10 Ekim 2016 Pazartesi

TRABZON.


Yabani mantarlar, ısırgan otları, deli ballar... Hamoftalar, elmalar, kokulu üzümler, karayemişler... 

Burası Trabzon değil. 

Maalesef değil. 

Trabzon, İstanbul'dan daha beton bir şehre dönüşeli çok oldu. 

Burası, Trabzon'a bağlı ama merkeze saatlerce uzaklıkta, çok yukarılarda bir köy. 

El değmemiş. Şu an için. Ama iş makinelerinin sesleri duyulmaya başlandı bile. 

Umarım iki üç yıl sonra bu fotoğrafa bakıp da “Bir zamanlar böyleydi” demek zorunda kalmayız… 

instagram.com/ofluoglumert

twitter.com/ofluoglumert


facebook.com/ofluoglumert 


5 yorum:

  1. Trabzon hazine ve bereket diyarı..köyleri de öyle şehirleri de böyle düşünmeyin lütfen.

    YanıtlaSil
  2. Bütün şehirlerin rengi aynı giri oldu hepsi böyle köyler kaldı. :(

    YanıtlaSil
  3. Hangi köy merak ettim. Bizim köyde delibal hariç hepsi var. İşmakinaları evimin tam karşısında apartman- site yeri kazıyor :(((


    YanıtlaSil
  4. Trabzon anılarımda daha güzel
    Gittiğimde, her şeye sırtımı dönüp balıkçı kooparatifinde Akçaabat tarafını seyretmeyi yeğliyorum.
    Ama ne olursa olsun trabzon aşk, mai'si en güzel, yeşili en canlı rüzgarı yosun,yağmuru toprak kokan kentim.

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...