29 Temmuz 2019 Pazartesi

NETFLIX'TE NE İZLİYORSUNUZ?


Siz de zaman zaman kendinizi "Netflix de çok bozdu anacım!" derken buluyor musunuz? Ben buluyorum. Ama gerçekten bozdu. Artık önüne gelen her diziyi yayınlamaya başladı. Hemen her dizinin başında, öyle olsa da olmasa da "Netflix originals" yazıyor. Daha az bilindiği zamanlarda, eğer bir dizi Netflix'teyse, o diziye mutlaka belli bir çıtanın üstündedir gözüyle bakardık. Kalite beklemeyin artık Netflix'ten. Her şey var! Bir bakarsınız benim dizim bile olur yani, o derece.


Şimdi size, izlemezseniz hiçbir şey kaybetmeyeceğiniz, ama izlerseniz seveceğiniz bir Netflix dizisi yorumuyla karşınızdayım: What/IfAhlaksız teklifler, entrikalar ve artık ezbere bildiğimiz klişelerle dolu olan dizi, türün sevenlerdenseniz sizi her şeye rağmen mutlu edecek.

What/If açıkçası beni de ikiye böldü: Diziye tesadüfen başlayıp çeşitli eleştiri ve övgülerle bitirdim.

Dizinin en büyük artısı, Oscar'lı ünlü oyuncu Renee Zellweger'in başrolünde olması. Bridget Jones'un Günlüğü'nden tanıdığımız Zellweger'in, 50 yaşında olmasına rağmen en az 60 gibi göstermesine ise kafayı ayrıca takmış, üzülmüş durumdayım (hani yanlış bir estetik ameliyat kurbanı falan mı oldu, cidden kafamda deli sorular var, derdi beni aldı). Reene Zellweger, dizide Anne Montgomery adında güçlü, zengin, cazibeli ve şeytani bir kadını muhteşem bir şekilde canlandırıyor. Sırf kulakta bir marka gibi tınlayan Anne Motngomery adı bile, onun kişiliğini özetlemeye yetiyor. Bizim Yasak Elma'daki Ender Argun'un Amerikan versiyonu da diyebiliriz...


24 Mayıs'ta Netflix'te başlayan ve ilk sezonu 10 bölümden oluşan dizi, idealist bir bilim kadını olan Lisa ve kocası Sean Donovan'ın yollarının Anne Montgomery ile kesiştikten sonra yaşadıklarını konu alıyor. Lisa'yı kim oynuyor dersiniz? Emma Stone'a benzerliğiyle dikkat çeken, Cnbc-e zamanlarında izlediğimiz Suburgatory adlı komedi dizisinde çilli banliyö kızı olarak karşımıza çıkan Jane Levy! O komedi dizisindeki genç kız rolünden sonra bu, kendisinin hem genç bir kadın olarak hem de bir drama içindeki ilk ciddi başrolü. Dolayısıyla orta halli de olsa bir Netflix dizisinde yer alarak kariyeri için iyi bir hamle yaptı. Zellweger'in de Sean'ın da oyunculuğu ve birbirleriyle uyumu mükemmel. Ancak Sean'ı oynayan Blake Jenner, dizinin erkek başrolü olarak biraz yetersiz ve zayıf kalmış.


Dizi, bir Türk dizisi klişesiyle başlıyor: "Ahlaksız teklif"le. Tabii bizim dizilerimizde "ahlaksız teklif" kurbanları genelde kadınlar olur, ama burada bir adam oluyor. Ya da karısıyla birlikte olduğunu düşünürsek bir çift. Anne Montgomery, tıbbi teknoloji startup'ı için para arayan Lisa'ya 80 milyon dolar teklif ediyor. Ama küçük bir şartla: "Kocanı bir geceliğine bana ver, parayı al." Lisa ve Sean, kararsızlıklarının ardından, Anne'in teklifini kabul ediyor ve hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı dizimiz başlıyor. Dizinin yapımcıları, ahlaksız teklif olunca seyirci hop direkt atlar diye düşünmüş olmalılar ancak şimdilik maalesef öyle rekor izlenmelere imza atamadı What/If. Bunda tahmin edilebilir ve yavan senaryosunun katkısı çok büyük. Ancak artık hangi dizi öyle değil ki? Dolayısıyla dizinin beklenen "heyecan dalgası"nı ve "ateşli fan kitlesi"ni yaratamamasının esas sorumlusu bence Netflix. Sosyal medyada nedense tanıtmadı diziyi, adeta o bile izlenmesini istemedi. Sonuç: Gölgede kalan bir adet What/If...


