9 Ağustos 2013 Cuma

TAYFUN PİRSELİMOĞLU "KİM"İN PEŞİNDE?



Yazar, yönetmen, senarist, ressam... Tayfun Pirselimoğlu. Sanatın hemen her disiplininde üreten biri. Özellikle son filmi "Saç" ile aldığı ödüller onu bir kez daha gündeme getirdi. Durmadı. Yeni filmi "Ben O Değilim"in çekimlerini çoktan tamamladı. Röportajımda yönetmen kimliğiyle sorularımı yanıtladı. Biri kimlik mi dedi? Onunla bu röportajımızda yeni filminin teması olan "kimlik" üzerine yanıtlanmadık soru bırakmadık. Bol ödüllü yönetmen Tayfun Pirselimoğlu yeni filmi öncesi Kafa'nın konuğu oldu, gelmişken derginin kurdelesini de kesti. Bakalım usta yönetmen bu sefer "kim"in peşinde? 

Mert: Ödüllere doymayan filmler çektiğinizi biliyoruz. Ama özellikle son filminiz “Saç”ın kazandığı başarı ve aldığı ödüller “Ben O Değilim”den beklentilerin artmasına sizce sebep oldu mu ve eğer olduysa, filmi çekerken bu sorumluluğu hissettiniz mi?

Tayfun Pirselimoğlu: Filmlerimi çekerken bir önceki filmin ya da daha önceki filmlerin yolculuklarını düşünmüyorum. Her yeni iş yeni bir güzergah demek. Ben de, geçmişle ilgili yaptıklarımdan çok gelecekle ilgili kafa yoruyorum. Bu yeni bir sorumluluk oluyor tabii, ama geçmişin sıkıntılarından azade bir sorumluluk.

“Rıza”, “Pus” ve “Saç” ile “ölüm ve vicdan” üçlemenizi tamamladınız. Peki yeni filminizde izleyiciyi nasıl bir duyguyla karşılaştırmayı hedeflediniz?

Bu film daha öncekilerden farklı  bir 'problemi' irdeliyor. Kimlik üzerine bir film. Bir başkası olma haliyle ilgili. İzleyicinin karşı karşıya kalacağı birinin diğeri olması hali ki, bu benim bütün işlerimde az çok kendisini belli eden bir leitmotiv'dir.
Sizin filmlerinizde bence çok özel bir “cast" var. Hani düşünüyorum da bu rolü başka bir oyuncu hakkıyla canlandırabilir miydi diye, alternatif bir oyuncu bulamıyorum. Merak ettiğim şu: Oyuncular senaryoyu yazarken kafanızda şekilleniyor mu yoksa bu tamamen senaryo yazımından sonra mı gerçekleşiyor? Bir de “cast”ı siz mi belirliyorsunuz?

Cast'ı tabii ki ben belirliyorum. Bu daha senaryo yazma aşamasında kafamda belirgin hale geliyor. Ancak bazen bu süreç sancılı oluyor ve zaman alıyor. Çoğu zaman senaryo sırasında ana kimlikler belli oluyor, yan karakterlerle ilgili daha sonra seçimler yapıyorum.
Bu filminizde oynayan Ercan Kesal, “Saç”ın başrolündeki Nazan Kesal’ın eşi. Ercan Bey'i bu nedenle mi role seçtiniz yoksa tesadüf mü oldu? 

Ercan Kesal'ı çok önceden tanıyorum. "Saç"ta da küçük bir rolü vardı. Onun çok iyi bir oyuncu olduğunu biliyorum. Tercihim bu  yüzden.
Maryam Zaree‘yi radarınıza sokan ne oldu? Zannediyorum bu film onun Türkiye’deki ilk oyunculuk deneyimi?

Maryam Zaree, İran asıllı bir Alman oyuncu. Filmdeki karakterle ilgili ortak yapımcım Nikos Moustakas onu bana önerdiğinde oynadığı filmleri izledim, sonra kendisiyle görüştüm ve öyle karar verdim. Bu rol daha önce sözünü ettiğim şekilde pek olmadı. Yani yazım aşamasında sıkıntı çektim. Ancak daha sonra onunla görüştükten sonra karar verdim. O da çok iyi bir oyuncu ve Türkiye'deki ilk rolü. Daha önce başka ülkelerde çektiği filmleri var.
Müziksiz filmlerin ardından ilk defa “Ben O Değilim”in teaser’ında, hem de çok çarpıcı ve melodik bir müzikle karşılaşıyoruz. Bu Tayfun Pirselimoğlu sinemasında bir kırılma noktası mıdır? Ve filmin içinde de müziğin devamını görebilecek miyiz?

