Bugünlerde koronavirüs tehdidi nedeniyle tahmin ediyor ve umuyorum ki hepimiz evdeyiz. #evdekal ve #evdekaltürkiye gibi hashtag'ler de bunu gösteriyor. Ben de blog'umda evde kalmakla ilgili mim benzeri bu soru cevabı yaparak, kendi ev hallerimi ve evde bir günümü sizinle paylaşmak istedim. İsteyen herkes yapabilir.
Sabah
kalkar kalkmaz Camdan bakarım. Su içerim. Kitap okurum.
Hemen telefonuma filan bakmam. Ama roman yazıyorsam ya da kafama bir
şey takılmışsa bilgisayar açarım.
Kahvaltıda
olmazsa olmazlarım Çayyyyyy, reçeller, kızarmış ekmek,
beyaz peynir. (Ve daha bir sürü şey ama bu dördü olmadan asla. Kahve içmem. Güne çaysız başlamam. En az üç kupa/fincan dolusu çay içerim.)
Evin
en fazla vakit geçirdiğim bölümü: Odam. Mutfak. Salon.
Okuma köşem. Kütüphanemin önündeki tekli koltuk. Televizyonun önündeki L
koltuk. Durduğum yerde duramıyorum gördüğünüz gibi!
Çalışırken
bana eşlik eden içecek Sence? Tabii ki çay!
Evde yapılacak
en keyifli aktivite Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki; hala durumun ciddiyetini anlamayan, sokaklarda "Bana bir şey olmaz ehe ehe ehehe" ya da "Bu insanlar nereye kayboldu acaba böyle?" diye dolaşan cahiller var. Evet, var. Toplumumuzda maalesef herkes yeterli eğitim ya da bilinç düzeyinde değil. Öte yandan evde kalan kitle arasında da evde niye kaldığını tam olarak bilmeyen var. Her gün işe, daha da fenası hastaneye gidip gelmek zorunda olan çalışanlar varken "Evde sıkıldım" dememelisiniz bence. Evde kalabildiğiniz için
şanslısınız. Ayrıca evde yapılacak o kadar çok şey var ki, ben şahsen vakit yettirip hepsini yapamıyorum. Roman
yazmak, kitap okumak, blog'uma yazılar yazmak, sohbet etmek, konuşmak ve yemek yemek benim için bunlardan bazıları. Bu karantina
günlerinin sonunda umarım obez birer Garfield kedisine dönmeyiz –ki ben ne
kadar tatlı, pasta, börek, çörek yesem de kilo almayan bir insanım, siz kendinizi
düşünün. :)
Şu
sıralar izlediğim dizi Yok. Çünkü hayatımız diziye döndü
zaten. Ama akşamları televizyondaki birkaç yerli diziye bakıyorum. Yabancı dizi
olarak en son Feud: Bette&Joan bitirdim. Herkese öneririm.
Başucu
kitabım Polisiye kitaplar.
Gece
uyumadan mutlaka Ne WhatsApp'a ne Instagram'a... En son
bir televizyona bakarım. Dişleri iyice fırçalayıp "Sabah olsa da uyansam" diye söylene söylene yatarım. Genelde 24 gibi yatıp 6.45 gibi kalkıyorum. Çocukluğumdan beri gece kaçta yatarsam yatayım hep erken kalkan biri oldum. Çok fazla uyumayı sevmiyorum, tembellik gibi geliyor. Benim için 6-7 saat yeterli. Bununla birlikte, konforlu bir yatak ve yastık zevkim var. Öyle her yerde uyuyamam.
Karantina tedbiri kalktığında gitmek istediğim ilk yer Yaz geliyor, birkaç klasik tatil rotamı özlemle çekiyorum. Ama bu yaz belki de kimse tatil yapamayacak. Nereden nasıl şartlarla geldiğini bilmediğimiz (yerli veya yabancı hiç fark etmeksizin) turistlerle dolu deniz veya havuzlara artık nasıl güvenle girebiliriz ki? Belki de büyük bir kesim bu sene tatile gitmeyecek ya da ıssız bir yerlere kaçacak -Öyle bir yer varsa tabii. Bu yazdan çok umutluydum ama koronavirüs nedeniyle yazın tatil planlarını iptal etmek durumunda kalabilirim, herkes gibi.
Yapmayı en çok özlediğim şey Sevdiklerime sarılmayı, tokalaşmayı ve öpüşmeyi (yanaktan) çok özledim ya!
Koronavirüs salgını bana en çok şunu öğretti Ben zaten el yıkama konusunda fazlasıyla titiz olan, sokak-ev ayrımını çok iyi yapan, kişisel temizliğine ve etrafındaki ortamın hijyenine önem veren bir insandım. Bu açıdan aslında hayatımda bir şey değişmedi, yani çoğu insanın yeni yeni edindiği alışkanlıklar benim zaten rutinimdi. Öte yandan, koronavirüs patlak vermeseydi, tam beş yıl sabırla ve sabırsızlıkla beklediğim iki yeni romanımın yayımlanması gündemi vardı. Dolayısıyla virüs bana bu "bir türlü çıkamayan yeni kitap" gündeminden dolayı, bazı şeyler için çok da fazla beklemememiz gerektiğini hatırlattı biraz da. Hayat sadece şu an ve burada yaşanıyor, ben de sizlere şu an ve burada bir öykü anlatmak istiyorum. Hiç düşünmeden, öyle biraz demlensin demeden, yazar yazmaz bölüm bölüm yayımlayacağım bir seriye başlayıverdim. Atalay Mehmet'in Olağan Dışı Ölümünün Olağan Şüphelileri. Tanıtımını geçtiğimiz gün yayımladım, ilk bölümü de bir sonraki yazım olarak paylaşacağım. Şimdilik böyle.
Benim evde bir günümü okudunuz. Şimdi sıra sizde... Sizin evde bir gününüz nasıl geçiyor?
Sosyal medya hesaplarıma bakmadan geçmeyin: