14 Haziran 2015 Pazar

SEN NEYMİŞSİN SAN ANDREAS?

Birkaç aydır sinemaya gitmemiştim. Tercihimi tiyatro ve müzikallarden yana kullanıyordum. İşin aslı, sinemada izlemeye değer pek bir film bulamadığım için sinemadan uzak kalmıştım. Bugün tüm dünyayla aynı anda bu cuma günü vizyona giren San Andreas (San Andreas Fayı)'a giderek sinemayla yeniden kucaklaştım. Bu filmin güzel bir film olduğunu sanmayın sakın. Sırf bir film izlemiş olmak için izledim. (Diğer alternatif Niyazi Gül Dörtnala'ydı ama yabancı bir film izlemek istedim. Bir de nedense o filmi pek merak etmedim ben. Diğerleri kadar komik değil diyorlar.)

Film üç boyutluydu ve ben çantamda üç boyutlu gözlükle dolaşmadığımdan üç boyutlu gözlüğe de her zamanki gibi ekstra para ödedim (Evdeki üç boyutlu gözlük koleksiyonum giderek büyüyor). Ama siz zaten gözlüklüyseniz üstüne bir de üç boyutlu gözlük takmak sıkıntı olabiliyor. Üç boyutlu gözlüklerin camı siyahımsı ve bu da filmi doğal renkleriyle izlemeyi engelliyor, parlaklığı azaltıyor.

Filmin adamakıllı bir senaryosu yok. Bu bir felaket filmi. Titanik gibi, Poseidon'dan Kaçış gibi. Yeri geliyor deprem oluyor, yeri geliyor su yükseliyor ve kahramanlarımız binalarda nefessiz kalıyor. Filmin esas konusu 9.6 büyüklüğünde bir deprem olması. Helikopterci baş kahramanımız bu deprem sırasında şehrin farklı bölgelerinde olan karısıyla kızını kurtarıyor. Bitti. The end. Film bundan ibaret. Karısı onu terk edip başka bir adamla ilişki yaşamaya başlıyordu ama deprem felaketi sırasında yeniden kocasıyla yakınlaşıyor. Zaten sevgilisi olan adamın gerçek yüzünü de görüyor: O adam, kadının kızı arabanın içinde sıkışmışken onu kurtarmak yerine yardım çağıracağını söyleyip kaçıyor (Filmin ortalarında da tsunaminin üstüne savurduğu geminin altında kalarak ölüyor zaten). Sonra baş kahramanımızın kızı şehirde binalar çökerken kendine bir sevgili yapıyor. Bu sevgilinin bir de küçük kardeşi var. Bunlar da üçlü takılıyorlar.

Senaryoda karakterler arasındaki duygusal bağ hiç kurulamamış. Bu da filmin bir senaryosunun olmamasından kaynaklanıyor aslında! Öfke, aşk, intikam, kıskançlık, aldatma gibi duygular çok sığ kalmış. Oyunculuklar da öyle aman aman olmadığından, "Ne izliyorum ben yahu?" diyorsunuz (Ayrıca oyuncular da çok yakışıklı-güzel değil. Baş kahraman sadece kel ve kaslı. Kadınlarsa eh.)

Görsel efektlerse hayli iyi. Hele üç boyutlu da olunca filmi bir kenara bırakıp sadece görsel efektleri izliyorsunuz. Arabaların yer yarılınca yerin içine düşmesi, binaların domino taşları gibi devrilmesi, her yeri su basması, her şeyin çökmesi... Bir deprem bu kadar felaket yaratabilir, şehri yutabilir mi diyorsunuz. Rest
oran sahnesi hayli iyiydi. Yani efekt olarak hemen her sahne iyiydi. Ama içi boştu. Filmin sonunda ne olacağını biliyordunuz. Adam günü kurtaracak ve ayrılan çift yeniden barışacaktı.

Kısacası San Andreas (Bize niye San Andreas Fayı olarak çevirmişlerden ziyade filmin adı niçin daha yaratıcı bir şey olmamış demek istiyorum) içi boş ama iyi bir filmdi. Görsel efektlerin başrolde olduğu bir film. "Her yere bina dikmeyelim ki depremde kaçacak yerimiz olsun" temalı. Puanım: 5/10. Hollywood gittikçe daha kötü filmler yapıyor.


8 yorum:

  1. Bende görsel efektlerden baya bir etkilendiğim için gitmeyi düşünüyordum. Paylaşım için teşekkür ederim :) Niyazi Gül Dört Nala filmine gitmiştim. Hiç gülemediim. Ilk yarı çıkmayı bile düşündüm. Bundan sonraki izleyeceğimiz filmler güzel olur inşallah ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görsel efektler iyi ama senaryosu yok filmin... :)

      Sil
  2. Blogumdaki Türkiye ve Dünya Gündemi bölümünde film hakkında iki yazı paylaşıldı. Sizin yazıyı da okuduktan sonra filmin görsel durumunu iyice merak eder oldum. CGI denilen bir teknik kullanılmış... Bakalım izleyip göreceğiz artık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzleyin görün, efektler hayli iyi. Ama senaryosu yok... :)

      Sil
  3. Yazıyı okumaya başladığımda o yok bu yok ne var ulan!? diyordum ki efektler varmış, eh olmasa da olur diyorum o zaman :) bizim evde de bir çekmece dolusu üç boyutlu gözlüğü var ve evet ailecek gözlük taktığımız için önceden planlayıp (lens takıp) sinemaya gidemiyorsak gözlük üstü gözlük takıp kafatasımızı zorluyoruz biz de :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya gözlük üstü gözlük epey zor... :)

      Sil
  4. hayatımın şarkısı
    hayatımın şansı.
    izlicam işallah.
    vizyonda :)

    YanıtlaSil
  5. şu anda vizyonda izliceklerim

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

NAKANO ESKİCİ DÜKKANI VE ÇOKSATAN KİTAP PROBLEMATİĞİ

Genelde kitapçıların çoksatan raflarından uzak durup, aksine hiç satmayan, kimsenin ilgi göstermediği, kıyıda köşede kalmış kitapları arar b...