Bu film müzik gerektiriyordu ve az da olsa kullandım. Müzikleri Giorgos Koumendakis yaptı. Uluslararası ünlü bir müzisyen. Atina Olimpiyatları'nın açılış ve kapanış müziklerini de o yapmıştı. Oda müziğinden, elektronik müzikten orkestral müziğe kadar çok geniş bir yelpazede eserleri var.

Bu filminiz de bir üçleme veya seri mi olacak?
Yok, bu bir üçlemenin bir parçası değil. Sonraki filmim farklı bir iş olacak.

Filminizin özetle başkasının kimliğini alan bir adamın hikayesini anlattığını biliyoruz. Biraz daha ipucu verebilir misiniz?
Bir yemekhanede çalışan bir adamın aynı yerde çalışan bir kadınla girdiği ilişki sonucu hayatının yön değiştirmesi diye özetlenebilecek bir hikayesi var filmin. Kısaca özeti böyle. Daha önce de belirttiğim gibi 'bir başkası olma' ve 'bir başkasına dönüşme' sorunsalını irdeliyor.
Filminizde kimlik sorununa nasıl bir perspektiften baktınız?

Kimlik hikayesi hep kafamın içerisinde dönüp duran bir konudur. Yazdığım hikayelerde de bunu işledim. Romanlarda da var. Aslında daha önceki filmlerimde de izlerini takip edebilirsiniz. "Neden bir başkası olmak isteriz? Bir başkası olmak ne anlama gelir? Ötekinin yerine geçmek ne demektir?" diye uzayacak bir dizi soruyu barındıran uzun bir meseleden söz ediyorum.
Sizce kimliğini gizleyen birinin mi yoksa kimliği uğruna çarpışan birinin mi hayatı daha zor olur?

İkisi de çok çetrefilli haller aslında; sahip çıkmak da, gizlemek de derin ızdıraplar saklıyor. Bu insanlık tarihi boyunca bizi takip etmiş bir sorun. Günümüzdeki tezahürleri daha da yakıcı.
Aslında günümüzde de insanlar olmadıkları gibi görünme çabası ve sosyal medyada kendilerini daha farklı gösterme çabası içindeler. Bu, çağın bir hastalığı mı?

Evet çağımızda 'kimlik' hiç olmadığı ölçüde kamunun ilgisine mazhar olmuş durumda. Teknolojik gelişim kimlik sorununu da yeni bir şekilde okumamızı gerektiriyor. Buna yeterince hazır ve hakim değiliz. Buna hiç kuşku yok. Üstelik 'bir başkası olmak' çok daha kolaylaşmış ve sıradanlaşmış bir halde. Buna bir de bu açıdan bakıp üzerine gitmek lazım.
Kafa Dergi'nin ilk konuğu siz oldunuz. Filminiz hayırlı olsun diyerek, keyifle cevapladığınız sorular için teşekkür ediyorum.

Ben çok teşekkür ediyorum.

5 yorum:

  1. tanımıyodum.
    saç'ı da duymadım.
    izlerim ama.
    :)

    YanıtlaSil
  2. Umarım film güzel olur, tavsiye edilirse izlerim.

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar,
    Bloğuma yapmış olduğunuz ziyaret beni fazlasıyla mutlu etti :)) Değerli yorumunuz için çok teşekkürler..
    Ben de sizi hemen izlemeye aldım. Başarılarınızın devamını diliyorum.
    İzmir'den kucak dolusu sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar,
    Bloğunuz hayırlı olsun. Artık ben de takipçinizim. Bana da bekliyorum. Güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle. Sevgilerimi bıraktımmmm…..:))

    YanıtlaSil
  5. tebrik ediyorum çok başarılı bir röportaj

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

YENİ ROMANIM BENİM KÜÇÜK ŞAHESERİM ÇIKTI! ARTIK SİZİNDİR...

Üçüncü romanım Benim Küçük Şaheserim, Remzi Kitabevi etiketiyle bugün çıktı! Bu yeni romanımda,  Remzi Kitabevi'nin paylaştığı videoda ...