25 Eylül 2018 Salı

HANGİ DİZİ NASIL BAŞLADI?

Yeni sezonun başlamasıyla birlikte, dizilerin reyting savaşı da kaldığı yerden devam ediyor... İşte Yasak Elma'dan Ufak Tefek Cinayetler'e, İstanbullu Gelin'den Bir Zamanlar Çukurova'ya geçtiğimiz sezondan devam edenler ve yeni başlayanlarla ilgili yorumlarım. 

Yasak Elma


Geçtiğimiz sezonun sonuna doğru ekran yarışına başlayan dizi Yasak Elma, sezona hızlı bir giriş yaptı. Şevval Sam’ın Ender Argun karakteriyle dikkat çektiği entrikası bol dizi, yaz boyunca Talat Bulut haberleriyle gündeme gelmişti. Magazin gündemini hayli meşgul eden konu, "Yasak Elma kurtlanmaya başladı", "Kurtlanmakla da kalmadı çürüyor" gibi manşetlerle magazin programlarının vazgeçilmezlerinden olsa ve Ender-Yıldız çekişmeleriyle Güllerin Savaşı'ndaki Gülfem-Gülru'yu sık sık hatırlatsa da, dizi gerek ana gerek yan konularıyla dolu dolu devam ediyor. 


Eda Ece sosyetik hayatına alışmaya çalışan, hatta o hayat içinde başkaları için çoktan kuyu kazar bir pozisyona bile gelen Yıldız'ı oldukça içten canlandırıyor. Sevda Erginci ve Onur Tuna wattpad klişelerinden kurtulamayan Zeynep ve Alihan'a hayat veriyor. Sezon finalinde Alihan’dan ayrılıp Amerika’ya giden Zeynep karakteriyse bütün yazı gözü yaşlı, kalbi kırık geçiren Alihan-Zeynep fanlarını boşu boşuna ağlatmış gibi: Zira yeni sezonun ilk bölümünde Zeynep uyduruk bir bahaneyle Amerika’dan döndü, ikinci bölümdeyse Alihan’la çoktan bir koltukta yan yana uyuyacak kadar tekrar samimi olmuştu bile. Pazartesi akşamları ekrana gelen dizi Çukur ve Söz gibi iki dizinin aksiyonunun yanında, biraz daha entrika, aşk ve sabahları kahvaltıda portakal suyu içilen zengin dizisi arayanlar için ideal. Ender’in "Babay canım, babay!"ları ve "Ooorrrrrayt!”larına katlanabildiğiniz yere kadar izlemeye devam.

Ufak Tefek Cinayetler 


Geçtiğimiz sezon bizi "Yeter artık yahu, açıklayın kim öldü!" diye ekran başında canımızdan bezdiren Ufak Tefek Cinayetler, bu sefer de "Kim öldürdü?" sorusuyla süründüreceğe, canımızı alacağa benziyor. Üstelik "daha büyük cinayetler"in de sinyalini veriyor ama açıkçası o sonsuza dek sürüp gideceğini sandığımız soruşturmanın ardından seyircilerde ne bir heves ne de merak kaldı mı, emin değilim. Mert Fırat, Gökçe Bahadır, Aslıhan Gürbüz, Bade İşçil ve Tülin Özen'in yer aldığı dizinin ikinci sezon senaryosu pek de iyi kurulamamış gibi. Senaryo sallantıda, ama yine de güçlü, şık bir prodüksiyon Ufak Tefek Cinayetler. Kadınlar şıkır şıkır giyinip her hafta ekranlara geliyor, kolay mı? Zaten diziyi izleten de konudan çok kimin ne giydiği (ya da "kime hangi lafı soktuğu"). Yani konu niyetine aldım verdim, ebelemece falan da oynasalar, yine de izlenecektir Ufak Tefek Cinayetler. Tabii çokça saçmalıklarla başladı ikinci sezon. Oya üç ay içinde ne zaman doğurdu da tekrar spor salonundan çıkmış gibi fit bir görünüme kavuştu? Sonradan eklenti karakterler neden bu kadar çok zorlama? "Can sister"ları en son kanlı bıçaklı pencere önünde bırakmıştık, ne ara tekrar barışıp kaynaştılar ve hiçbir şey olmamış gibi çay saatlerine devam edebiliyorlar?


