30 Aralık 2014 Salı

KAR VE KÖFTE

 
19.30-21.30 arası otobüs. Trafik kilit. Kar tipi. Sinir krizleri.
 
Yürüsen yürüyebilecek olduğun on duraklık mesafe için otobüste iki saat geçirmek ne kadar sinir bozucu, iç daraltıcı, bunaltıcı bir şeydir siz hiç bilir misiniz? Hayır, eğer bunu deneyimlemediyseniz bilemezsiniz! Eğer ben de yaşamasaydım bilemezdim. Aman başınıza böyle bir şey gelmesin!
 
Neyse ki saçma bir trafik yüzünden yolda boş boş geçen saatlerimi zihnimden çıkarmayı başarabildim. Şimdi, sıcacık çayımla, camdan dışarıdaki karı seyrediyorum.
 
###
 
Taksim'deki Köfteci Hüseyin'e gittim bugün. Bir porsiyon köfte ve ayran 16 lira. Çok küçük ve salaş bir yer. Köfte tabağının sunumu benden 10 üzerinden 0 alsa da, hafif çeşnili köftesini beğendim. Ama bir Akçaabat köftesi değil elbette!
 
Neyse, içeriye bir ara Cengiz Semercioğlu girdi. Köfte siparişi verip dışarı çıktı. Ama sonra almaya gelmedi. Kafasında çok komik yeşil bir bere vardı, hayli şirin görünüyordu o haliyle.
 
###
 
Bu bir yeni yıl yazısı değildir. Yeni yıl yazısını yarın sabah yazacağım. İyi akşamlar!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...