15 Eylül 2015 Salı

YOU ARE THE BEST OF THE BEST!

LENS Mİ? O DA NE!
 
Almanya'da gittiğim gençlik kampıyla ilgili sizlere anlatacağım daha çok şey var. İşin doğrusu, daha hiçbir şey anlatmadığımı bile söyleyebilirim (daha hiçbir şey görmediniz der gibi)! Ama şu anda, kampla ilgili başka bir konuya değinmek istiyorum: Gözlük. Kampla gözlüğün ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim, sabırsızlanmayın. Eğer öğrenmek istiyorsanız, yazıyı okumaya devam edin. Bakalım sizler de benim kadar şaşıracak mısınız...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kamp grubumuzla ilgili fikir edinmediniz adına bu birkaç fotoğrafı koydum. Sizlere, fotoğraflar üstünden Katya'yı tarif edeyim. Katya, çoğu fotoğrafta genellikle benim yanımda duran, Paramparça'daki Hazal'a feci şekilde benzeyen Belaruslu kız. Uzun boylu. "Hoppalaaaa, şimdi bir de Katya çıktı! Yahu gözlükle Katya arasında ne ilişki var?" dediğinizi duyar gibiyim. Sabredin.
 
 
/ Bu arada Katya, Alina Boz'a gerçekten benziyor. E Türk televizyonları da kırık Türkçe'yle konuşan Almanları, Rusları sevdiğine göre, neden Katya'nın da bu topraklarda bir şansı olmasın ki? Hatta eğer Türkiye'ye gelirse, yirmi dört saat içinde bir dizide başrolü kapabileceğinden ben eminim (ne yapalım, bizim sistem de böyle işte, ünlü olmak bu kadar kolay). Bunu Katya'ya söylediğimde, "O zaman ben bunu bir annemle konuşayım" dedi. Ben gözlerinde o parıltıyı, o ışığı, o hevesi gördüm. Zira sonradan "Mert, belki ikimiz birlikte model oluruz, ne dersin?" dedi. / Neyse, dönelim konumuza...
 
 
Ben gözlüğünü çok seven biriyim. Gözlüğü çocukluktan, ilkokuldan beri takıyorum ve bu nedenle de kimliğimin, kişiliğimin, tarzımın bir parçası haline geldiğini düşünüyorum. Kemik çerçeveli gözlüğümü de çok seviyorum ve gördüğünüz gibi gözlüksüz bir fotoğrafım neredeyse hiç yok.
 
Bugüne dek lens takmayı hiç düşünmemiştim.
 
Gözlükten şikayetim yok ki lens takayım!
 
Ben gözlüğümden gayet memnunum. Hatta farklı renklerde de gözlük almayı düşünüyorum...
 
...derken...
 
Kampta bir gün, oturup sohbet ederken Katya (kamptaki herkes gibi onunla da iyi bir dostluk gelişti aramızda, birbirimizi çok sevdik) "Gözlüğünü çıkarsana" dedi ve olanlar oldu! Ben istemememe rağmen Katya gözlüğümü gözümden çekip aldı, büyülenmiş gibi bana bakakaldı. Ben cidden anlamadım neler olup bittiğini. "Bir daha gözlük takmayacaksın. Gözlerin o kadar güzel ki, niye gözlüklerinin arkasına saklıyorsun onları?" deyince anladım meseleyi. "Okulda takıyorsan tak. Ama dışarı çıktığında, günlük hayatta asla takmayacaksın. Bütün kızların senin olacağından emin olabilirsin. Model olmayı hiç düşündün mü?"
 
O bana bunları ve bunlara benzer şeyleri söylemeye devam ediyor ama benim şaşkınlıktan dilim tutulmuş.
 
Hayrete düşmüşüm.
 
Gözlerim cidden bu kadar güzel miydi?
 
Tamam, küçüklükten beri bana "kara kaşlı kara gözlü, gözlerin çok güzel" derler, ama böylesine iddialı iltifatları ilk kez alıyordum.
 
 

"Gözlüğümden memnunum ben Katya," dedim.
 
"Gözlerin çok güzel Mert. Onları hapsetmene izin vermeyeceğim," diye susturdu beni (bir keresinde bir arkadaşım daha aynen böyle demişti ama, pek üstünde durmamıştı Katya kadar). Sonra diğerlerine seslendi. Fotoğraflarda gördüğünüz herkesi başıma topladı, "Mert'in gözlerine bakın!" demeye başladı. Ben gözlüğümü onun elinden almaya çalışıyorum ama o vermiyor. Herkes gözlerime bakıyor. Katya öyle bir atmosfer yaratmış ki, herkes hayran hayran beni izliyor. Sonra birer birer çözülüyor hepsi.
 
