24 Aralık 2013 Salı

SİZİN BLOGUNUZ HANGİSİ?

Taze blogger adayları ve blog dünyasına yeni giriş yapanlar için öğretmen niteliğinde bir sınıflandırma… İşte karşınızda yedi tip blog! Sizinki hangisi?


Blog türü: Giden sevgilinin ardından açılmış sayfa.
Blog renkleri: Siyah arka plana, koyu kırmızı veya zifiri yeşil renkte yazılmış yazılar.
Blogger tipi: Kimi zaman ekran başında ağlayarak tek mısralık şiirler paylaşan, kimi zaman öfkeli anına denk gelip küfürler savuran gizli kimlik. Ve ne olursa olsun yazdığı şeyi hiç düşünmeden "yayınla" tuşuna basar.
Paylaşım süresi: Her gün yazabileceği gibi, üç ay boyunca hiç uğramayabilir de. Bazen blog’u olduğunu unutup yeni bir blog açar.
Blog’u en iyi anlatan kelime: Gotik.
Detaylar: Yüreğini söküp çıkaran ve sevdiceğine uzatan kız/erkek çizimi, koyu renkli kalpler, kanlı güller.
Yorumcu tipi: Takip ettiği blogger’ın her yazdığına destek veren, yorum kutusunu adeta aşka ilişkin makalelerle dolduran, bu şekilde kendi sevgilisinden de intikam alan kişi.
Dikkat: Üstüne gitmeyin, her an sizin yüzünüzden intihar edebilir!


Blog türü: Şehrin nabzını tutan daktilo.
Blog renkleri: Uçuk pembe, açık sarı, fıstık yeşili ama genellikle beyaz olan duvara, siyah renkte yazılmış yazılar.
Blogger tipi: Sizin şehrinizde yaşayan gizli kimlik. Her türlü festivale, konsere, açılışa gider; ama onun gerçekten orada olup olmadığını hiç kimse bilmez. Ne de olsa onu hiç kimse tanımıyordur. Gerçek adının ne olduğundan bihabersinizdir. Anlattığı şeyleri yaşayıp yaşamadığı koca bir muammadır. O bir hayalettir. Sokakta görmüyorsunuzdur; yanınızdan geçtiğini, belki de alt katınızda oturduğunuzu bilmiyorsunuzdur. Onun blog’unda eğlenceli yazı dilinin hatırına takılırsınız.
Paylaşım süresi: Gittiği etkinliklerle doğru orantılı. Bazen özletmek için uzun süre ortalıklarda görünmez.
Blog’u en iyi tanıtan kelime: Eğlence.
Detaylar: Şehirli modern kadın resimleri; zamanla artan makyaj tutkusuna bağlı olarak ruj, pudra, cep aynası gibi malzemeler. Daha ciddilerinde şehirden kareler.
Yorumcu tipi: Meraklı, olup bitenden haberdar olma heveslisi. Arada kendi derdini de araya sıkıştırıverir.
Dikkat: Ona açık kimlikle yaptığınız her yorumda, nefesinin daha yakınınızda olduğunu bilin.


