27 Haziran 2014 Cuma

KIZ KULESİ'NDE BİR ÖĞLEDEN SONRA...

Annem ve Pınar ile sıcacık bir günde serin Kız Kulesi'nde nefes aldık!

 
 
"Kendi şehrinde turist olup gezmek lazım" klişesi vardır ya... Ne var ki ben İstanbullu değilim, Trabzonluyum, ama madem bu yıl İstanbullu oldum, o zaman gezilecek yerlerin listesini çıkarmak lazım! Her şey dün annemin, "Pınar'ı arada Kız Kulesi'ne gidelim!" teklifiyle başladı. Pınar benim çocukluk arkadaşım. Ve kendimizi kırk derece sıcağın kavurduğu şehirde, serinlemek ve gezmek için Kız Kulesi'ne attık... Yoksa benim aklıma gelmezdi buraya gitmek... Annem sağ olsun... 

 
Kız Kulesi'ne Üsküdar'da buraya gitmek için biletlerin satıldığı gişeden kalkan motorlarla gidiliyor. Biz ve Araplar doldurduk motoru! Araplar geziyor valla... Neyse, öğrenci 10, yetişkin 20 lira... Arkadaki birileri çok pahalı olmasından yakınıyor... Ama aslında normal. Bu fotoğrafı koymaktaki amacımsa şu yazıya dikkat çekmek: "Giriş ücretine Kız Kulesi adasına giriş ücreti dahildir." Ne yani! Bizi denize mi atacaktınız? Bu kadar saçma ve gereksiz bir not olamaz.


 
 
Güneş dediği yeri yakıyor, ama ada -ada diyeyim madem- püfür püfür esiyordu... Çok garip ve değişik, ama aynı zamanda da güzel bir duygu orada olmak... Küçücük bir kayalığın üzerinde, deniz seviyesinde, yahu Boğaz'ın tam ortasındasınız! Vapurlar gelip geçiyor dört bir yanınızdan... Ve yük gemileri... Yani tam olarak deniz seviyesindeyiz, adanın pek bir yüksekliği yok. O değil de, ben Kız Kulesi'ni daha denizin ortasında sanıyordum. Ama tarih bilgilerine göre de, "Üsküdar'dan bir ok atımı uzaklıkta" imiş. Sahiden de o kadar yakın karaya. Hatta denize giren çocukları görünce heveslenip, acaba yüzerek mi gitsek diye espri yapmadım da değil. Tabii bu espride biraz da havanın kırk derece olması yatıyordu!







Gittiğimiz saatten ötürü güneşin açısını bir türlü ayarlayamadığımız için çekildiğimiz/çektiğimiz fotoğraflar da hep karanlık çıktı... Ama denizin gümüşiliği on numaraydı! Şansımıza, sanırım Ramazan etkinliklerinden dolayı, biz adaya ayak basar basmaz gelen motorlardan televizyoncular, kameramanlar, muhabirler, teknik ekipler inmeye başladı... Başladık onlarla köşe kapmaca oynamaya! Ada zaten bir avuç... Yürüyeceğiz, fotoğraf çekileceğiz her an her yerde ayağımızın altındalar... Ramazan için çiçekler, saksılar getirip süslüyorlardı dört bir yanı. Yani bu da bizim şansımıza oldu...

 


 
Üst katta teras gibi içeceklerin içildiği bir alan var... Yemek servisiyse yalnızca gotik/mahzenimsi alt katta yapılıyormuş. Bu nedenle mecburen biz de oraya oturduk. Saat 17 idi. Garsonlar bir yandan da bizi sıkıştırıyor, "Siparişinizi çabucak verin, akşam servisi için mutfak kapanacak!" diyordu. Hoppala! Yemeğin ortasında da, "Kasa birazdan kapanacak, hesabı alabilir miyim?" diye yanımıza geldi garson. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Akşam ayrı gündüz ayrı kasa ve mutfak mı var yani? Bu durumun müşteriye yansıtılması doğru mu? Diye uzun uzun tartışmalar yapılabilir tabii, ama o an sadece o "an"ın keyfini çıkardık. Biftekli wrap ve köfteli ekmek yedik. İkisi de güzeldi. Yemek fiyatları orta, içecek fiyatları orta üstü.

 


9 yorum:

  1. ayyy,uzun zamandır gitmek istediğim yer,hikayesi ve ihtişamıyla
    ayrı bir yeri var bende,ne mutlu sana,imrendim valla :) :)

    YanıtlaSil
  2. Yiyecekler dışında her şey güzel bence Kız Kulesi'nde.
    Hatta blogumda da yazmıştım, benzer fotoğraf kareleri bende de var:))

    YanıtlaSil
  3. Abi her şey güzelde koskoca kız kulesinde patates kızarması mı verdiler. Ben daha güzel yemekler olduğunu düşünüyordum .Resimler çok güzel. Emeğine sağlık. Gitmiş kadar oldum.

    YanıtlaSil
  4. Kız Kulesi İstanbul'da en sevdiğim yerlerden biri. Bir de Üsküdar'da sahilde ona karşı çay keyfi yapmak yok mu ah ah :)

    YanıtlaSil
  5. süper bir gezi olmuş
    ben fırsat bulamadım kız kulesine gitmek için
    ilk fırsatta gitmek istiyorum
    sevgiler

    YanıtlaSil
  6. resimler çok güzel. karnım acıktı resimlere bakarken hihihi :)

    YanıtlaSil
  7. heeey du ben de gitmedim yaa üsküdardan tamam tamam :) kasa olayı amma saçmaymış yaa sahiden deee :)

    YanıtlaSil
  8. ne güzel bir gezi olmuş.ahh baktıkça İstanbul özlemim depreşti :)

    YanıtlaSil
  9. Yemek yemek zorundamiyiz kiz kulesinde cay kahve icsek olmazmi

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...