30 Aralık 2021 Perşembe

PERA PALACE'TA BEŞ ÇAYI: HOŞ GELDİN 2022!


Döner kapıdan içeri girdiğiniz anda geçmişin ihtişamı ve nostaljisi, geleceğin zamansızlığıyla harmanlanarak sizi sarıp sarmalıyor adeta. Yeni yıla kısa bir zaman kala, İlham Gencer'in piyano dinletisi eşliğindeki akşamüstü çayı için Pera Palace Hotel'deki yerimi alıyorum. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere pek çok ünlü ve tarihi ismi ağırlayan bir otel olan Pera Palace, polisiyenin unutulmaz isimlerinden Agatha Christie ve Alfred Hitchcock'un konaklamasıyla da ayrı bir öneme sahip. Bir polisiye yazarı ve çay saati sevdalısı olarak burada bulunmasam olmazdı! Yeni kitabım Uçurum Zamanı ve Ters Düz'ü de alarak çay saatine arz-ı endam ettim... 

Peki hep duyduğumuz bu Pera Palace'ın tarihçesi nedir? Dünyaca ünlü Orient Express, 1888 yılında Paris-İstanbul seferini yapmaya başladığında, trendeki yolcuların İstanbul’da konaklayabilecekleri yüksek standartlara sahip lüks bir otel bulunmuyordu. Bunun üzerine 1892 yılında yapımına başlanan Pera Palace Hotel, 1895’te düzenlenen açılış balosuyla birlikte ilk misafirlerini ağırlamaya başladı. O günden bugüne bu büyük otel kimleri ağırlamadı ki? Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İsmet İnönü'den Kral VIII. Edward'a, Kraliçe II. Elizabeth'ten Greta Garbo'ya, Ernest Hemingway'den Jacqueline Kennedy'ye, Agatha Christie'den Alfred Hitchcock'a pek çok ünlü ve tarihi ismin kaldığı bir otel burası.




98 yaşındaki piyanist İlham Gencer'in şen şakrak enerjisi, pembe ceketi ve melodileri eşliğinde sunulan akşamüstü çayı ve ikramlık lezzetler, Pera Palace'ta haftanın her günü saat 15-18 arasında Kubbeli Salon’da konuklarını bekliyor. Açık büfe, bu fotoğraflarda gördüğünüz yiyeceklerden ibaret. Açıkçası koskoca Pera Palace'ın çay saati büfesinde daha çeşitli ve orijinal lezzetler olabilirdi. Yani simit içinde kaşar peyniri de ne? Tabii hakkını yemeyelim, güzel kişler ve çörekler de vardı. Benim gittiğim geçen hafta 195 lira olan çay saatinin bugün itibariyle 290 lira olması şokunu atlatarak, satırlarıma devam ediyorum. 

Ben de yeni kitabım Uçurum Zamanı'nın tanıtımı için zamanında Agatha Christie'nin yaptığı gibi otele girdiğimde kaybolsam mı diye düşündüm, ama şöyle ağız tadıyla "sırra kadem basmanın" bile neredeyse imkansız olduğu günümüz sosyal medya dünyasında kayboluşum istenen etkiyi yaratmayabilir diye vazgeçtim. Hem kaybolmak da ne ki, hep birlikte var olalım, çok olalım. 2022 dilerim hepimiz için önce sevdiklerimizle birlikte bol sağlıklı, sonra doludizgin aşklı, ama ayaklarımızın yere bastığı, yine de hayaller kurmaktan hiç vazgeçmediğimiz şahane bir yıl olur. Herkes kendi hayat kitabının baş karakteri, bunu asla unutmayın!




