6 Mart 2015 Cuma

SANAL HAYATIN MAHVETTİĞİ GERÇEK HAYATLAR (YA DA ASLINDA OLMAYAN ÇİÇEKLER)


Merhaba sevgili dostlarım...

Bugün çok ilginç bir şey anlatacağım sizlere...

Ben bu sanal ortamların yarattığı sahte dünyaları eleştirdikçe arkadaşlar bozuluyor.

Gelin görün ki artık gerçek hayattaki hislerimizin, düşüncelerimizin hiçbir önemi kalmamaya başladı.

Eğer bir şey sanal alemde yoksa, o şey gerçekte yokmuş gibi davranılmaya başlandı.

Misal...

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın (hatta arkadaşım değil, uzaklardan bir tanıdık diyeyim) doğum günü... Bu arkadaşım Facebook'ta doğum günüyle ilgili bir şeyler paylaşmış, tabii herkes işi gücü bırakmış, paylaşım yapılır yapılmaz o yorum kutusu senin bu yorum kutusu benim "Ayyyh cicişim iyi ki doğdun mucikoss" gibi şeyler yazmaya vermiş kendini... Kalp, çiçek simgeleri, öpücük gönderen kedi emojileri havada uçuşuyor!

Ben böyle "göstermelik" hamlelerden hoşlanmıyor, aslında doğum gününün kutlanacağı kişi değil de, sırf "el alem/millet" görsün diye yazılan yorumlardan hiç hazzetmiyorum. O nedenle bu tip yorumlar yapmaktan kaçınıyor, gerçek hayatta, gerçek yollarla kutluyorum doğum günü çocuğunun doğum gününü.

Hatta sırf bu yüzden ben kendi doğum günü tarihimi yazmam Facebook'a, her yıl doğum günümde birbirinin aynı yapmacık doğum günü tebrik mesajları yığılmasın zaman tünelimde diye...


Doğum günü olan kişinin zaman tüneline sanal alemde bu çiçeği koymak, gerçek hayatta çiçek almaktan daha kabul görür oldu... Eğer bir şey sanal ortamda yoksa, gerçekte o şey olmamış gibi davranılır oldu... Sonumuz hayrolsun...

Neyse, dönelim hikayemize. İşte ben bu arkadaşımın doğum gününü gerçek hayatta kutladım. Pek sevindi, teşekkür etti. O akşam, yani profil sayfasında onlarca tebrik mesajının yığıldığı o akşam ise beni aradı. Niye arıyor ki diye düşündüm, açtım telefonu. Yarı kırgın bir sesle sordu: "Mert, ya niçin doğum günümü kutlamadın?"

Afalladım tabii. "E... E şey kutlamıştım aslında bugün..."

"Onu demiyorum! Face'de kutlamadın diyorum!"

Mert şoklarda...

Yahu Allah aşkına, biz ne zaman bu kadar sanallığın içine düştük? Ne zaman sanal hayatlarımız gerçek hayatlarımızdan daha önemli olmaya başladı?

Artık sanal hesaplarımızda, profillerimizde olmayan şeylerin yaşanmadığını varsayıyoruz. İlla sanal alemde görmek, çevremize göstermek istiyoruz onları.


Bu şuna benziyor, Facebook'ta bir paylaşımı beğenmeyince o paylaşım sahibinin bize hemen çıkışmasına, "Sen beni beğenmemişsin! Ne iş?" demesine benziyor. Oysa bir kişinin sizin paylaşımınızı beğenmemesi sizden nefret ettiği anlamına gelmez ki! Bunun 1000 tane sebebi olabilir. Hatta bakın 5'ini kendimden örnek vereyim ben size:

1. Paylaşımınızı görmemiş olabilirim.

2. Görmüş olabilirim ama beğenmeye zaman bulamam. Tam o anda şarjım bitebilir ya da kapı çalar vs.

3. Görmüş olabilirim ama paylaşımınızın içeriği bana hitap etmez.

4. Görmüş olabilirim ama beğenmek istemem. Sizi seviyorum diye kedinizin patisini de seveceğim diye bir kural yok ya.

5. Görmüş olabilirim, çok da beğenirim ama bunu illa o tuşa basarak cümle aleme duyurmak istemem.

Yani… Bir rahat olun. Like'laya like'laya değil, damlaya damlaya göl olur, unutmayın.

İşte bu doğum günü vakasındaki durum da aynı buna benziyor. Facebook'ta profil fotoğrafının altına "Çok hoşsun" diye yorum yazana "Sensin hoş" diye cevap yazanların olduğu bir internet çağına tanıklık ediyoruz.

Ne diyeyim... Sonumuz hayrolsun... Ama lütfen kendinizi çok fazla kaptırmayın şu sanal alemlerinize... Facebook, twitter, instagram için delirmeyin... Hayatınızın merkezine koymayın bunları...

facebook.com/ofluoglumert

twitter.com/ofluoglumert


Korkmayın... Takip etmeyeni, beğenmeyeni dövmüyorum ben...

Haydi hepinize iyi günler sevgili dostlarım...