Bir de diziye bu sezon dahil olan iki oyuncuda birbirlerine neden tıpatıp bu kadar benziyor, kafamız karışsın diye mi? İkisi de keçi sakallı, dış görünüş olarak birbirlerine çok benzeyen karakterler. Ushan Çakır ve Osman Sonant'tan bahsediyorum. Fotoğraflarını da koydum işte. Sizce de birbirlerine çok benzemiyorlar mı, ben mi benzetiyorum? 

İstanbullu Gelin


Geçen sezonu adeta bir final gibi konuları derleyip toparlayarak, küsleri yanaklarından öpüştürüp barıştırarak kapatan İstanbullu Gelin, yeni sezona da başka çaresinin olmadığı bir zaman atlamasıyla giriyor. İşte, Süheyla’nın kızı Yaz karşınızda! Hem de büyümüş, on sekiz yaşını geçmiş bir halde. İyi hoş da, yirmi yıllık zaman atlamasıyla uzay çağına girmişiz gibi yaratılan o atmosfer biraz sırıttı gibi, bilmem siz ne düşünüyorsunuz? Öte yandan, İstanbullu Gelin’in naif ve Türk dizilerinin olmazsa olmazı “her ne olursa olsun biz bir aileyiz” dünyası, kaldığı yerden izlenmeye devam edecek gibi. Çünkü güçlü bir proje. Karakterler arasında tutarlı bağlantılar, çatışmalar var ve gerek konu gerekse senaryo dinamik, şartlara göre kendini yenilemesini biliyor. Ama o bin kapılı evde yaşanan çatışmaları arayacağız gibi.

Bir Zamanlar Çukurova


Hanımın Çiftliği’nin büyük ölçüde kopyası gibi duran Bir Zamanlar Çukurova ilk bölüm çekimleri, özellikle de tren ve manzara sahneleriyle dikkat çekici miydi, kesinlikle evet. Vahide Gördüm ismini de arkasına alan dizi, perşembe akşamı Bizim Hikaye’nin ensesine yapıştı. Karagül’ün fettan kızı Hilal Altınbilek’i hak ettiği başrol makamında izlemek güzel. Güzel de, Bir Zamanlar Çukurova özgün senaryoyu yakalamalı. Aksi halde hem konu hem senaryo hem mekan nedeniyle Hanımın Çiftliği’nin bir taklidi gibi durmaya devam edecek... Bir ara Hanımın Çiftliği ve Bir Zamanlar Çukurova arasındaki benzerlikleri bile yazabilirim hatta. Bir de, çiftliğin ağasının ismi Demir olunca, orada bir kafalar karışıyor sanki. Demir adı şimdiki dizilerde zengin karakterin adı olunca tamam da, bir dönem dizisinde bu adı duymaya pek alışmamıştık. Hiç değilse Emir yapsaydınız bari…

Erkenci Kuş


Can Yaman için sosyal medyada, her gün aynada kendine bakıp "ben ne kadar yakışıklıyım" dediği, kaslarını öptüğü gibi bir efsane var! Ne kadar doğru bilinmez, ama Erkenci Kuş klişe olmaktan öteye gidemiyor. Yaz sezonu bitince, yerini idareten oturduğu Ufak Tefek Cinayetler’e bırakan dizi, bakalım kışın da aynı etkiyi gösterebilecek mi yoksa ağır dramalar karşısında Erkenci Kuş erken erken yuvadan uçup gidecek mi? Şimdiye dek yapılmış tüm yaz dizilerinin toplamı, klişe, bir farkı yok, sıradan! Kiralık Aşk'la ve diğer benzerleriyle aynı. Ama biterse de üzülmeyiniz, seneye bir benzeri yine çekilir.

