1 Nisan 2016 Cuma

HAYAT ŞARKISINI DİLİMİZE DOLAMAK İÇİN 5 NEDEN


Herkese merhaba! Öncelikle kitabım Ters Düz'le ilgili gelen sayısız yorumlarınız için bir kez daha teşekkür ederek, hızla bu yazının konusuna geçiş yapıyorum. Bildiğiniz gibi Kafa'da sık sık televizyon ve diziler hakkında yazıyorum, blogum bunlarsız düşünülemez. İşte şimdi yine bir dizi yazısıyla karşınızdayım. 

Bana soracak olursanız bu sezon televizyon ekranı hiç olmadığı kadar sıkıcı. Ekranda genel olarak iki tip dizi kategorisi göze çarpıyor: Vurdulu kırdılı mafya/töre dizileri (maalesef her daim alıcıları var) ve aşırı cıvık, sulu, toz pembe dünyalarda geçen romantik aşk dizileri (birbirinin aynı konuları işleyen bu dizilerin de maalesef her daim alıcıları var). Hal böyle olunca, benim gibi real life drama sevenler için ekranda izlemeye değer hiçbir dizi yok-tu. Bu sezonu ikiye ayırmak gerekirse, sezonun ilk yarısı yayınlanan Hatırla Gönül kesinlikle televizyon tarihimiz için muazzam bir işti ve hiçbir bölümünü kaçırmadan izlediğim nadir dizilerden biriydi (o dönem her hafta uzun uzun diziyi yazıyordum, hatırlarsınız). Ama farklı bir konusu ve meselesi olan bu dizi reyting canavarına kurban gidince (ah o canavarı elime bir geçirsem), benim de izleyecek hiçbir dizim kalmamıştı. Ama neyse ki tam da o sıralar, Hayat Şarkısı'nın fragmanları ekranda dönmeye başlamıştı ve bu yeni dizi sezonun ikinci yarısında zirveyi kimselere kaptırmayacaktı! Eminim ki birçoğunuz Hayat Şarkısı'nı izliyorsunuzdur (zira bana gelen mesajlarınız o yönde: "Hadi yaz Mert artık bu diziyi yaz"-işte şimdi yazıyorum ve merak etmeyin, 46'yı da detaylıca yazacağım). Sonunda, uzun zamandır yazmayı planladığım Hayat Şarkısı'nı yazmak için klavyenin başına geçebildim! İşte bu harika diziyi izlemeniz için 5 neden:

1. Çünkü senaryo... 


Mahinur Ergun kesinlikle sektörün en iyi senaristlerinden biri. Hatırlayacağınız üzere kendisi Merhamet'i de yazmıştı ve yine bayılarak izlemiştik. Aslında Hayat Şarkısı da Merhamet gibi, ana karakterimiz olan kızımız Hülya'nın çocukluğu, gençliği ve bugünkü hali üzerinde şekilleniyor. Zaman zaman flashback'ler izleyip Hülya'nın geçmişine uzanıyoruz. Burada dizinin konusunu uzun uzun anlatmayacağım çünkü eminim ki hepiniz biliyorsunuzdur, zaten herkes bu diziyi konuştuğu için izlemeseniz de illa duymuşsunuzdur. Hayat Şarkısı aslında uzun zamandır özlemini çektiğimiz bir dram. Ama yalnızca hüngür hüngür ağlamıyorsunuz. Yeri geliyor gülüyorsunuz da. Bazen de geriliyorsunuz. Entrikalar o biçim. Yani doğal, sıcak bir hikaye. Aile hikayesi. Hiçbir şey abartılı değil. Kısacası sırf hikaye örgüsü ve senaryosu bile Hayat Şarkısı'nı izlemeniz için yeterli bir sebep. 

2. Çünkü oyunculuklar...




Hülya için Burcu Biricik'ten, Kerim için Birkan Sokullu'dan başkasını düşünebilir miydik? Ahmet Mümtaz Taylan, Tayanç Ayaydın, Ecem Özkaya herkes ama herkes rolüne cuk diye oturmuyor mu? Komedide izlemeye alıştığımız Pelin Öztekin ve Aydan Taş'ı böyle bir dramın içinde görmek ise son derece hoş bir değişiklik olmuş. Sibel Melek Arat'sa Hülya'nın çocukluğu rolü için muazzam bir seçim olmuş. Özellikle ikisinin karşılıklı sahnelerini izlemek harika. 

