28 Aralık 2013 Cumartesi

TEKERRÜR EDEN YENİ YILLAR...

Henüz Ocak ayı gelmedi, ama gelecek ayın dergileri çoktan çıktı bile. Yazdıklarına göre, yeni yıl akşamını yorgun bir şekilde atlatmışız, ama çok güzel hediyeler almış ve vermişiz. Ayrıca çok soğuk bir ay geçiriyormuşuz.

Bu böyledir zaten. Her yıl, dergilerin işledikleri konular aynıdır. Bakın. Gerçekten bakın. 2009'un Ocak ayına ait bir dergiyle, aynı derginin bu Ocak sayısını karşılaştırın. Hemen hemen aynı başlıklar, konular, dosyalar çıkacaktır karşınıza. Hatta eğer benim babamınki gibi bir dergi arşivine sahipseniz, 1990'lı, 2000'li yılların dergilerinde bile aynı konular olduğuna bakın ve şaşırın. Aslında şaşıracak bir şey yok. Isıtıp ısıtıp önümüze konulan benzer, sıradan konular... Tek fark röportaj veren kişiler.

Dekorasyon, medya, moda, karikatür ve televizyon dergilerini alıyorum ben. Teknoloji dergilerini almıyorum. Televizyon dergilerini almamla ilgili bir arkadaşım, "Hem izleyeceğiz hem de para verip dergilerini alacağız? Bize bedava vermeleri lazım!" demişti bir zamanlar. Doğru bir mantık bu aslında. Sonuçta parayla reklam alıyoruz biz. Halbuki reklamın paralısı olur mu? Reklam herkese açık olan şeydir. Paralı olan üründür. Haksız mıyım? Ama ben televizyon dergilerini, onların dizileri hakkında yazdıklarını da okumayı çok seviyorum. Dizileri izlemememe rağmen. Belki de bu yüzden metin yazılarımı, blog reklamlarımda yazdığım cümleleri çok beğeniyorsunuz. Bu tip dergileri okumak, beni geliştirmiş olabilir.




Tayfun Pirselimoğlu'nun "Tekerrür" sergisinin açılışı nedeniyle serginin açılış günü olan 18 Aralık'ta, Milli Reasürans Sanat Galerisi'ne gittim. Böylece sadece birkaç aydır süren "İstanbul yaşantım"da ilk kez Nişantaşı'na da gitmiş oldum. Onunla geçenlerde röportaj yapmıştım hani. Öyle üretken biri ki, daha son filmini yeni tamamlamasına rağmen yeni filmi için hazırlıklara başlamış bile. Onun hızına gerçekten yetişilemiyor, ama takip ederken çıkan rüzgar gerçekten çok tatlı ve sanat soslu. Sergi ve film mi yalnızca? Yeni kitabı da çıkıyor. Ressam, yönetmen, senarist, yazar... Her bir yeteneğini aynı anda kullanabiliyor Pirselimoğlu. Neyse, 18 Aralık-18 Ocak tarihleri arasında sergisini görün!

"Umutsuz Ev Kadınları"nın orijinalini hiç izlememiştim, ama sırf şu sıralar izlediğimiz olaylar çok heyecanlı diye denk gelen "Desperate Housewives" bölümünü bulup izledim. Yahu orada Ejder'in ölümü arabayla değil, çok zeki bir senaryoyla "düşen uçak" ile sağlanıyordu. Tabii bizde onu çekecek imkan olmadığından, bizde böyle bir yöntemle aynı olayların gerçekleşmesi sağlandı. E bizim seyircimiz için böylesi hem daha kolay hem daha mantıklı oldu tabii. Ama dizi gerçekten iyi gidiyor ve Yasemin!

Bu arada, Ters Düz'ün 10. ve 11. bölüm fragmanlarını oluşturmak için geçen cumartesi günü Gülhane Parkı'na gidip klipler çektim. Ayrıca çok da güzel fotoğraflar... Onları da yakında burada veya orada paylaşmayı planlıyorum. Bir de az önce diye bir hashtag oluşturdum. "Yalnızca Ece'nin hayatında büyük değişiklikler oldu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz!" sloganıyla. Bana blog yorumlarıyla destek veren ziyaretçilerim, beni twitter'da çok kısa bir süre önce tanıdı. Bu yüzden pek bir tweet beklentim olmasa da, belki bir ya da iki kişi yazabilir. Yazanları ve yazılanları da, Ters Düz'de yayımlayacağım özel bir dosyada paylaşacağım. Bu arada "Sizin blogunuz hangisi?" yazımı çok beğenmişsiniz, teşekkür ederim!

Kapanışa geçerken, soranlar için söyleyeyim: Derslerim, notlarım, sınavlarım çok iyi. Çok çok iyi! Ve:

Kar kürelerini, düşen kar taneleri içimi ürpertmediği için seviyorum. Hepinize sımsıcak bir yıl diliyorum!

1 yorum:

  1. heeey bütün haberlerini sevdim.

    hadiii daha verimli ve dolu bir yıl olsun senin için.

    :)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...