"Resmen farklı bir kişi oldun."
 
"Gözlüğü çıkar. Yakışıklı ol."
 
"Muhteşemsin!"
 
"Sanki tanıdığımız Mert değil de başka birisin."
 
Bunlar aynen bana dedikleri. Unutmadım. Nasıl unutabilirim ki?
 
Bir gözlük insanı bu kadar değiştirir mi? Değiştiriyormuş işte. Sen kendin aynaya bakınca da farklı hissedebiliyorsun ama diğer insanlar seni tanıyamama noktasına dek gelebiliyor.
 
İşte arkadaşlarım da gözlüklü ve gözlüksüz hallerimin birbirinden çok farklı olduğunu, gözlüklü de "yakışıklı" göründüğümü ama gözlüksüz "inanılmaz derecede yakışıklı" göründüğümü belirttiler. Hatta kızlardan bazıları gözlüksüz halimle selfie çekilmek istediler ama yok artık dedim, bu kadarına da izin vermedim. Zaten dediğim gibi ben bu zamana dek gözlüksüz pek poz vermemişimdir.
 
İşte durum budur.
 
Ben yıllardır gözlüğümle barışık yaşarken, hatta gözlüğümü çok severken, şimdi "acaba" demeye başladım, lense geçmeyi düşünmeye başladım. Katya yüzünden, bu fikir kafama yerleşti.
 
Hep Katya sardı bu dertleri başıma!
 
Tamam, lens alabilirim ama gözlüğümü seviyordum ben!
 
Ayrıca lensin kullanımı da ilk haftalarda çok zor oluyormuş, zamanla alışıyormuşsun.
 
Bunlar işin bahaneleri tabii.
 
Yabancı arkadaşlarım beni öyle etkilediler ki, sanırım lens alacağım.
 
İltifatlar, söylenen güzel sözcükler insanları etkileyebiliyor. Bunun örneği de bu yazı olsun işte.
 
Kamp boyunca kişiliğimle ilgili de çok güzel iltifatlar aldım. Hatta yine Katya "You are the best of the best. Stay same" yazdı benim günlüğüme (hepimizin birbirine not yazdığı günlükleri vardı, bu fikri de ortaya kamp liderlerimiz atmıştı, iyi ki atmışlar). Herkes güzel şeyler yazdı benim hakkımda, kişiliğim, özelliklerim hakkında. Kamptan sonra aklıma en çok takılansa bu lens işi oldu. Sanırım lense geçeceğim. Peki siz ne diyorsunuz? Kullanımı konusunda ipucu veriyor musunuz? Tavsiye ediyor musunuz?
 
Dahası, beni gözlüksüz hayal edebiliyor musunuz?
 

10 yorum:

  1. Gözlük kullanım açısından daha rahat ve sağlıklı... Lens hem görme açısından görüşünü rahatlatır hem de görünümünü değiştirir ama temiz bir bakım gerektirir. Bir oftalmologun tavsiye edeceği günlük lenslerden alıp kullanabilirsin. Madem Katya beğenmiş e bana laf düşmez daha artık;) Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yahu güldürdünüz beni akşam akşam... :) E bir deneyeyim o zaman... :) Sevgiler çok... :)

      Not: Birileri dedi diye değil elbette, benim de aklıma yattı, o yüzden. Birilerinin demiş olması işin bahanesi aslında. :)

      Sil
  2. Bu kadar iltifattan sonra bir dene derim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yahu siz de güldürdünüz beni akşam akşam... :) E iltifatlar boşa çıkmasın madem... :)

      Sil
  3. Ben de kendimi gözlüksüz hiç beğenmem. Gözlüklü en komik anım ise evlendiğimdeydi. Herkes "Geline bak, gözlüklü!" demekteydi. Yok artık dediydim ben de :)

    Denemekten zarar gelmez bence. Seversen devam edersin. Sevmezsen emektar gözlük hep yanında :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok tarz bir gelin olmuşsunuzdur, merak ettim fotoğrafları... :)

      Denemek lazım evet. Ama gözlük hep daha tarz! :)

      Sil
  4. çok tatlı bir anı bu yaaa. hepsinle konuşuyo musun feysten filan.

    YanıtlaSil
  5. Lensler göz kuruluğuna yol açtığı için sağlıksız buluyorum ama tabii arada değişiklik olsun diye takılabilir.

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...