Yazar, yönetmen, senarist, ressam... Tayfun Pirselimoğlu. Sanatın hemen her disiplininde üreten biri. Özellikle son filmi "Saç" ile aldığı ödüller onu bir kez daha gündeme getirdi. Durmadı. Yeni filmi "Ben O Değilim"in çekimlerini çoktan tamamladı. Röportajımda yönetmen kimliğiyle sorularımı yanıtladı. Biri kimlik mi dedi? Onunla bu röportajımızda yeni filminin teması olan "kimlik" üzerine yanıtlanmadık soru bırakmadık. Bol ödüllü yönetmen Tayfun Pirselimoğlu yeni filmi öncesi Kafa'nın konuğu oldu, gelmişken derginin kurdelesini de kesti. Bakalım usta yönetmen bu sefer "kim"in peşinde?
Mert: Ödüllere doymayan filmler
çektiğinizi biliyoruz. Ama özellikle son filminiz “Saç”ın kazandığı başarı ve
aldığı ödüller “Ben O Değilim”den beklentilerin artmasına sizce sebep oldu mu
ve eğer olduysa, filmi çekerken bu sorumluluğu hissettiniz mi?
Tayfun Pirselimoğlu: Filmlerimi çekerken bir önceki filmin ya da daha önceki
filmlerin yolculuklarını düşünmüyorum. Her yeni iş yeni bir güzergah demek. Ben
de, geçmişle ilgili yaptıklarımdan çok gelecekle ilgili kafa yoruyorum. Bu yeni
bir sorumluluk oluyor tabii, ama geçmişin sıkıntılarından azade bir sorumluluk.
“Rıza”, “Pus” ve “Saç” ile “ölüm ve vicdan” üçlemenizi tamamladınız. Peki yeni filminizde izleyiciyi nasıl bir duyguyla karşılaştırmayı hedeflediniz?
Bu film daha öncekilerden farklı bir 'problemi' irdeliyor. Kimlik üzerine bir film. Bir başkası olma haliyle ilgili. İzleyicinin karşı karşıya kalacağı birinin diğeri olması hali ki, bu benim bütün işlerimde az çok kendisini belli eden bir leitmotiv'dir.
“Rıza”, “Pus” ve “Saç” ile “ölüm ve vicdan” üçlemenizi tamamladınız. Peki yeni filminizde izleyiciyi nasıl bir duyguyla karşılaştırmayı hedeflediniz?
Bu film daha öncekilerden farklı bir 'problemi' irdeliyor. Kimlik üzerine bir film. Bir başkası olma haliyle ilgili. İzleyicinin karşı karşıya kalacağı birinin diğeri olması hali ki, bu benim bütün işlerimde az çok kendisini belli eden bir leitmotiv'dir.
Sizin filmlerinizde bence çok özel
bir “cast" var. Hani düşünüyorum da bu rolü başka bir oyuncu hakkıyla
canlandırabilir miydi diye, alternatif bir oyuncu bulamıyorum. Merak
ettiğim şu: Oyuncular senaryoyu yazarken kafanızda şekilleniyor mu yoksa bu
tamamen senaryo yazımından sonra mı gerçekleşiyor? Bir de “cast”ı siz mi
belirliyorsunuz?
Cast'ı tabii ki ben belirliyorum. Bu daha senaryo yazma
aşamasında kafamda belirgin hale geliyor. Ancak bazen bu süreç sancılı oluyor
ve zaman alıyor. Çoğu zaman senaryo sırasında ana kimlikler belli oluyor,
yan karakterlerle ilgili daha sonra seçimler yapıyorum.
Bu filminizde oynayan Ercan Kesal,
“Saç”ın başrolündeki Nazan Kesal’ın eşi. Ercan Bey'i bu nedenle mi role seçtiniz yoksa tesadüf mü oldu?
Ercan Kesal'ı çok önceden tanıyorum. "Saç"ta da küçük bir
rolü vardı. Onun çok iyi bir oyuncu olduğunu biliyorum. Tercihim bu
yüzden.
Maryam Zaree‘yi radarınıza sokan ne
oldu? Zannediyorum bu film onun Türkiye’deki ilk oyunculuk deneyimi?
Maryam Zaree, İran asıllı bir Alman oyuncu. Filmdeki
karakterle ilgili ortak yapımcım Nikos Moustakas onu bana önerdiğinde oynadığı
filmleri izledim, sonra kendisiyle görüştüm ve öyle karar verdim. Bu rol daha
önce sözünü ettiğim şekilde pek olmadı. Yani yazım aşamasında sıkıntı çektim.
