25 Kasım 2014 Salı

YAĞMURDA 54ÖR (HEM DE 1 SAAT) AMA İÇİM GÜNEŞLİ

Ben bu İstanbul'u öğrenciliğimi bitirdikten sonra terk edeceğim galiba! Ya da home office çalışacağım. Zaten işimiz bilgisayar başında değil mi? Yazı yazabilelim, elimiz "klavye tutsun" yeter. Toplantılar olduğunda gidelim ofise. (Yani böyle olmayacağını biliyorum. Keşke böyle olsa diyorum. Bakın daha birinci sınıfta olduğum halde İstanbul gözümü nasıl korkuttu, siz düşünün!) Tüm bu sözlerimin sebebiyse trafik. Aşağıdaki paragraftan devam ediniz efendim.

Bugün hava çok kötüydü. Birkaç gündür çok kötü. Sabahki yazımda kar gelir dedim, akşama gelir belki. Çünkü hava çok soğudu. Şimdi deli gibi yağmur yağıyor pencereme.

Bu sabah, havanın kötü olduğunu ve öğleden sonra da olacağını biliyordum ama bir işim vardı. Taksim'de. Ben de Okmeydanı tarafındaydım. Acaba bugün mü halletsem sonraya mı bıraksam diye düşünürken kendimi 54ÖR Örnektepe-Taksim otobüsünde buldum. Allah'ım! Git git yol bitmiyor... Yani sebebi de asla trafik değil: Duraklar. Evet, bin tane falan durak var. Sürekli duruyor otobüs. Sürekli. 1 saatte ancak gittim inanır mısınız Taksim'e! Dönüş de öyle. Yani 2 saatim boş boş yolda geçti. 2 saat... Ben o 2 saatte neler neler yapardım siz biliyor musunuz? Yazı yazardım, yazı! Otobüste, vapurda, metrobüste, dolmuşta, takside boşa geçen zamanımıza yazık... Yazık ki ne yazık! Yani yürüme gitsem yarım saatte gitmiştim belki de!

Otobüs de hiç konforlu değildi. Durakları gösteren ekran çalışmıyor. Simsiyah. Kapalı yani. Sonraki durak hangisi, nereden gidiyoruz bilmiyor yani yolcu. Böyle saçma bir şey olabilir mi?

Dönüşte de durum farklı değildi. Bu sefer ekran açıktı ama Şişli'de takılı kalmıştı. Duraklar ilerliyor ama ekran sabit. Ben de bu 54ÖR'lerde bir sorun var diye düşündüm açıkçası. Çünkü ekranları çalışmıyor! Adamı sinir ediyor bu ekranlar, bu nereye gittiğin bilinmezliği...

Ama...

Bu yağmurlu havaya, buz gibi soğuğa rağmen...

İyi ki gitmişim Taksim'deki işimi halletmeye...

Benim için çok faydalı ve güzel bir şey oldu. Gerçi otobüste harcadığım zamandan çok daha az durdum, yani işim fazla uzamadı, ama iyi ki de gitmişim. Başlığa da o yüzden içim güneşli diye yazdım ya. Bazen böyle olmaz mı zaten? Hava güneşlidir, ama biz mutsuzuzdur. Ya da hava bozuktur, ama biz mutluyuzdur. Ya da hava güneşlidir ve mutluyuzdur da. Hava bulutlu ama mutsuzuzdur da.

Sevgilerimle!

Not: "İş" dediğim şey çok da gizemli bir şey değil ama ben "iş" demeyi tercih ettim. Yakında daha detaylı yazarım belki.

 

4 yorum:

  1. bende okmeydanı tarafındayım. 54 ör görünce hemen atladım. aaa bizim otobüslerden bi tanesi dedim hemen. o nedir ya,?trafiği gördükçe metrobus kullanıyoruz biz.

    YanıtlaSil
  2. İstanbul hemde avrupa yakası..
    Bende bazen çekip gitmeyi istiyorum bu şehirden ama her türlü kaprisine rağmen çekiyorum İstanbul'u..

    YanıtlaSil
  3. allam ya metro durağına yürüseydin ya biraz :) mecidiyeköye cevahire doğru :)

    YanıtlaSil
  4. Fever - Peggy Lee bağlantısına bakabilir misiniz?

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...