10 Aralık 2013 Salı

PSM, METRUK, A'ADIN MI?


Songül Öden'e "Gümüş" dizisinde Kıvanç Tatlıtuğ ile başrolü oynarken açıkçası pek dikkat etmiyordum. "Umutsuz Ev Kadınları"nın her bölümde başına iş açan çocuksu annesi Yasemin rolüyle keşfettim onu. Yeri gelince kahkahalar atıp yeri gelince hüzünlenerek. Canlı performansını görmek için sabırsızlandığımdan, bu hafta sonu "Kafkas Tebeşir Dairesi" adlı oyununu izlemek için Zorlu Center PSM'deyim. Bertolt Brecht'in bu müzikal epik tiyatrosunun Songül Öden ve Levent Ülgen'le biz seyircilere harika bir şölen yaşatacağından eminim. Haberi olmayanlara haber vermiş olayım: Öğrenci biletleri 46.50, diğerleri 56.50 lira.

Bu "metruk binalar arasında yaşanan kafe çılgınlığı" Karaköy'ün havasını bozacak gibi geliyor bana. Tamam, Karaköy'ü Karaköy yapan zaten bu "iç içe geçmişliği" ama bir durup soluklanın yani. Aynı "arka sokak"ta her gün başka bir kafe açılıyor; kimi sanki bedava altın dağıtıyormuşçasına tutuyor, kimi de sessiz sedasız müşteri bekliyor. Oysa hepsinde hemen hemen aynı şeyler var: Pahalı yiyecekler. Orijinalliği yakalayabilenlerse (Bakınız: Dem) gerçekten ilgi görüyor. Dergiler, gazeteler, köşe yazarları da Karaköy'ün ve Karaköy'deki kafelerin üstüne gittikçe gidiyor. Bir şey değil kaliteler bozulacak diye korkuyorum. "İstanbul Life" diye bir dergi var, son sayısını şöyle ayaküstü inceledim de, onun da içinde yine Karaköy var. İnternetten de okuyabilirsiniz. Hazırlanan haritalı dosyayı çok beğendiğimi söylemeliyim. Başlıkları da şöyle: "Karaköy çılgınlığı bitmiyor." Ben kısa yoldan konuyu kapatayım arkadaşlar: Bizim yeni açılan yerlere hemencecik doluşma çılgınlığımız bitmediği sürece, Karaköy çılgınlığı da bitmez!

Bazı kızlar var, şöyle bir konuşma tarzları var: "Onu öyle dedi bana, bana, bana yani, orada indiriverdim kafasına! Bir kez kızın karnına tekme atmıştım, ama bu dediğimi erkeğe yaptım. Yüzünü tırmaladım, kanlar aktı. Korkacaksın benden! A'adın mı? (Arada burun çekerler) Benim kitabımda bu yoktur! Önce insan olacaksın! A'adın mı? (Bacaklarının arasını açıp otururlar) İnsan olmazsan sana haddini bildiririm ben! Yok ya, sen ne sandın beni, (Küfürleri havada uçuştururlar) öyle duracak mıyım? Bi' de bana diyo' yani? Bana, bana, Bihter'ine? A'adın mı?" Ben bir şey anlamıyorum valla kız olmanın zarifliğini, narinliğini, kibarlığını bilmeyen böyle birkaç tipin yaptıklarını marifetmişçesine anlatmasından.

Yağmur yağarken başlayan günün yağmuru arada kara dönüştü, bilmem fark ettiniz mi? Kar geliyor mu dersiniz? Kar gelir mi bilmem. Aslında hava durumu sunanlar da bilmiyor. Bir aydır aynı şeyi diyorlar, ya tutarsa diye mi acaba, ama tutmuyor işte. Garanti vermek zordur tabii bu işlerde, ben de klavyemin başından ne rahat yazıyorum tabii! Garanti demişken, size garantisini vereceğim bir şey var: Ters Düz'den nefis bölümler geliyor. Öyle böyle değil hem de. Her an yayımlayabilirim, şu sıralar iki bloguma da göz atmayı sakın ihmal etmeyin, diyerek yazıma devam ediyorum.

Bu arada yeni yıl geliyor. İlgili yazı da geliyor.

Yahu son iki yazıdır üstüne titrediğim ve sizin de pek sevdiğiniz Kafa Dergi'nin konseptine aykırı bir şey yapıyorum, her şey planımın bir parçası ama sizden hiç ses gelmedi, yani şimdi siz a'adınız da mı ses etmiyorsunuz? Vallaha a'amadım.

3 yorum:

  1. hımm songül öden'i gümüş'de pek beğeniyordum.o dizi de ne güzeldi.yeni dizisinin amerikan versiyonunu vaktiyle bol bol izlediğimiz için içimi açmıyo,gerçi bi 80'ler var gerisini bilmiyorum dizi dünyasının.hatta muhteşem yüzyılı bile görmüşlüğüm yok.
    ancak bak şu oyun işi beni cezbetti,şimdi hemen biletix den bakıcam.saol.

    YanıtlaSil
  2. orada olup oyuna gitmeyi isterdim.zira songül hanımı beğeniyorum.benim biraz sakar ve şaşkoloz halimi umutsuz ev kadınlarındaki tiplemesiyle çok eşleştiriyorlar.oyunculuğu cidden çok iyi.
    şimdiki kızlar konusuna gelince yazacak hem çok şey hem hiç bişey yok :( non kafa yani hepsi.içlerini boşaltıp ambalajı süsleyip salmışlar sokağa sanki.o saçlar konuşmalar .son 3 dür okul dönüşü 2 liseliye rastlıyorum dolmuşta.tüm yolculuk boyu müzik dinlememe rağmen o ucuz ve saçma konuşmaları tüm ahaliyle dinlemek zorunda kalıyorum .bişey değil uyarı falan kar etmiyor hiç aldırmıyorlar insanlara..ama en vahimi daha da küçük olan öğrencilerimizle yaşadığım olay var ki bugün sinirlerim altüst oldu.3 tinerci tarafından tehdit yedim.neyseki sağ salim döndüm eve.
    kar yağsın.yağsın mikrobu kırsın havanın ha bide tatil olsun okul :))
    son cümleler için tam yorum yapamayacağım konsepte tam vakıf olamadığımdan aykırılığıda keşfedemedim :)

    YanıtlaSil
  3. bak bissürü süper oyun var.
    dot
    krek
    moda sahnesi

    karaköyde gerziyon joan miroya git artık. masumiyet müzesine de.
    bak hemen orda tophanede lavazza da nefis ya. çayları kekleri.
    :)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...