2021'e girerken yazdığım blog yazım 
2020'ye girerken yazdığım blog yazım 
2019'a girerken yazdığım blog yazım

İlk kitabım Ters Düz'ü satın almak için
Yeni kitabım Uçurum Zamanı'nı satın almak için 


Bu da, bu yazının ve yılın şarkısı olsun! (Kulüp dizi müziği)

27 Aralık 2021 Pazartesi

BİR TİYATRO: TİMSAH ATEŞİ - BİR FİLM: THE FRENCH DISPATCH

2021'in son hafta sonunu, kültür sanat etkinliklerinden uzak kalmamak için, koronavirüse rağmen kapalı mekanlarda -tabii çift maskeyle- geçirdim. Düşünüyorum da, bizim ülkemizde başlı başına kendine ait ayrı bir mekanda-binada olan tiyatro ve sinema sayımız çok ama çok az. Bir oyun veya film izlemek için illa bir alışveriş merkezinin içine girmek mi gerekiyor? Cumartesi akşamı izlediğim Timsah Ateşi oyunu Zorlu PSM'de, pazar akşamı izlediğim The French Dispatch de Altunizade'deki Capitol AVM'deydi. Capitol'ü pek seviyorum, şirin ve derli toplu bir yer. Dolayısıyla oraya hiçbir itirazım yok. Ama Zorlu Center o kadar kalabalıktı ki, resmen havaalanı gibiydi! Yemek alanında oturacak yer bile yoktu, öyle bir kalabalık... 

BİR TİYATRO: TİMSAH ATEŞİ


Cumartesi akşamı Zorlu PSM'de en ön sıradan izlediğim Timsah Ateşi'nde Funda Eryiğit, Hazar Ergüçlü ve Kubilay Tunçer oynuyor. 1989 yılında Kuzey İrlanda'da geçen hikaye, işlemediği bir suç yüzünden sekiz yıl hapis yatan asi bir kız olan Fianna (Hazar Ergüçlü), dindar ablası Alannah (Funda Eryiğit) ve yatalak babalarının (Kubilay Tunçer) evlerinde geçen olayları, kara-komedi tarzında anlatıyor. Oyunda +16 yaş sınırı var, zira biraz kanlı bir oyun. 

Oyuncuların performansı (özellikle de Funda Eryiğit'in) ve sahne dekoru şahaneydi (bu tip oyunlarda kurulan o kutu gibi evlerde yaşama isteği...) lakin oyunun metni beni pek tatmin etmedi. Daha alt metinli, görünenin ötesinde alt anlamların kastedildiği, yoğun bir oyun beklerdim. Ama beklentim pek karşılanmadı. Biraz da gereksiz fazla uzundu. Timsah Ateşi'ne notum, 6/10.

BİR SİNEMA: THE FRENCH DISPATCH

Dün Capitol AVM'deki Spectrum'da izlediğim The French Dispatch, Wes Anderson imzası taşıyor. 20. yüzyılda hayali bir Fransız kasabasında geçen film, bölgenin popüler dergisi The French Dispatch'te yayımlanan farklı farklı hikayeleri ele alıyor. Film, derginin genel yayın yönetmeninin ölümü ile başlıyor. Dergi ekibi bir araya gelerek, anma niteliğindeki sayıda yer vermek üzere üç yazı seçiyor. Bu üç yazı için; çifte cinayet nedeniyle müebbet hapis cezasına çarptırılan bir sanatçı, 68’in öğrenci protestoları ve bir şef tarafından çözülen kayıp vakası seçiliyor. Birbirinden bağımsız skeçler gibi, film içinde üç farklı kısa film izliyorsunuz. Filmdeki siyah-beyaz ve animasyon olan sahneler de çok güzel. Şahsen ben film sırasında aklımda bazı düşünceler olduğu için filme çok odaklanamasam da (itiraf), harika bir film, sahneler, müzikler, oyunculuklar ve tabii senaryo mükemmel. Ama ikinci bir kez daha izlemem gerek. 

Filmin oyuncu kadrosunda kimler yok ki? Tilda Swinton, Bill Murray, Willem Dafoe, Jason Schwartzman, Bob Balaban, Anjelica Huston, Owen Wilson, Adrien Brody, Benicio Del Toro, Frances McDormand, Saoirse Ronan, Léa Seydoux, Timothée Chalamet, Mathieu Amalric... Call Me By Your Name ile şöhret kazanan Timothée Chalamet, yine geçtiğimiz haftalarda benim de seyrettiğim Dune ile oyunculuğunu farklı bir yere taşımıştı. The French Dispatch'te de izliyoruz genç oyuncuyu. Hatta Netflix'te yayınlanan Don't Look Up'ta da var, henüz izlemedim, son aylarda Netflix'i pek açmıyorum. Filmin müziklerinde bugüne kadar 11 kez Oscar’a aday olan Fransız besteci Alexandre Desplat'in imzası var. The French Dispatch'e puanım, 8/10. 