21 yorum:

  1. Mert, bu yazıyı Facebook'ta paylaşıyorum. Çünkü yüzde yüz katılıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten link vererek paylaştım. Tıklanınca dergi çıkıyor.

      Sil
  2. Ne doğru bir konuya el atmışsın hay sen sağolasın Mert. Bu yazının üstüne çokça bir şey denilemez çünkü her şeyi demişsin onun için tebrik etmek düşer bize.

    YanıtlaSil
  3. çok mantıklı gercekten lakin bu sıra arkadaslarım neden beni takip etmiyorsun her fotomu neden begenmiyorsun diye sitem ediyorlar çoluk çocuklu insanım ayol hepsine yetişemiyorummm :))

    YanıtlaSil
  4. Çok doğru ama maalesef artık sanal alemin esiri olduk...

    YanıtlaSil
  5. Merhaba,
    "Eğer bir şey sanal alemde yoksa, o şey gerçekte yokmuş gibi davranılmaya başlandı."
    Bu çok doğru bir tespit olmuş gerçekten, demek ki bir çoğumuz farkındayız bu durumun ama bazen kendimizi kaptırmıyor da değiliz.

    YanıtlaSil
  6. Güzel anlamlı bir yazı olmuş Mert... Haklısın da kafama takılan asıl şey en alta face ve twit adreslerini paylaşmış olman. :D Beğenilme ve takip edilme isteği maalesef ki bu işe girince içimize işliyor... Zaten sosyal paylaşım siteleri insan psikolojisini bozan bir başka etken. Bu bilimsel bir kanıt yani.
    Hepimize geçmiş olsun...

    Bu her ne kadar yanlış olsa da bana göre iyi ki varlar, çünkü artık bir hata yapılsa anında milletin haberi oluyor... Bak hükümet bile korkuyor twitten faceden niye çünkü yanlış yapıyorlar :) Kısacası her güzelin kusuru olur diyorum. Haa kesinlikle haklısın bu işi abartan insanlardan nefret etmiyor değilim :D:D Amerika'da paylaşımını kimse beğenmedi diye intihar eden kızı hala unutmuyorum mesela...
    Yazık!

    YanıtlaSil
  7. En altta adreslerimi ironi olsun diye paylaştım. "Korkmayın... Takip etmeyeni, beğenmeyeni dövmüyorum ben..." diyerek... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haaaa pardon :))) terSdüz etmeyi seviyorsun :)))))

      Sil
    2. Facebook 'ta yok bende Twitter' da o yüzden icim rahat..Google+da takipteyim :)

      Bakiniz hatirlatmami istemistiniz,mim ne oldu? :)

      Sil
    3. O kadar yoğunum ki şu sıralar... Tamamdır aklımda! :)

      Sil
  8. Çok güzel çok gerçekçi bir yazı; çok iyi bir anlatımla bütünleşmiş.
    Evet maalesef sanal alemin esiri bir toplum olduk.Bu da beni korkutuyor.
    Geleceğe endişe ile bakıyorum :(

    YanıtlaSil
  9. Ben her zaman takip ediyorum kafa dergiyi çok da beğeniyorum...bundan sonra daha fazla uğrayıp yorum yazacağım...iyi geceler

    YanıtlaSil
  10. bak tam dosdoğru bi saptama yapmışsın haklısın işte :)

    YanıtlaSil
  11. valla öğrencilerim bile yapmıyor böyle şeyleri :)) çocuk oldukları halde.o yüzden çocukluk bile diyemiyorum.ama maalesef doğru tespit!

    YanıtlaSil
  12. Hem güldüm, hem de düşündüm. Galiba sanal alem bizleri biraz aptallaştırıyor da. Ya da uyuşuyoruz fazla derin düşünemiyoruz. Ama senin faceden değil de çiçek göndererek doğumgününü kutladığın arkadaşın hakkındaki düşüncelerini merak ettim. Ne iş? :))

    YanıtlaSil
  13. Hem güldüm, hem de düşündüm. Galiba sanal alem bizleri biraz aptallaştırıyor da. Ya da uyuşuyoruz fazla derin düşünemiyoruz. Ama senin faceden değil de çiçek göndererek doğumgününü kutladığın arkadaşın hakkındaki düşüncelerini merak ettim. Ne iş? :))

    YanıtlaSil
  14. 4. Görmüş olabilirim ama beğenmek istemem. Sizi seviyorum diye kedinizin patisini de seveceğim diye bir kural yok ya.
    Cook güldüm,güzel ,mesaj veren bir yazi ,tabii anlayana :)

    YanıtlaSil
  15. Off yaa harika yazmissin. En sonunda reklamda bile bi marka yeterin gari diyerek bu teknolojik yok olmaya turn off to turn on diye slogan koymus. Insan nesli tehlikede artik mert. Bi de kiz milleti olarak daha fazla takintiliyiz like lara di mi. Mesajin evrende bi yerlerde kaybolmaz umarim ^-^

    YanıtlaSil
  16. Çok doğru yazmışsınız.Malesef hepimiz sanal alemin eseri olduk :(

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...