinde katılıyor. Yüzde doksan dokuzu cast zaten. Hayır rollerini de çok iyi yapıyorlar.

Biraz da moda programlarından konuşalım... İşte Benim Stilim çoktan unutuldu, yerini Gardırop Savaşları aldı. O, bu moda programları içinde nispeten iyi. Hem müzikleri güzel hem de ortam seviyeli. Yani jürisi çok daha iyi ve hakikaten moda konuşuluyor. Ama bazı sorularım var: O dış ses'e niye ısrarla "dış ses" diyorlar? Dış ses kim, ne?  Ve kalite bu sezon bir tık daha düşmüş Gardırop Savaşları'nda, laf atışmaları yaşanmaya başlanmış. Bir de Aycan, Su ve Gizem ilk sezonda da vardı, bu sezon da yine olmaları bariz bir "sevdiğiniz karakterler geçen sezon finalinde elendiler ama biz onları yine buraya koyduk ki bizi izlemeye devam edin" hamlesi. Neyse, insanlar hiç değilse gardolap ya da gardırob diye bir şey olmadığını öğrenseler bu bile kafidir.

Puanım 3,5'tan 4.

Instagram'ınız varsa... instagram.com/ofluoglumert

Twitter'ınız varsa... twitter.com/ofluoglumert

Facebook'unuz varsa... facebook.com/ofluoglumert

10 yorum:

  1. Senaryo ve oyun içinde oyun :)

    YanıtlaSil
  2. Uyumak, uyutulmak isteyenlere ninni :)

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Yurdagül'e katılıyorum tamamen senaryo, danışıklı döğüş. İzlemiyorum bile zaten. Evlilik böyle olmaz, iki insan aşık olur, benim rahmetli annem, babam mektupları hala durur 1 yıl sadece mektup yazmışlar nişanlıyken.

    YanıtlaSil
  4. İzleyenlere bir şey diyemem. Sonuçta her kesin kendi kararı. Ben ise izlemiyorum. Zaten tv izleyen biri de değilim. :)

    YanıtlaSil
  5. Kesinlikle oyun içinde oyun dizi izler gibi izlemek lazım :) ya da o saatlerde TLC pastacılar kralı var

    YanıtlaSil
  6. Osmanlıda olan devlet içinde devlet kurma gibi bişey olmuş bu programlar 😊 oyunlar oyunlar .. Neyse ki bazı insanlar bunun oyun olduğunu anlayabiliyor 😊

    YanıtlaSil
  7. Ben izlemiyorum ve sevmiyorum da bu tür programları çünkü insanları çok afedersiniz aptal yerine koyuyorlar. Para vererek bir kaç tane insanı satın alıyorlar istediklerini yaptırıyorlar.

    Bu tür programları izlemektense, internette harika belgeseller var. Zaten neredeyse her evde internette var.
    Hiç bir şey bulamazsam da kitap okurum. En iyisi.

    YanıtlaSil
  8. İzleyenlerin kendi tercihleri sonuçta buna karışamayız.Ben de bu programların tamamen senaryo olduğuna inanıyorum.Gördüğüm an kanal değiştiriyorum.

    YanıtlaSil
  9. Keşke Müge Anlı ile ilgili kısmı da yazsaydınız. Evlilik programları zaten rezillik ama Müge Anlı'nın programı ile ilgili olumsuz bir şey duymamıştım. Ha izliyor muyum? Hayır. Moralim bozuluyor. Haberlerde gördüğüm bir şey olursa detaylarına bakıyorum internetten.

    YanıtlaSil
  10. Kesinlikle katılıyorum. Ülkemizde gözyaşı iyi iş yapar. İnsanları ağlatıp, yalandan mutu edip kendilerince bir şeyler yapıyorlar. Bir de televizyonda izlemesek bile sosyal medya hesaplarımıza dahi düşmüyorlar mı? Açıkçası çoookkk gereksiz buluyorum bu programları.

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

MERT OFLUOĞLU BENİM KÜÇÜK ŞAHESERİM GAZETE OKSİJEN RÖPORTAJ

Benim Küçük Şaheserim'le ilgili Gazete Oksijen’in sorularını yanıtladım. Röportajın tamamını Oksijen Gazetesi’nin web sitesinden okuyab...