Blog türü: Kendini anlatan yazarkasa.
Blog renkleri: Beyaz zemine, siyah yazılar. Genellikle Times New Roman veya daha köşeli stiller. İri puntolarla.
Blogger tipi: "Bana, bana, bana, hep banacı", tercihe göre açık veya gizli kimlik. Kendi blog’una yorum yapılması için size adeta yalvarır, ama diğer blog’lara hep düşman gözüyle bakar. Sizi deli gibi takip etse de çaktırmaz. Bunu bir zayıflık olarak görür. Yaşadıklarını blog’una yazmaz, blog’una yazmak için yaşar.
Paylaşım süresi: Narsistlik duygusunun kabardığı her an.
Blog'u en iyi anlatan kelime: Ego.
Detaylar: Bilgisayar teknikleri sayesinde yok ettiği sivilceli suratının fotoğrafları, köpeğinin fotoğrafları, kedisinin fotoğrafları, varsa balığının fotoğrafları, terliğinin fotoğrafları, yürüdüğü sokaktaki kaldırım taşlarının fotoğrafları, okuduğu derginin fotoğrafları, yatak örtüsünün fotoğrafları, aldığı yeni şeylerin fotoğrafları, bazen coşunca kız arkadaşlarının fotoğrafları (Arkadaşları isyan edip o resmi kaldırtıncaya kadar).
Yorumcu tipi: O blogger’a adeta "tapan" kişi. Aksi takdirde yorumlarının barınması mümkün değildir. Anında imha edilir.
Dikkat: Sakın ondan daha iyi olduğunuz bir konuda onunla tartışmaya girmeyin. Eğer gizli kimlikse, tüm çizgisinden kayıp klavye başından size saydırabilir. Eğer açık kimlikse, yaptığınız yorumları siler. Her iki durumda da siz sinir küpüne dönersiniz. Unutmayın! Yaşadıklarını blog’una yazmayan, blog’una yazmak için yaşayan biridir o.


Blog türü: Yemek tarifi verme konusunda Sahrap Soysal'la yarışan, gündüz kuşağındaki her programı takip eden, arada izdivaçlarda iki alkış iki yorum yapıp gelen blogger’ın sayfası.
Blog renkleri: Turuncu veya kırmızı duvara, neon renklerle yazılmış tarifler.
Blogger tipi: Becerikli, hamarat, aynı anda hem yorumlarınıza cevap verip hem de akşam yemeği için üç çeşit hazırlayabilir. Elinin altında her zaman elişi, nakış gibi zahmet isteyen şeyler bulunur. İleri seviyeler hem yazı yazıp hem uzak akrabasının bebeğine patik örebilir, gelen komşusunu da çok güzel ağırlar.
Paylaşım süresi: On günde bir. Ya da market alışverişine çıktığı her gün mü demeli? Bayramlarda ek mesai yapar.
Blog'u en iyi anlatan kelime: Fıkır fıkır.
Detaylar: Etli dolma, yaprak sarması, kabak tatlısı fotoğrafları –Aynı yemeğin en az üç farklı açıdan çekilmiş versiyonu. "Görümcemin bloguna tık tık!" linkleri.
Yorumcu tipi: Kıvamını tutturamadığı yemeğin neresinde yanlışlık yaptığını yazan, cevap için günde üç öğün bakan kişi. Menü sorularını da peş peşe sıralar.
Dikkat: Kırılgandır, onu kırmayın.

Blog türü: Her okuduğuna not veren kitap kurdu.
Blog renkleri: Sarı veya beyaz arka duvar üstüne, siyah veya gri renkte cümleler.
Blogger tipi: Kitap sevgisiyle kedi tutkusunu bir araya getirir, birbirinden ayıramaz. Onun için her kitap okuyan kedi besler, her kedi besleyen de kitap okur. Aksi düşünülemez. Gece gündüz hiç durmadan okur –arada bir kedi tüylerini süpürür–, okuduğu hiçbir şeyi atlamadan blog’una geçirir. Yahu bir kere de takipçilerine yazmak için değil, kendin için oku, değil mi ama?
Paylaşım süresi: Haftada bir.
Blog’u en iyi anlatan kelime: Ayraç.
Detaylar: Kedi çizimleri, kedi fotoğrafları, kedi patileri, kedi mamaları.
Yorumcu tipi: Hem kitap yorumu okumak hem kedi fotoğrafı görmek isteyen kişi.
Dikkat: Kedileriyle yaşlanacaktır. Onun yanında köpek lafı etmeyin, sizin canınıza okur. Ne de olsa dokuz canlıdır.