Ancak daha sonra onunla görüştükten sonra karar verdim. O da çok iyi bir oyuncu
ve Türkiye'deki ilk rolü. Daha önce başka ülkelerde çektiği filmleri var.
Müziksiz filmlerin ardından ilk defa
“Ben O Değilim”in teaser’ında, hem de çok çarpıcı ve melodik bir müzikle
karşılaşıyoruz. Bu Tayfun Pirselimoğlu sinemasında bir kırılma noktası mıdır?
Ve filmin içinde de müziğin devamını görebilecek miyiz?
Bu film müzik gerektiriyordu ve az da olsa kullandım.
Müzikleri Giorgos Koumendakis yaptı. Uluslararası ünlü bir müzisyen. Atina
Olimpiyatları'nın açılış ve kapanış müziklerini de o yapmıştı. Oda müziğinden,
elektronik müzikten orkestral müziğe kadar çok geniş bir yelpazede eserleri
var.
Bu filminiz de bir üçleme veya seri
mi olacak?
Yok, bu bir üçlemenin bir parçası değil. Sonraki filmim
farklı bir iş olacak.
Filminizin özetle başkasının kimliğini alan bir adamın hikayesini anlattığını biliyoruz. Biraz daha ipucu verebilir misiniz?
Filminizin özetle başkasının kimliğini alan bir adamın hikayesini anlattığını biliyoruz. Biraz daha ipucu verebilir misiniz?
Bir yemekhanede çalışan bir adamın aynı yerde çalışan bir
kadınla girdiği ilişki sonucu hayatının yön değiştirmesi diye özetlenebilecek
bir hikayesi var filmin. Kısaca özeti böyle. Daha önce de belirttiğim gibi 'bir
başkası olma' ve 'bir başkasına dönüşme' sorunsalını irdeliyor.
Filminizde kimlik sorununa nasıl bir
perspektiften baktınız?
Kimlik hikayesi hep kafamın içerisinde dönüp duran bir
konudur. Yazdığım hikayelerde de bunu işledim. Romanlarda da var. Aslında daha
önceki filmlerimde de izlerini takip edebilirsiniz. "Neden bir başkası olmak
isteriz? Bir başkası olmak ne anlama gelir? Ötekinin yerine geçmek ne demektir?"
diye uzayacak bir dizi soruyu barındıran uzun bir meseleden söz ediyorum.
Sizce kimliğini gizleyen birinin mi
yoksa kimliği uğruna çarpışan birinin mi hayatı daha zor olur?
İkisi de çok çetrefilli haller aslında; sahip çıkmak da,
gizlemek de derin ızdıraplar saklıyor. Bu insanlık tarihi boyunca bizi takip
etmiş bir sorun. Günümüzdeki tezahürleri daha da yakıcı.
Aslında günümüzde de insanlar
olmadıkları gibi görünme çabası ve sosyal medyada kendilerini daha farklı
gösterme çabası içindeler. Bu, çağın bir hastalığı mı?
Evet çağımızda 'kimlik' hiç olmadığı ölçüde kamunun ilgisine
mazhar olmuş durumda. Teknolojik gelişim kimlik sorununu da yeni bir şekilde
okumamızı gerektiriyor. Buna yeterince hazır ve hakim değiliz. Buna hiç kuşku
yok. Üstelik 'bir başkası olmak' çok daha kolaylaşmış ve sıradanlaşmış bir
halde. Buna bir de bu açıdan bakıp üzerine gitmek lazım.
Kafa Dergi'nin ilk konuğu
siz oldunuz. Filminiz hayırlı olsun diyerek, keyifle cevapladığınız sorular
için teşekkür ediyorum.
Ben çok teşekkür ediyorum.
tanımıyodum.
YanıtlaSilsaç'ı da duymadım.
izlerim ama.
:)
Umarım film güzel olur, tavsiye edilirse izlerim.
YanıtlaSilMerhabalar,
YanıtlaSilBloğuma yapmış olduğunuz ziyaret beni fazlasıyla mutlu etti :)) Değerli yorumunuz için çok teşekkürler..
Ben de sizi hemen izlemeye aldım. Başarılarınızın devamını diliyorum.
İzmir'den kucak dolusu sevgiler...
Merhabalar,
YanıtlaSilBloğunuz hayırlı olsun. Artık ben de takipçinizim. Bana da bekliyorum. Güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle. Sevgilerimi bıraktımmmm…..:))
tebrik ediyorum çok başarılı bir röportaj
YanıtlaSil