Öte yandan, dizi sadece Anne-Sean-Lisa üçlüsü arasında ilerlemiyor, ki ben kesinlikle öyle olmasını isterdim. Bu üç insan arasındaki ilişkilerin ve psikolojinin daha derin bir şekilde ele alınmasını... Ama öyle değil. Hayli yüzeysel yan karakterler, size diziyi izlerken baygınlık geçirttiriyor. Lisa ve Sean'ın arkadaşı kontenjanından hastane ve itfaiye ekiplerinde çalışan insanları da görüyoruz. Klişe yasak aşklar, "başka bir adamdan hamile kalan kadınlar", o kadar heyecansız, o kadar klişe konular ki... Sırf dizi "What/If" adının hakkını versin, olay örgüsü sadece Anne-Sean-Lisa'dan ibaret olmasın diye, ana konuya hiçbir şekilde hizmet etmeyen yan karakterleri izliyoruz. Fazlasıyla sıkıcı.


Entrika, güç, sırlar ve ahlaksız teklifler derken, klişelerle örülü senaryo bir şekilde izlettiriyor kendini. Hikayesi ve senaryosu daha iyi olsaydı daha başarılı bir dizi izler miydik, kesinlikle evet. Renee Zellweger gibi muhteşem bir oyuncu var yani, izlemeyip de ne yapacağız? Ancak dizinin soundtrack albümü ve Fil Eisler imzalı müzikleri tek kelimeyle mü-kem-mel. Yani şarkı seçimleri çok doğru olmuş. Ama tuhaf bir şekilde, dizinin çekimleri, kurgusu, sahne geçişleri, kısacası hikaye ve senaryosunun yanı sıra teknik yanları da, yerli dizilerimizi çok andırıyor. Yani sanki Türk bir ekip, yabancı oyuncularla çekmiş gibi. O derece! 


Sezon finalinin ardından, havada kalan binlerce soru var. Ama binlerce. Şimdi spoiler vermemek adına çok yazmak istemiyorum ama yani her şeyden önce, dizinin çıkış noktasında da ciddi dramatik boşluklar var. En üstü kapalı şekilde söyleyecek olursam, Anne Montgomery tüm bunları Lisa Donovan'a neden yaptı? Gerekçesi neydi? Değer miydi? Bu sorulara hiç tatmin edici yanıtlar alamadık... Dizinin ikinci sezonun olup olmayacağının, ilk sezonun başarısına göre belirleneceğini okudum yabancı sitelerde. (3., 7., 8. ve sezon finali olan 10. bölümlerin ilk sezonun nispeten en iyi bölümleri olduğunu, diğer bölümlerin de çok yetersiz kaldığını söylemeliyim.) What/If'in, yapımcısına da Netflix'e de isteneni vermediği aşikar ama bence ikinci sezon olmalı. Ve sıfırdan bir hikayeyle, yeni karakterlerle değil, aynı karakterlerle, kaldığı yerden devam etmeli. Sezon finalinin son beş dakikası da buna işaret ediyor. Ve o son sahne, koca bir sezonu ve dizinin şanını kurtarmaya yetti diye düşünüyorum. O sahne olmasaydı bu kadar bile övmezdim diziyi. Hikaye ve senaryo daha karanlık, daha tehlikeli, daha entrikalı, kısacası daha derinlikli olsaydı ve tüm bunlar seyirciye daha tatmin edici açıklamalarla sunulsaydı, şu anda bambaşka bir yazı yazıyor olurdum. Yine de iki kadın başrol oyuncusu, müzikleri ve genel olarak yaratmayı başardığı atmosferiyle, tavsiye edeceğim bir dizi. Benim notum 6.5/10.


What/If'i izlediyseniz yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın! Peki siz başka neler izliyorsunuz Netflix'te? 

Beni sosyal medyadan takip etmek için: 

7 yorum:

  1. Güzel bir diziye benziyor, kalemine sağlık. :))

    YanıtlaSil
  2. what if izleyip yazdıydım sevdimdi, reese de seviyom zaten, o kadar çok dizi izliyom ki geceleriiii yaaa, gece bir sezon bitiriyoms :)

    YanıtlaSil
  3. Birkaç önce La Casa De Papel'in 3. sezonunu bitirdim. Güzeldi!

    YanıtlaSil
  4. efendim henüz netflixleyemediklerinden olduğum için, arak tırtık izlediğim dizileri olsa da :D keyifli seyirler olsun

    YanıtlaSil
  5. Bu tür dizilerden çok hoşlanmıyorum. Fragmanını inceledim fakat ilgimi çekmedi. Ben daha çok polisiye, aksiyon, gerilim tercih ediyorum. Şu sıralar "Dark" diye bir dizi izlemekteyim. Daha 3. bölümdeyim fakat izlediğim kadarıyla kaliteli bir dizi. İzlemediysen tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  6. What/If neredeyse hayal kırıklığı olmuş sizin için, senaryosu tahmin edilebilen yapımlar hiç tat vermiyor, bugün Bozkır gibi yerli yapımlar bile sürpriz sonuçlarla karşımıza çıkıyor.

    YanıtlaSil
  7. harika bir değerlendirme olmuş gerçekten Mert'cim keyifle okudum eline sağlık...:)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...