8 Kasım 2013 Cuma

GECE KAFASI

Bir akşamda -hem de günün sonunda- iki yazı yayımlamak bilmem ne kadar doğru ama ben yine de yazma taraftarıyım. Boğazımda her saniye gittikçe büyüyen ve bir süre sonra balon gibi şişip ağzımdan dışarı çıkacakmış hissi veren bir tohum var. Hasta olmanın eşiğindeyim, ama öyle geliyor ki bir şekilde bu işten sıyrılacağım.

Kafa Dergi'nin dördüncü sayısını yapmakta olduğum şu günlerde anladım ki kapağı ve konuları ay başında belirlemek eşittir ani gelişen içeriği yazık etmek. Kapakta Rodos ve Marmaris'le ilgili bol fotoğraflı seyahat yazıları okuyacağınızı söylemişim örneğin, ama ay içinde o kadar spontane gelişen şeyler oluyor ve ben bunları o kadar büyük bir hevesle yazıp yayımlıyorum ki kapakta yerlerini alamadıklarıyla kalıyorlar.

Ağız tadıyla yazı yazamaz oldum inanın ki! Başından beri bir dergi kapağı ve içeriği hazırlamak çok eğlenceli bir düşünceydi zaten ama bir içeriğe bağlı kalmanın bana bu kadar sıkıntı vereceğini tahmin edemezdim. Tamam, onları yine keyifle yazarım fakat bu sefer de diğer yazdıklarımdan kapakta bahsedememiş olmak beni üzüyor. 

Üç örnek vereyim: Mesela "Beykoz'da puslu bir öğle sonrası" adlı mini şehir yazım bu ayki kapakta yerini alamadı, çünkü aniden yapılan bir plan sonucu Beykoz'a gittim. "Yokuş aşağı hisler bunlar"a ne demeli? Kapağı hazırlarken "Yokuş Aşağı Emanetler" diye deneysel bir tiyatroya gideceğimi nereden bilebilirdim? "O esnada yaşanan diğer şeyler" adındaki çok severek ve yayımladığım gün yazdığım öyküm de değer vermeme rağmen kapağa geçemedi.

Bienal uzun sürdü de doya doya her mekanını kendi ayarladığımız tarihlerde gezebildik! Ama Contemporary İstanbul yalnızca ayın 7'si ve 10'u arasında, dolayısıyla gün ayarlayabilmek hele de grupça gidecekseniz çok zor. Ayarlayabilirsem oraya da gideceğim ve -kapakta yine bahsetmemiştim- yazacağım. Karaköy'ü de yazmak istiyorum.

Belki de ben çok kafaya takıyorum bu durumu, ama bundan sonra kapağı ay bitiminde hazırlamaya karar verdim sanırım. Sizin görüşlerinizi de alabilirim. Ters Düz'le ilgili de olabilir.

Hepinize iyi geceler ve iyi hafta sonları! Bana da hasta olmamam için sağlık dileyin lütfen. Rodos yazımda görüşmek üzere...

6 yorum:

  1. merhabalar.. iadei ziyarete geldim.. daha önceden de gelmişliğim selam bırakmışlığım vardı zaten:)

    bir içeriğe bağlı olunca özgürce yazmaktan çıkıyor olay yazmak zorunda olunca bazen insanı zorlayanbiliyor işte.. umarım hastalığa yakalanmazsın..

    YanıtlaSil
  2. Umarim hasta olmazsin..hemen balli limonlu caylara basla bakim:)) yeni yazilarinda bulusmak uzere keyifli hastaliksiz hafta sonu olsun..

    YanıtlaSil
  3. Okumayı çok seviyorum , özellikle böyle keyifli blogları ;)

    YanıtlaSil
  4. Merhaba,
    Sağlık diliyorum.. hasta olmak yok :)

    YanıtlaSil
  5. Çok geçmiş olsun..Limonlu bol su için ve taze meyve ve sebze elbet:):)

    YanıtlaSil
  6. geçmiş olsun.
    :)
    istediğin gibi yaz yaaaa.
    :)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...