Saatler de ileri alındı ya, yok, artık hava kararmıyor burada. Dün dikkat ettim, saat 19.45 falan, hala havanın kararmasını bekliyoruz! 20'ye doğru ancak karardı. Yani Nisan'da, Mayıs'ta iyice uzun günler göreceğiz İsveç'te.
Bugünlerde Isabel Allende-Canavarlar Kenti kitabını okuyorum.
Yazmadan edemeyeceğim... Oysa geçen hafta ne kadar övmüştüm Cesur ve Güzel'i... Cahide'nin hamile olmadığının bu kadar erken açığa çıkması müthiş bir zamansızlık, müthiş bir senaryo hatası... Sezon finalinde bomba etkisi yaratacak böylesine bir olayın sezon ortasında sanki başka hiç yan konu yokmuş gibi, üstelik özensizce geçiştirilmesi, yemekten sonra tatlı beklerken şef garsonun bir anda "Bu akşamlık bu kadar, kapatıyoruz!" demesinden bin beter!
Ya Cry Me a River ne güzel bir caz parçasıdır! Çalanın, söyleyenin eline, ağzına sağlık... Her zaman durur dinlerim...
Birazdan bisikletime atlayıp okula gideceğim. Ders cuma hariç 10'da başlıyor, cuma günü 9'da başlıyor. Burada yağmur çamur demeden insanlar her gün bisikletleriyle gidiyor işlerine, okullarına, tabii ben de. Tabii laf aramızda, bazen bisikletimin yağmurda ıslanan selesine oturmak için fazla şık giyinmiş oluyorum; öyle durumlar için bisikleti üstü kapalı bir yere park etmeyi tercih ediyorum. :) Neyse ki şu günlerde hava hayli güneşli, soğuklar da epey kırıldı, artık buraya da bahar geliyor umarım!
İsveç'te Erasmus hayatım böyle gidiyor işte... Acaba diyorum, buradaki günlerimi anlatan bir çizgi roman mı yapsam? Blogda yayımlarım?
- - -
Beni sosyal medyadan takipte kalmayı unutmayın! 24 saat sonra silinen anlık fotoğraflarım için de instagram'ı hayli aktif kullanıyorum:
şarkı güzelmiş yalnız :)
YanıtlaSiloff kahvaltı iyimiş. bulgar peyniri de bir arayım bakayım :)
YanıtlaSil