Veee, haftaya bugün 2022 mi gelmiş olacak yani? Hayır, buna hazır değilim.


8 Aralık 2021 Çarşamba

YENİ KİTABIM UÇURUM ZAMANI'NA İLK OKUR YAZILARI SİZLERDEN GELDİ!

Yeni kitabım Uçurum Zamanı'na dair kitap yorumu olarak yazılmış ilk yazılar, siz sevgili blog okurlarımdan geldi. Ben de mutlulukla paylaşayım. 

İlk yazı Okuma Günlüğüm blog'undan gelmiş. "Ece bu romanda bir taraftan Bozbalık'ta kardeşleri ile kurduğu yeni yaşamına alışmaya çalışıyor, bir taraftan gizemli mesajların sırrını araştırıyor,  bir taraftan da kalbindeki gerçek aşkı arıyor. ... Mert Ofluoğlu yine Trabzon'un eşsiz güzelliğini, yaşam tarzını, kendine özgü tatlarını arka plana yerleştirip okuruna her sayfasını merakla çevirttiği heyecanlı ama aynı zamanda psikolojik yönü de olan harika bir romana imza atmış. ... 400 sayfaya yakın roman su gibi akıyor."


Diğer yazımız da Makbule Abalı'nın blog'undan... "Romanda olaylar Karadeniz dolaylarında Bozbalık adlı bir köyde geçer. Ana kahramanın etrafında olaylara karışan pek çok insan vardır. Ve hayatın  içinde yaşanabilecek pek çok sürpriz olay... Mert Ofluoğlu toplumdaki yozlaşmaların, kısa süreli aşkların, sataşmaların, aldatmaların, ihanetlerin yansıyan yüzünü romanda da işlemiş. Kitaptaki karakterler arasındaki ilişkiler bazen basit sallantılarla çatırdıyor ya da yıkılıyor. Romanı okurken bazen bir aşk romanı okuduğunuz izlenimine kapılıyor, bazen bir polisiye roman tadı alıyorsunuz. Yazar genç yaşına rağmen çok ustaca karakter tahlilleri ve doğa tasvirleri yapmış."


Umarım atladığım hiçbir yazı yoktur... Her gün instagram veya diğer sosyal medya mecralarından bir sürü yorum/düşünce/mesaj geliyor, ama benim için böyle uzun blog yazılarının değeri her zaman bir başka, biliyorsunuz... Lütfen yazdığınız yazılardan haberdar olmamı sağlayın! Ve bu vesileyle, 2015 yılındaki Ters Düz'e gelen ilk kitap yazısının linkini de şuraya bırakmak isterim. 

Bozbalık'ta görüşmek üzere!


24 Kasım 2021 Çarşamba

YENİ KİTABIM UÇURUM ZAMANI'YLA İLGİLİ RÖPORTAJIM BİRGÜN KİTAP'TA!

Merhaba...

BirGün gazetesinin Kitap ekiyle yeni kitabım Uçurum Zamanı için (tabii ilk göz ağrım Ters Düz'ün de kulağını çınlatarak) keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. 

Yeni bir yazarsanız kitabınızı yayımlatma çabasının tam bir savaş meydanına dönüştüğünden, bu ülkede sosyal medya fenomeni olmanın kendini bir yazar olarak ispatlamaya çalışmaktan çok daha kolay olduğundan, yazar olarak "Ben buradayım!" demeye çalışmanın zorluğundan, ama ne olursa olsun yazmaya hep devam ettiğimden, hep ediyor olduğumdan ve hep edeceğimden bahsettiğim çok samimi bir röportaj oldu. 

İnternetteki bu linkten de okuyabilirsiniz.



