Babamın m-tr-z-ilyon tane dergisi ve kitabı var. Abartmıyorum, isteyen buyursun eve gelsin, yerinde incelesin, hatta gelmişken birkaç tanesini de hediye edelim, okuya okuya gitsin. Zira bu sayı her geçen gün artmakta ve artık kütüphane nefes alamıyor. Neredeyse antika değeri olan yüz binlerce teknoloji, bilim, sinema, televizyon, dekorasyon, seyahat, yaşam, çizgi roman ve mizah dergileri artık raflara sığmıyor! On adet ayrı ansiklopedi serisi var! 1960'lı yıllardan beri bir sürü dergi toplamış babam, daha eskilere ait sakladığı dergileri de var, ama kabaca böyle söyleyeyim. Atmaya kıyamazsınız, o kadar kıymetliler ki... Ben de aldığım her dergiyi kitabı saklarım. Ama bir yandan da düşünüyorum: Bu kadar şeyi sakla sakla ne olacak? Babam yıllardan beri saklıyor (sonuçta evdeki kütüphane de bu yüzden var), ben de saklıyorum ama aslında temizlik yapmak da lazım. Çünkü bu sefer yenilerini koyacak yer kalmıyor. Yüzlerce raf, çekmece, dolap var ama yetmiyor. Birine verecek olsan değerini bilecek bir alıcı çıkmıyor, satayım desen -en azından bizim ülkemizde- alıcısı çıkmaz. Ayrıca niye satayım yahu güzelim dergileri? Hediye veririm daha iyi. Yani atsan atılmaz satsan satılmaz. Okul kütüphanelerine ve özel ilgi alanı olan kişilere vereceğiz biz de bazılarını, ama ver ver sonu gelmez yine de. Üstleri toz tutuyor, biz titizlikle saklıyoruz. Yani uzun lafın kısası aslında eşyalara kölelik, kitaplara hamallık yapıyoruz. Yahu şu teknoloji ne büyük nimet! Ne büyük temizlik! Yoksa bunca kitabı dergiyi biriktirmekten içinde kaybolur insan...
2009'DAN BERİ TELEVİZYON, KİTAP, EDEBİYAT, SEYAHAT, ŞEHİR, POPÜLER KÜLTÜR HAKKINDA YAZILAR VE HİKAYELER YAZAN BİR KAFADAN ÇIKAN SESLER... BLOG'UM 15 YAŞINDA!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
SİNEMADA İKİ FİLM
Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...
-
Şimdi sizleri Trabzon'a götürüyorum... En sık gittiğim altı harika kafeye... Gerek menüleriyle gerek atmosferleriyle muhteşem mekanla...
-
Bu yazı blog taslaklarında tam bir yıldır bekliyor. Elbette yarım bir şekilde, tamamlanmayı bekliyor. Ben güya bir yıl önce, 2015 yazınd...
-
Her sezon iddialı projelerle evlerimize konuk olan Bennu Yıldırımlar’la, "Buluşma Yeri" adlı oyununun bu sezonki son gösterimin...
Biz babanla aynı jenerasyonun köleleriyiz can sen bizi rahat bırak
YanıtlaSilBakmayın genç olduğuma, ben de o jenerasyondayım! Kitap ve dergi saklamaya son sürat devam...
SilAtmaya kıyamadığım tek şey kitaplar, dergiler. Bazı kitapları okullara verdik. Ama okulların da belli kıstasları var Her kitabı alamıyorlar.
YanıtlaSil"Eşyalara kölelik, kitaplara hamallık yapmak" deyince ben şöyle düşünüyorum: Asıl onlar olmasaydı sırtımızda ne yükler taşımak zorunda kalırdık.
Kütüphanenin dolup taşması anlamında başa çıkması bazen zor olsa da, kitapsız dergisiz olur mu hiç, değil mi?
SilSelamlar Mert, bir arkadaşımın masası var, o masanın üzerinde de misafirleri beğendiğini alsın diye konulmuş dergiler ve kitaplar durur. Fransızların askı olayı gibi ya da İtalyanların... İhtiyacı olana giderler.
YanıtlaSilNeredeymiş o masa? Benim de üzerine koyacağım bazı şeyler var! :)
SilDolaplardan taşması, tozlanması falan istenmeyen bir durum olsa da kitap kokusu başkadır.::)
YanıtlaSilDeğişim yapmak, hediye etmek de çözüm olabilir.. Ama gerçekten de kıymet bilecek birileri olması lazım...
Kıymetini bilecek birilerini bulmak çok ama çok zor... Kitap ve dergi kokusu ise muazzam bir şey... :)
SilNe güzel ya. Evde hiç eşya olmasın her yer kitap, dergi hiç çıkılmaz o evden.
YanıtlaSilHiç çıkılmıyor zaten! Filmlerdeki gibi devasa kütüphane odaları, bir görseniz! :)
SilNe güzel ya. Evde hiç eşya olmasın her yer kitap, dergi hiç çıkılmaz o evden.
YanıtlaSilHiç çıkılmıyor zaten! Filmlerdeki gibi devasa kütüphane odaları, bir görseniz! :)
SilBen memnuniyet ile kabul edebilirim. Boyle hediye kacmaz :)
YanıtlaSilBuyurun, gelin, beğendiğinizi vere-Ne diyorum ben! Hayır, hayır, hiçbirini veremem! 100 yıldır saklıyoruz,100 yıl daha saklamaya devam! :)
Sil1980ler de kitaplar daha bir değere bindi. Yasaklandılar, yakıldılar ve gömleğin altında saklanarak sahiplerine ulaştırırlardı. o yüzden eskiler bilir kitapların değerlerini .:D Onları asla anlayamayacağız biz.
YanıtlaSilBizim bu kitaplar resmen 100 yıl öncesinden bu yana sakladığımız kitaplar... Antika oldular artık... :)
SilSendeki bu yazma-çizme merakında da bu dergi ve kitapların yadsınamaz bir bir etkisi vardır Mert, buna eminim;)
YanıtlaSilKesinlikle vardır hem de, ben de böyle düşünüyorum! :) Gözümü kitapların/dergilerin içinde açtım... :)
Sil