Bir Deli Rüzgar 

Hatice Aslan, Berk Cankat, Pınar Deniz ve Almila Ada gibi isimleri buluşturan diziyle birlikte, geçmiş ve şimdi arasında zaman atlamalarıyla gidip gelen dizilere bir yenisi daha eklendi. Geçmişte assolistlik yapan Melike'nin şimdi tıpkı kendisinin ilk günlerindeki gibi gözünü yükseklere dikip hırslanan Gökçe'yle olan ilişkisi, şarkıcılık/ünlü olma hayalleri derken, dizi bildiğimiz konuları farklı bir bakış açısıyla ekranlara taşıyor. Cumartesi akşamları değişik bir şeyler arayanlar için iyi gibi. 

Gülperi

Biraz Aliye, biraz Karagül… Bir tutam “analık”, bir tutam hasret… Bir yanda çocuklarını annelerine göstermeyen kötü kalpli, gaddar akrabalar… Öte yanda mücadelesini veren bir adet Nurgül Yeşilçay

Nefes Nefese

Şükrü Özyıldız ve Melisa Şenolsun’un başrollerini paylaştığı Antakya-Suriye hattında geçen dizi, yazın son ayı Ağustos’ta başladı. Özyıldız başarılı bir oyuncu, Şenolsun da, ama ikisini yan yana ben pek yakıştıramadım gibi. İlk birkaç bölümüyle hızlı başlayan dizi, bölümler ilerledikçe biraz açmaza/çıkmaza girmiş gibi görünüyor. Heyecan azaldı, hikaye giderek durağanlaştı. Karşısına güçlü rakipler gelirse, reyting yarışısında başarılı olamayabilir.

Beklediğim diziler

- Aşk-ı Memnu, Fatmagül’ün Suçu Ne ve Kara Sevda gibi unutulmaz dizilerin yönetmeni Hilal Saral’ın yeni dizisi! Temmuz ayında yazdığım Neden Hala Aşk-ı Memnu İzliyoruz yazımda da uzun uzadıya anlatmıştım (ki yazıyı tam 10 bin kişi okumuş, çok teşekkürler) Hilal Saral'ın kurgu evren yaratmakta ne kadar başarılı olduğunu... O nedenle yönetmen koltuğunda oturduğu yeni dizisini de heyecanla bekliyorum. 80’li yıllara damgasını vuran Şahin Tepesi dizisinin bir uyarlaması olacakmış bu. Sadece Aşk-ı Memnu ve Fatmagül'ün Suçu Ne'ye baktığımızda bile, Hilal Saral’ın uyarlamalar konusundaki başarısı, neyi nasıl uyarlayacağını çok iyi bildiği apaçık ortada. Bunlar göz önüne alındığında, bizi şahane bir işin beklediğine hiç şüphe yok. Şimdilik kesinleşen oyuncu Zerrin Tekindor, ki bu da heyecanımızı iki katına çıkarıyor. Bekliyoruz efendim! 

hilal saral ile ilgili görsel sonucu

- Songül Öden'in yeni dizisi This Is Us ya da an itibariyle duyurulan adıyla, Hayat GibiTüm dünyanın gönlüne Gümüş’le taht kursa da, Umutsuz Ev Kadınları’ndaki Yasemin performansını hiçbir şeye değiştirmeyeceğim ve trajikomedi ya da dramedy diyebileceğimiz türlerdeki oyunculuğuyla kesinlikle çok başarılı olan Songül Öden için bile izlenir. Celil Nalçakan ve Birkan Sokullu da, merakla beklenen isimlerden. 


Dizi yazılarımın devamı gelecek!

Sosyal medya adreslerim:



11 yorum:

  1. İStanbullu Gelin, Ufak Tefek Cinayetler hiç izlemediğim için o konuda bir yorum yapamıyorum.
    Ama Yasak Elma ve Bir Zamanlar Çukurova'da'ya severek bakıyorum. Tabii eleştirdiğim yönleri yok değil, Yasak Elma'da senin de yazdığın "Babaaayyy...helllooooo" lar çok itici geliyor. Bu arada dün akşamki bölüm hiç hoş bitmedi, nedir anlamadım, buluşma yerine gelmedi Alihan eğer yine oyun oynadıysa bence iğrenç bir senaryo olur...insan birine bir kez oyun oynar, ikinci kez artık inandırıcı da olmaz, mantıklı da olmaz, ancak iğrenç olur. Ben de - ünlü olmasam da- senaryo yazdığım için böyle ayrıntılara dikkat ediyorum.