Bu arada dolar ve euro haberleri malum; ekonomi battı batacak, her şey gibi kitaplara da çok fena zam gelecek, bunu hatırlatmanın pek sırası değil ama okumak istiyorsanız bence vakit kaybetmeden edinin!

İnsanın istediği bir şeye ulaşması bu kadar zor olmamalı ya!


9 Kasım 2021 Salı

DÜNYAYA AÇILAN PENCERE


Dünyanın dört bir yanında, farklı ülkelerin farklı şehirlerinde yaşayan insanların pencerelerinden onların manzarasını izleyebileceğiniz bir site olduğunu söylesem ne yapardınız?

Ben çılgınlar gibi keşiflere dalardım!

Window-Swap adındaki site tam da bunu sağlıyor. (window-swap.com)






Amerikan banliyölerinden karlı İsveç manzaralarına... Kanada'nın göl kıyısı evlerinden İspanya'nın otoyollarına... Fransa'nın gri çatılarından Hawaii'nin palmiye ve okyanus atmosferine... 

Ama bir yazar olarak, aklımda hemen senaryolar gelişmeye başladı: Ya tam o sırada sokakta işlenen bir cinayetin izleyicisi olursak? Sanal bir "görgü tanıklığı" ne anlama gelir? Ya da bir anlama gelir mi?

Bundan bir kitap çıkar mı, göreceğiz...

3 Kasım 2021 Çarşamba

AŞK YANILGISI

"Onu sevdiğini zannediyorsun, değil mi? Belki de o temiz kalbin ilk defa birisi için çarptığından bir aşk yanılgısına düştün. Bir daha böylesini bulamam sanıyorsun. İnan bana bulacaksın. Karşına öyle insanlar çıkacak ki, gerçek aşkın ona hissettiklerinden çok daha pür ve kıymetli bir şey olduğunu anlayacaksın."

Yeni kitabım Uçurum Zamanı'ndan bir alıntı.

Okuyanlarınızın yorumlarını heyecanla bekliyorum.

Sevgiler

https://www.kitapyurdu.com/yazar/mert-ofluoglu/184576.html

instagram.com/ofluoglumert

twitter.com/ofluoglumert 

30 Ekim 2021 Cumartesi

ÖMÜR BOYU UNUTULMAYACAK TRAVMA

"Sadece anlık zevklerle bedenini kirletecek olmanın ruhunda yaratacağı travmayı ömür boyu unutamazdı."

Mert Ofluoğlu, Uçurum Zamanı 

 Bu alıntı, yeni romanım Uçurum Zamanı'ndan.

Böyle düşünen karakter, kendini aşk sandığı bir şeyin içinde buluyor. 

Ancak nasıl bir belaya bulaştığının farkında bile değil. 

Kitaplarımın Kitapyurdu linki: https://www.kitapyurdu.com/yazar/mert-ofluoglu/184576.html

instagram.com/ofluoglumert

twitter.com/ofluoglumert

25 Ekim 2021 Pazartesi

BENNU YILDIRIMLAR YENİ KİTABIMI OKUYOR

İlk kitabım Ters Düz'ü çok beğenen Bennu Yıldırımlar (benim canım Bennu ablacım), şimdi de yeni kitabım Uçurum Zamanı'nı okuyor...

Onunla dün buluştuk ve konuştuk... Şu sıralar Shakespeare'in 12. Gece oyununda oynuyor, ikimize de uygun bir günde buluştuk... Ters Düz'ü çok beğenmiş ve arkadaşlarına da önermişti, bakalım Uçurum Zamanı'nı okuyup bitirince neler düşünecek? Yazarlığın en sevdiğim kısmı okur kritikleri... Hele de böyle değerli bir sanatçı dostumdan...

Ters Düz ilk çıktığında yani Aralık 2015'te yazdığım "Ters Düz dizi olsa, kimi kim oynasa?" yazımda da Münevver'i Bennu Yıldırımlar'ın oynamasını istediğimi yazmıştım.

Münevver karakterini senden iyi kimse oynayamaz, kraliçem!

Çocuklarımla baş başa...

