Zülfü Livaneli, yazmakla ilgili olan kitabında, "Bence bir romanın, bir kitabın gerekliliği olmalı. Mutlaka yazılması gereken bir kitapsa yazılmalı. Eğer gerekli olmayan bir roman yazıyorsanız, o kitap için kesilen ağaca, harcanan mürekkebe, emeğe yazık" diye yazınca, çok mu ağır konuşmuş diye düşündüm ama, aklıma hemen birbirinin aynısı olan ve yüz binlerce baskı yapan romantizmi bol Wattpad kitapları geldi, hak verdim.
Yazın son ayında biraz kafa dağıtayım diye normalde pek elimin gitmediği yayınevlerinden birinden birkaç kitap söyledim. Bu kitaplardan biri Epsilon Yayınevi'nden Colleen Hoover'ın Verity adlı kitabıydı. Verity, kitaptaki karakterlerden birinin ismi ve bunun Türk okur için yeterli gelmeyeceği düşünülmüş olacak ki, kitabın Türkçe baskısına bir isim daha eklemişler: "Verity: Gerçeğin Diğer Kıyısı". Tamam. Olur. Sorun yok.
Kitabın arka kapağına bakacak olursam beni "tüyler ürpertecek bir psikolojik gerilim romanı" bekliyordu; Collen Hoover "içgüdülerime, bilinçaltıma ve gerçeğe meydan okuyacaktı"! Gerçeğe meydan okundu mu okunmadı mı bilmiyorum ama ben hayatımda okuduğum EN KÖTÜ kitaplardan birini okudum, o kesin. Nedensellikten uzak bir kurgu, klişenin de klişesi olaylar, berbat bir yazım dili, hiçbir psikolojik derinliği olmayan, sığ mı sığ, kağıt karakterler…
Kağıt demişken, aslında kağıt üstünde kitabın konusu umut vadediyordu: Ünsüz yazar Lowen, geçirdiği kaza sebebiyle yatalak olan ünlü yazar Verity'nin çoksatan serisini tamamlamak üzere eşi Jeremy'nin de yaşadığı malikaneye taşınır ama Verity'nin otobiyografisini okudukça dehşete kapılır. Yine kitabın arka kapağından bize takdim edildiği üzere bu aynı zamanda bir aşk kitabı ve çok geçmeden Lowen'le Jeremy arasında yakınlaşma başlıyor -zaten başlamasa şaşarız! Evet, koca Lowen, karısı Verity üst kattaki odasında yatalak vaziyette yatar ve çocukları Crew evin içinde top sektirirken, kitap serisini tamamlamak üzere "işe" ve eve aldığı Lowen'le öpüşüp koklaşıyor. Hadi Jeremy'yi geçtim de, ya sana ne demeli Lowen, kızım senin hiç mi iş disiplinin, etik anlayışın yok? Sen o eve Verity'nin çalışma odasındaki notlara bakmaya mı gittin yoksa Hanımın Çiftliği gibi malikanenin hanımı olmaya mı? Peki ya tüm bu olayların arasında psikolojik gerilim nerede, ara ki bulasın! Birkaç gıcırdayan kapı, yazarın içsesiyle yazılmış notlar ve yatalak olan Verity'nin aslında yatalak olmadığı iması olunca editörler herhalde bunun bir "psikolojik gerilim" olduğunu sanmışlar. Ya da kitap satsın diye hemen yapıştırmışlar.
Kitabın sonuna yaklaşırkenki birkaç bölümde okurda "Aaa, tamam, meğerse yazar şunu şunu anlatmak istemiş" etkisi yaratılmaya çalışıldıysa da yok, hiçbir şey bu kitabı kurtarmaya yetmiyor.
Bu kitap Mert'in Kitap Kulübü'nden içeri zinhar giremez!
Aahhahaah ben bu kadının bir iki kitabını yıllar önce okumuş ve liste dışı diye etiketlemiştim. Şimdi senin yazını okurken üzüldüm sana biraz, tamamen kağıt israfı...
YanıtlaSilZülfü Livaneli'nin bu kitabını atlamışım ben. Merak ettim. Diğerine hiç bulaşmam
YanıtlaSilBu kitabını ilk defa duyuyorum
YanıtlaSil