    Çukurova bana da Hanımın Çiftliği'ni anımsattı. Hanımın Çiftliği'ni çok severek izlemiştim, bu benzerlik olmasa daha iyi olurdu. Onda da çiftliğin beyi, yoksul işçi kızla evlendi, bunda da belli ki öyle olacak...ikisinde de esas kızın sevdiği başka biri vardı, bunda da öyle. E en ana hatları kopya etmişler geriye ne kaldı?

    Yapımcılar işin kolayını bulmuş sevilen dizileri kopya ediyorlar ki bu kopyalara Japon, Kore dizileri dahil...senaryo yazarı olarak kendi özgün hikayeleri için çırpınıp duranlar var benim gibi..:( bu durumda asla bize sıra gelmez ve bu haksızlık:(

    Uzun bir yorum oldu ama bu konuda çok doluyum...
    Eline sağlık:)

    YanıtlaSil
  2. güzel değerlendirme olmuş...

    YanıtlaSil
  3. Ufak tefek cinayetlere geçen sezon bakmıştım ama bu sezon bakarmıyım bilmem belki Osman Sonant için ara ara bakarım 😊
    Erkenci Kuş' u seviyorum ben ya hiç kasmıyor oyuncular tatlı..
    Yasak Elma geçen yılki reytingleri gösteremedi,Gulperi konu olarak ağır.
    Yabancı dizilere bakıyorum bu sıralar Modern Family falan😊
    Güzel analizler yapmışsın tebrikler 👍

    YanıtlaSil
  4. Ufak tefek cinayetlerin müptelasıyım valla. Konular sakız gibi uzasada izletiyor kendini. Senaryo biraz yamalı duruyor ama bakalım sezon sonunda neler olacak.

    Bir zamanlar Çukurova da guzel. Sevdim. Hanımın ciftligini hiç hatırlamıyorum. Avantajlıyım o yüzden. :)

    Bu yıl takip ettiğim iki diziden biri olacak :)

    YanıtlaSil
  5. Dizi izlerim ancak düzenli olarak değil. Fakat analizler süper :)

    YanıtlaSil
  6. Ufak Tefek Cinayetleri çok övüyorlar, ilk bölümünden itibaren izleyeceğim tekrarını

    YanıtlaSil
  7. Bu sezon Gülperi ve Bir Deli Rüzgar favori dizilerim. Bir de Kadın'ın yeni sezonunu bekliyorum.

    YanıtlaSil
  8. İzleyenler için çok güzel bir derleme olmuş, emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  9. şimdi herkes belki bana ıyyyy diyecek ama sıkı bir kurtlar vadisi izleyicisiydim.. hala eski bölümlerini çeşitli tv kanallarında tekrarda olsa izliyorum.. onu ekranlardaki muadili olan Eşkiya dünyaya hükümdar olmazı izliyorum.. birde geçen sene Avlu ya bakıyordum.

    YanıtlaSil
  10. erkenci kuşu çok severek izliyom yaa. klişeleri çok severim. bir de bizim hikaye :) gelcam yinee. daha öykünü bitirmediim :)

    YanıtlaSil
  11. Dizilerin süreleri çok uzun.Doldurmak için konular çok sündürülüyor.O yüzden bıkkınlık yarattığı için izleyemiyorum.Bir tek İstanbul'lu Gelini izliyorum.Onu beğendim.Dediğiniz gibi uzay çağına ışınlanmaları biraz abartı olmuş ama bakalım nasıl bağlayacaklar.

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

MERT OFLUOĞLU BENİM KÜÇÜK ŞAHESERİM GAZETE OKSİJEN RÖPORTAJ

Benim Küçük Şaheserim'le ilgili Gazete Oksijen’in sorularını yanıtladım. Röportajın tamamını Oksijen Gazetesi’nin web sitesinden okuyab...