Yorumlarınızı, blog'larınızda yazacağınız kitap eleştiri yazılarınızı merakla, heyecanla, samimiyetle bekliyorum!

https://www.kitapyurdu.com/yazar/mert-ofluoglu/184576.html

instagram.com/ofluoglumert

twitter.com/ofluoglumert


22 Ekim 2021 Cuma

KİTABIMA YORUMLARINIZI HEYECANLA BEKLİYORUM!


Yeni kitabım Uçurum Zamanı çıktı! Şimdi sadece Kitapyurdu'nda satışta, link burada: https://www.kitapyurdu.com/yazar/mert-ofluoglu/184576.html

Yorumlarınızı, blog'larınızda yazacağınız kitap eleştiri yazılarınızı merakla, heyecanla, samimiyetle bekliyorum! 

Tıpkı Ters Düz'de olduğu gibi Uçurum Zamanı için de sizin detaylı yorum ve yazılarınızdan oluşan bir "Kitap hakkında kim ne demiş" yazısı biriktirmek için sabırsızlanıyorum. 

Sonra belki farklı şehirlerde olanlarınızla oralara yolum düştükçe tanışıp küçük imza günleri, kitap söyleşileri düzenleriz, ne dersiniz? 




15 Ekim 2021 Cuma

YENİ KİTABIM UÇURUM ZAMANI ÇIKTI!


Ece, Burak, Meryem, Ali, Nilgün, Mehmet, Melek, Bora, Münevver, Hasan, Ceren, Kerem ve diğerleri... Köylüler geri dönüyor! 

Yeni kitabım Uçurum Zamanı çıktı! Şimdi sadece Kitapyurdu'nda satışta, link burada: https://www.kitapyurdu.com/kitap/ucurum-zamani/596811.html


Ters Düz'ün özel baskısı gibi bu kitap da sadece Kitapyurdu'ndan sipariş edilebiliyor. 

Ana taslağını her ne kadar 2016 yılında yazıp bitirmiş olsam da yıllar boyunca Uçurum Zamanı benimle birlikte büyüdü, gelişti, olgunlaştı ve belki de yalınlaştı. Yıllar içinde demlene demlene kaynadı, su gibi akıp yolunu buldu, son şeklini aldı. 2016'dan 2021'in şu gününe dek Uçurum Zamanı olmadan tek bir günüm geçmedi; belki de bu kitap değişik okurlarca okunacağı toplam sayıdan daha çok, yazarı olarak benim tarafımdan baştan sona binlerce kez okundu.

İşte bunca yıldır çıkmasını merakla beklediğiniz roman nihayet sonunda sizlerle buluşuyor! Yorumlarınızı, blog'larınızda yazacağınız kitap eleştiri yazılarınızı merakla, heyecanla, samimiyetle bekliyorum! 

Tıpkı Ters Düz'de olduğu gibi Uçurum Zamanı için de sizin detaylı yorum ve yazılarınızdan oluşan bir "Kitap hakkında kim ne demiş" yazısı biriktirmek için sabırsızlanıyorum. 

Sonra belki farklı şehirlerde olanlarınızla oralara yolum düştükçe tanışıp küçük imza günleri, kitap söyleşileri düzenleriz, ne dersiniz? 

"Keşke ben de bir kitap karakteri kadar şanslı olabilseydim. Seçimlerim önceden yapılmış olsa, kaderim bir yazar tarafından belirlenseydi. O zaman ne yapmam gerektiğiyle ilgili kafam bu kadar karışık olmazdı."



Tüm kitaplarım için: 

4 Ekim 2021 Pazartesi

KAR FIRTINASI GELİYOR!

Aşklar, yalanlar, entrikalar, ihanetler, sırlar, gizemler... Yaklaşmakta olan kar fırtınası Bozbalık'ta tüm dengeleri değiştirmek üzere! ❄

Yeni kitabım Uçurum Zamanı, 15 Ekim'de sadece Kitapyurdu'nda satışta! 🤍📚 Heyecan dorukta! 🥳

Yorumlarınızı heyecanla bekliyorum!



7 Eylül 2021 Salı

YENİ KİTABIM UÇURUM ZAMANI ÇIKIYOR!