Blog türü: Modacı Marilyn.
Blog renkleri: Sezonun trend’lerine göre değişen pembe, pembe ve pembe tonları.
Blogger tipi: Makyaj malzemelerinin ve gardırobunun fotoğrafını çekip çekip yayımlayan, günün birinde Ivana Sert olmak isteyen moda delisi. Hiç tanımadığı Marilyn Monroe’yu yazılarının baş tacı yapmaktan çekinmez.
Paylaşım süresi: Her gün. Bazen günde üçer post.
Blog’u en iyi anlatan kelime: Kokoş (Çok affedersiniz!)
Detaylar: Banu Alkan şalı, vintage güneş gözlüğü, Marilyn Monroe’nun sarışın saçları. Sevgilisinden ayrılık dönemlerinde, siyah beyaz Marilyn fotoğrafları (Favori: Binanın tepesinden şehre bakan Marilyn).
Yorumcu tipi: “Bugün ne giydim?” yazılarını okumaktan hoşlanan ve “Bugün ne giysem?” sorusunu sormaktan haz duyan kişi.
Dikkat: Bir “Vogue Türkiye” olmadığını ve çok zorlama durduğunu sakın söylemeyin… Zevksizliğine değinmeyin bile!

Blog türü: Dekorasyon ve tadilat meraklısının evi.
Blog renkleri: Kahverengi, turuncu ya da kırmızı.
Blogger tipi: Her yazıda kendi evinin başka bir köşesinden fotoğraflar yayımlamaktan bıkmayan, ama okurları bıkıp takibi bırakınca başka bir blog açarak yeniden hayata tutunan dekorasyon delisi blogger tipi.
Paylaşım süresi: Çoğunlukla on beş günde bir.
Blog’u en iyi anlatan kelime: Dizayn.
Detaylar: Eskimiş kanepe, abajur, kapı tokmağı.
Yorumcu tipi: Evini yenilemek isteyen ev hanımları, antikacı beyefendiler.
Dikkat: Dekorasyon dışında bir yorum yapacak olursanız, o ağır mobilyayı bilgisayar ekranınızdan uzanıp kafanıza indirebilir!
Not düşümü: Bu yazı, kimseyi kırmak istemeyen bir blogger tarafından yüzlerde tebessüm oluşturmak için yazılmış olsa da, kesinlikle gerçeklerden yola çıkılmıştır!

9 yorum:

  1. :)
    tabi sen benden eskisin,epi topu 'bu yılın kurban bayramı tatili'nde başladım bu işe,kulak veriyorum yazdıklarına.blogda ivme düşünce yeni isim;tuttum bunu,şirket içinde şirket gibi:)
    çok sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Kırılmayın ama gerçekler bunlar.. demişsiniz. E biraz kendimi buldum da, biraz.

    YanıtlaSil
  3. benim yüzde gevrek bir tebessüm oluşturdu, evet! :)

    YanıtlaSil
  4. Yukarıdan aşağı 3. beni anlatıyor sanırım. Dikkat ettim de bunların hemen hemen hepsi doğru. :)

    YanıtlaSil
  5. ee ben kendime bulamadım
    Ben iyi bir karmayım galiba :)))

    YanıtlaSil
  6. Merabaaaaa
    Cok geç geldim özür dilerim yaa
    Ama bunu okurken on numara eğlendim :)) her yeni bi blog türünde heh bu işte ben demek istedim ama ben yokum burda resmen :)
    Cok eğlenceliydi.
    Bu blogger lardan olmak istediğim: yemek blogu yazarı :) özeniyom çok onlara yaaa :)

    YanıtlaSil
  7. bunu sen yazdın ya. la kutlarım la. paylaşım süresi dışında daktilo uydu bana.
    :)

    YanıtlaSil
  8. Hımm, o zaman ben tam bir ortaya karışığım :P

    YanıtlaSil
  9. Genel olarak iyi gözlemler var.
    Maharet bu gözlemleri gruplayıp uygun kategoriye yerleştirmekte tabi:)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...