3. Çünkü çekimler...



Şık sahneler, sinematografik görüntüler... Burada da Cem Karcı'ya selam göndermeliyiz çünkü dizinin çekimleri, kamera açıları gerçekten çok iyi! 

4. Çünkü müzikler...

Hey! Bir diziyi sırf müzikleri için izlemeye başlamış biriyle karşı karşıyasınız (Güllerin Savaşı). Dizi müziği bence çok önemli. Öyle ki, millet şarkı sözlerini diline dolar, benimse dilimin ucunda hep dizi müzikleri vardır. Bu dizinin müzikleri çok hoşuma gidiyor. Yani konusunu beğenmeseydim bile sırf müzikleri için izlemeye devam edebilirdim. Neyse ki diziyi bir bütün olarak çok seviyorum, sorun yok. 

5. Çünkü altında Most imzası var... 


Sıla, Merhamet, Hatırla Gönül ve diğerleri... Bugüne dek beğenerek izlediğimiz ne varsa Most Production'un yapımı olduğunu görüyoruz. Hayat Şarkısı'nın ilk bölümüne sırf altında Most imzası var diye baktığımı itiraf etmeliyim. Bir şey Most'tansa kesinlikle 1-0 önde başlıyor. Çünkü seyirci olarak biz biliyoruz ki az sonra ekranda kaliteli, özenli, hatta kimi zaman sinema filmi tadında enfes bir dizi izleyeceğiz. Burada Gül Oğuz'u sonsuz kez hayranlıkla selamlamak gerek. Ben Most'un yeni dizilerini dört değil beş gözle bekliyorum. Size de takipte kalmanızı şiddetle öneririm! 

Uzun lafın kısası... Salı akşamlarınızı Hayat Şarkısı'na ayırın. Olmadı mı, internet ne güne duruyor?

Instagram hesabım: instagram.com/ofluoglumert/
Twitter hesabım: twitter.com/ofluoglumert
Facebook hesabım: facebook.com/ofluoglumert


13 yorum:

  1. Diziyi benim dışımda bütün çevrem izliyor ama ben Hülya karakterini bir türlü çözemedim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hülya karakteri çözülmeyecek bir karakter değil aslında çocukluğu sefalet içinde geçtiğinden mücadele etmeyi öğrenmiş baskın bir karakter....

      Sil
    2. Şu sıralar herkes Hülya'yı konuşuyor. :)

      Sil
    3. Ama izlediği yol yanlış diye düşünüyorum. Özellikle ablası ve babasına yaptığı korkunçtu. :)

      Sil
  2. Muhteşem bir dizi ve yine Burcu BİRİCİĞİN severek izlediğim ikinci dizisi...Yani Şeref Meselesinden sonra...Kesinlikle çok başarılı bir oyuncu,saçma sapan dizilerden sonra ilaç gibi geldi inanın severek izlediğim tek dizi...

    YanıtlaSil
  3. Ben de çok severek izliyorum bu diziyi aslında sen Poyraz Karayel'i de seversin diye düşünüyorum onu izlemiyorsun değil mi ? ben şuan tek favori dizim poyraz karayel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında evet, bence de ben o diziyi çok severim, ama izlemeye zamanım olmuyor maalesef... :)

      Sil
  4. ne kadar güzel olursa olsun türkiyede belli bir kitle var, ne bulsa izleyenlerden bahsediyorum eğer onlar izlerse film tuttu diyip 6 sezon çekebiliyorlar, ama çoğu kaliteli diziyi de pat diye bitiriyorlar! örnek: gönül dizisi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaliteli dizilerin erkenden bitirilmesi çok üzücü gerçekten de...

      Sil
  5. Bende çok beğeniyorum diziyi ama ara ara bakabiliyorum sadece. Küçük Hülya favorim ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küçük Hülya herkesin favorisi oldu. :)

      Sil
  6. mahinur ergin çook severim, ay izlesem mi. 46 yok nasıl sölesenee :)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...