KARA KIŞIN HÜKÜM SÜRDÜĞÜ BOZBALIK'TA HERKESİN İÇİ FARKLI BİR HESAPLAŞMANIN ATEŞİYLE YANMAKTADIR. ÜSTELİK FIRTINANIN ARDINDAN UĞURSUZ BİR ŞEYLER YAKLAŞMAKTADIR. ❄❤️‍🔥❄

"Her şeyi biliyorum."

Telefonuna bu mesaj geldiğinde, Ece Duman zor günlerin kapıda olduğunu anlamıştır. Kalandar gecesi yaşanan korkunç olayı bilen biri, Ece'ye tehdit mesajları göndermektedir. Peki bu kişi kimdir ve aslında ne istemektedir? Ece'nin adaletsizliğe göz yumduğu böyle bir dönemde yakınlaştığı kişi ise, köyün gözü pek jandarma komutanı Ali'den başkası değildir.

Aynı zamanda, vicdan azabı Nilgün'ü kasıp kavurmaktadır. Tehlikeli bir sırrın suskunluğu içinde günden güne büyük bir bunalıma sürüklenen genç kız, hiç istemediği başka bir duygunun daha pençesine düşmüştür: Aşkın. Ya da o bunu aşk sanıyordur. Nasıl bir belaya bulaştığının farkında bile değildir.

Öte yandan Meryem artık bir intikam makinesidir. Ali'yle evliliği bitmiştir ve bundan Ece'yi sorumlu tutmaktadır. Ece ve Burak, aşklarının önündeki tehditten habersizdir. Ve bu dörtlünün yolu, aynı uçurumun kenarında kesişmek üzeredir…

İlk kitabı Ters Düz'le büyük beğeni toplayan Mert Ofluoğlu, Bozbalık Üçlemesi'nin yıllardır merakla beklenen ikinci kitabı Uçurum Zamanı'nda tempoyu yine hiç düşürmüyor. Sürprizler, yalanlar, entrikalar ve yeni gizemler, yeni sırlar… Bozbalık'ta sular durulmuyor!

Tam altı yıldır beklediğiniz yeni kitabım sonunda geliyor... Uçurum Zamanı, 15 Ekim'de okurla buluşuyor! Ters Düz'ün yepyeni kapaklı yeni baskısı sadece Kitapyurdu'nda.

23 Ağustos 2021 Pazartesi

DİZİ ÖNERİSİ: WHY WOMEN KILL




Bizim toplumumuzda bir dizi
Netflix'te olmayınca yok sayılıyor. Hal böyle olunca HBO, CBS, Paramount+ yapımı iddialı dizilerden kimsenin haberi olmuyor. Why Women Kill. İlk sezonu çok iyiydi, ikinci sezonu da gayet iyi. Kara komedi, entrika, polisiye. İzleyin arkadaşlar.

Not: Bu arada şahsen ben son aylarda Netflix'te izleyecek hiçbir şey bulamıyorum. Sanırım üyeliğimi iptal ettireceğim.

instagram.com/ofluoglumert

twitter.com/ofluoglumert 

11 Ağustos 2021 Çarşamba

TASARIM


Ters Düz'ün yeni baskısının kapağını beğenenler, Eylül'de çıkacak olan devam kitabının kapağına bayılacaksınız! :))

2 Ağustos 2021 Pazartesi

İÇİMİZ YANIYOR!

* Bu yazıyı Marmaris'te yangının çıktığı ilk günün ertesindeki gün olan 30 Temmuz 2021 Cuma günü instagram hesabımda yazdım. Tam da o sırada tatil nedeniyle Marmaris'teydim.

Bunları sabaha karşı 4'te yazıyorum.

Sezon finali gibi gece.

Yangın büyüyor.

Canım çam ormanlarından aşağı doğru iniyor.

Ormanlara yakın yerlerde oturanlar olarak, sabaha karşı 4'te tedbir amacıyla evleri boşalttık.

Anneannem de bizdeydi.

Onunla birlikte evden çıktık.

Bastonuyla güç bela yürüyordu, benim kolumda sokağa kadar geldi.

