İzdivaçta sunucu, moda programında jüri hep yarışmacıları azarlar. Yarışmacılar da diğer yarışmacıları azarlar. Ağlamalar, sızlamalar, ağız dalaşları, kavgalar kıyametler... Aslında yazılan bir senaryodur bu, ama seyircinin çoğu bunu bilmez. Bilenler de umursamaz. Dizi gibi, vakit geçirten bir şey vardır televizyonda ve kafasını boşaltmak için izler izleyen.
Zuhal Topal, Esra Erol, Seda Sayan izdivaçları... 16.00-19.00 aralığında ekrandadırlar. Zuhal Topal'ın orkestrası arada caz çalar, bak o iyidir o anlamda. Bu izdivaçlardaki talipler/yarışmacılar kanaldan kanala gezer. Üç gün önce Esra Erol'da olan talip bir bakmışsınız hop Zuhal Topal'da, Seda Sayan'daki yorumcu kadın pat Esra Erol'da. Sanki Kıvanç Tatlıtuğ, Beren Saat gibi peynir ekmek gibi kapışılır bu katılımcılar. Kapanın elinde kalırlar. Onlar da evde oturacaklarına konaklama+öğlen yemeği+sıcak su+wifi, giderler programa, işleri ne?
Bu izdivaçlarla ilgili en sinir olduğum, hadi katılımcıları geçtim, sunucunun bile rejiden gelen talimata göre olayları yönlendirmesi ve bazen ağlamayacak olan yarışmacıyı üstüne gide gide ağlatmaları. Hayat hikayesini de kesin deşerler.
İzdivaçlar tamamen senaryo. Hanife mesela kaç yıldır adeta bir "dizi karakteri" olarak Zuhal Topal'da aşkını arıyor. Sezonlarca Umut diye ayılıp bayıldı, Umut ona hiç pas vermedi, tabii bunlar hep senaryo gereği. Bu sezon Umut hop Esra Erol'a transfer olunca, bir başka "büyük aşk"a yelken açtı Hanife. Kime mi? Yabancı birine değil. Popstar Bayhan'a.
Bu izdivaçlarda ana haber öncesi hep en kıdemli çiftleri çıkarırlar, saat 18.30-19.00 arası. Bu çiftler önce ayrılırlar, sonra barışırlar, sonra kumsalda akşam yemekleri, sonra at binmeler, sonra bir daha ayrılırlar, sonra barışıp Anadolu'nun bir köyündeki ailenin yanına el öpmeye giderler. Bunlar hep taktik, hep prodüksiyon. İzdivaç programına katılıp evlenen biri var mı? Katılan sezonlarca orada kalıyor. Çünkü oradaki 20 kişinin 19'u evlenmeye değil, ünlü olup para kazanmaya gidiyor. Bu programlar öyle bir şey ki, talipler sosyal medyada bir anda fenomen oluyorlar. Programın sunucusunun diyelim 10 bin takipçisi varken Hanife'nin 400 bin takipçisi var. Sanırım gerçekten katılan insanlar da bu umudun peşinde katılıyor. Yüzde doksan dokuzu cast zaten. Hayır rollerini de çok iyi yapıyorlar.
Bu izdivaçlarda ana haber öncesi hep en kıdemli çiftleri çıkarırlar, saat 18.30-19.00 arası. Bu çiftler önce ayrılırlar, sonra barışırlar, sonra kumsalda akşam yemekleri, sonra at binmeler, sonra bir daha ayrılırlar, sonra barışıp Anadolu'nun bir köyündeki ailenin yanına el öpmeye giderler. Bunlar hep taktik, hep prodüksiyon. İzdivaç programına katılıp evlenen biri var mı? Katılan sezonlarca orada kalıyor. Çünkü oradaki 20 kişinin 19'u evlenmeye değil, ünlü olup para kazanmaya gidiyor. Bu programlar öyle bir şey ki, talipler sosyal medyada bir anda fenomen oluyorlar. Programın sunucusunun diyelim 10 bin takipçisi varken Hanife'nin 400 bin takipçisi var. Sanırım gerçekten katılan insanlar da bu umudun peşinde katılıyor. Yüzde doksan dokuzu cast zaten. Hayır rollerini de çok iyi yapıyorlar.
Biraz da moda programlarından konuşalım... İşte Benim Stilim çoktan unutuldu, yerini Gardırop Savaşları aldı. O, bu moda programları içinde nispeten iyi. Hem müzikleri güzel hem de ortam seviyeli. Yani jürisi çok daha iyi ve hakikaten moda konuşuluyor. Ama bazı sorularım var: O dış ses'e niye ısrarla "dış ses" diyorlar? Dış ses kim, ne? Ve kalite bu sezon bir tık daha düşmüş Gardırop Savaşları'nda, laf atışmaları yaşanmaya başlanmış. Bir de Aycan, Su ve Gizem ilk sezonda da vardı, bu sezon da yine olmaları bariz bir "sevdiğiniz karakterler geçen sezon finalinde elendiler ama biz onları yine buraya koyduk ki bizi izlemeye devam edin" hamlesi. Neyse, insanlar hiç değilse gardolap ya da gardırob diye bir şey olmadığını öğrenseler bu bile kafidir.
Puanım 3,5'tan 4.
Instagram'ınız varsa... instagram.com/ofluoglumert
Twitter'ınız varsa... twitter.com/ofluoglumert
Facebook'unuz varsa... facebook.com/ofluoglumert