Önce geceyi aydınlatan kızıl dumanlara, sonra bana baktı.

Hepimiz şoktayız.

Marmaris yanıyor.

Marmaris'im yanıyor.

Çocukluk aşkım yanıyor.

Yangın yerinden detay detay paylaştığım bilgiler için twitter hesabıma veya instagram hikayelerime bakabilirsiniz.


8 Temmuz 2021 Perşembe

YAZMAYI VE OKUMAYI SEVEN ÖZEL İNSANLAR




Yazmayı ve okumayı seven insanlar olarak, bizlerin özel insanlar olduğumuzu düşünüyorum. Beni okuduğunuz ve bu yolculukta yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim. Adını yıllardır belli olmasına rağmen nedense bir türlü açıklamayıp kendime sakladığım yeni kitabımın sizde yaratacağı düşünceleri sabırsızlıkla bekliyorum. Bozbalık Köyü'nde geçen ilk kitap Ters Düz'de olaylar sonbaharda yaşanıyordu. Bir sonraki kitapta, Bozbalık’ın entrikası bol kara kışında görüşmek üzere. Üçlemenin ikinci macerası Eylül'de.


24 Haziran 2021 Perşembe

SAKİN GÖRÜNEN KÜÇÜK BİR KÖY HANGİ KARANLIK SIRLARI SAKLIYOR OLABİLİR Kİ?

 

Bozbalık Köyü'nde bir şeyler oluyor... Sakin görünen küçük bir Karadeniz köyü hangi karanlık sırları saklıyor olabilir ki? 

İlk kitabım Ters Düz'ün devamı olan yeni kitap öncesi kitabın yeni kapaklı özel baskısının çıktığından burada bahsetmiştim.

Bu özel baskı sadece Kitapyurdu'nda satılıyor, Ters Düz'ü burada bulabilirsiniz.

Yazdığım roman, hikaye ve senaryolardaki karakterlerle ilgili, aklımdan hiç çıkmayan bir şey var: İki insan arasındaki ilişkide yaşanabileceklerin sonsuzluğu çok enteresan değil mi? Heyecan verici ve aynı zamanda korkutucu. Salt aşk ilişkisine indirgemiyorum; dramatik perspektiften ele alarak, daha genel anlamıyla ilişkilerden bahsediyorum. İnsanlar arasındaki ilişki ağlarından. Çok sayıda insana, çok kalabalık ortamlara gerek yok. Bomboş bir odanın içinde, sadece iki insan arasında bile sonsuz sayıda olay, gelişme, durum yaşanabilir. Hatta bazen bir başka kişiye dahi gerek yok; insan kendi içinde de sayısız çatışmadan, fırtınadan ve savaştan geçebilir… Hangimiz geçmiyoruz ki? 

Ta lise yıllarımdan beri üstünde çalıştığım bir hikaye olan Ters Düz'ü tam da böyle duygularla yazdım işte. Trabzon'da, adı Bozbalık olan hayali bir köy kurguladım ve küçücük bir köyde bile, eğer insan faktörü varsa, ilişkilerin ne kadar karmaşık olabileceğini göstermeye çalıştım. İstanbul gibi büyük bir şehrin karmaşasından Bozbalık gibi bir yere dönmek zorunda kalan Ece'nin, sığındığı bu küçücük köyde oradakinden çok daha büyük tehlikelerle, karanlık insan ilişkileriyle karşılaşması fikrini esas aldım. Hatta ben, henüz serinin ikincisi sizinle buluşmadığı için okumanıza şimdilik daha çok zaman olan ama benim yazmaya çoktandır başladığım üçüncüsünde, ne tepki vereceğinizi merak ettiğim bazı karakter dönüşümleri kurguluyorum. Bozbalık Üçlemesi'nin ana çıkış noktası (kitap yayımlandığında okuyup yazdığı yazıyı bana ulaştıran içinizden bir okurumun da dediği gibi) tam da bu: İnsan olan yerde, her şey olur. 

Bozbalık'ta görüşmek üzere. 🌳🙋🏻‍♂️📚

Kitapla ilgili yorumlarınızı mutlaka bekliyorum.


SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...