12 Ağustos 2014 Salı

10 ADIMDA KAFA KARIŞTIRAN MED CEZİRLER

Yeni sezona ilişkin diziler, kitaplar, şarkılar ve magazin haberleri... Olaylı Med Cezir'den fotoroman olan Pınar Altuğ'a, usta oyuncuları buluşturan ama adı arabesk kaçan Nikahına Beni Çağır'dan yakışıklı Murat Dalkılıç'a herkesi buluşturan bu yazıya balıklama dalıverin haydi!
 
 
1. Blog'umdaki "Televizyon" etiketli kayıtlarda da okuduğunuz gibi defalarca yazdım: Bu yılın dizisi yoktu. Herkesin ekran başına kilitlenerek izlediği, günün dizisi diyebileceğimiz bir dizi var mıydı? Varsa siz yorumlarınıza yazın, okuyalım.

2. Bu sezon diziler başladıkları hızla ekrandan kalktılar. Bunlar iddialı işlerdi. Mesela Saklı Kalan hayli iyi bir işti. Üstelik iki kez bitip başladı, iki kez öldü ve yeniden doğdu ama tutunmayı başaramadı. Oyuncu kadrosu ve senaryosu harika olan bu dizinin tek yanlışı yanlış zamanlamadan başka bir şey değildi.

3. Med Cezir'i izlemeyen bir tek benim sanırım ama gidişat tablosundan haberim var elbette. S. S. ve Ç. U. ayrılınca -ki bu da doğrulanmış değil- dizi setinde nasıl bir durum olacağı merakla bekleniyormuş. Gazeteler böyle yazıyor ama ben pek de meraklı değilim bu çiftin geleceğine. Neyse ne, rahat bıraksınlar onları da! Diziden ayrılan Mine Tugay ise yeni sezonda fazlasıyla Yeşilçam kokan bir diziye, Kalp Hırsızı'na başlayacakmış. Adından da anlaşıldığı üzere Tugay dizide evine giren hırsıza aşık olan bir kadını canlandıracakmış. Bu hırsız Kenan Ece. Ama ben dizinin tutmayacağının garantisini size şimdiden verebilirim. Bu ne kadar vasat bir konu yahu! Anlaşılan "Ben demiştim..." diyeceğim birkaç ay sonra.

4. Bennu Yıldırımlar ve Selma Ergeç yan yana sizce de harika bir cast olmamış mı? Bence süper olmuş! Bu sezon Umutsuz Ev Kadınları'nın Nermin'i olarak izlediğimiz Yıldırımlar yeni sezonda yine güzel bir diziyle evlerimize konuk olacak anlaşılan. Ergeç de yanına cuk diye oturmuş. Ne var ki bu güzel denkleme uymayan iki şey var:

a) Sinem Kobal

b) Dizinin adı

SİNEM KOBAL DA NE ALAKA?

Yıldırımlar ve Ergeç'e Kobal da eşlik edecekmiş ama ikisinin yanına üçüncü kişi olarak Kobal ne kadar uyacak ben pek emin değilim. Gerçi dizide üç kız kardeşi canlandıracakları düşünüldüğünde, evin alemlere akan kızını oynayacaksa eğer, Kobal buraya çok iyi uyar. Ama öbür türlüsü olmaz, seyirci oldurmaz...

Dizinin adı da ne saçma! Nikahına Beni Çağır. Bu ne kadar arabesk bir isim böyle! Çok özel bir isim. Biraz daha genel bir isim seçilmeli acilen. Dizinin adı değiştirilmeli.

Ama ben bu diziyi merakla bekliyorum. Bakalım nasıl bir dram olacak...

KARŞI KOMŞUNUN ELTİSİNİN KAYNI DA OYUNCU OLUYOR!


Not düşümü: Sinem Kobal demişken, Arda Turan'ın kardeşi Okan Turan da bu sezon bir dizide rol alacakmış. Beyaz Karanfil adındaki bu dizide bir bahçıvanın hapse düşürüldükten sonra aldığı intikam konu olacakmış. Bu Beyaz Karanfil güzel kokar mı bilinmez ama benim asıl çıkarımım şu: Ben, sen, karşı komşu, karşı komşunun eltisi ve karşı komşunun eltisinin kaynı da pekala oyuncu olabilir.

2 KİTAP

BEN ÖLDÜRÜRÜM

Ben Öldürürüm çok uzun ama kendini su gibi okutan bir polisiye. Giorgio Faletti'nin yazdığı, İtalya'da geçen bir macera. Kitap, Radyo Monte Carlo'nun en çok sevilen programı Sesler'in sunucusu Jean-Loup'ya gizemli bir dinleyicinin bağlanmasıyla başlıyor. Bu kişi ne zaman bağlansa konuşmasını "Ben öldürürüm..." diyerek bitiriyor ve her seferinde bir kişiyi öldürüyor. Kitabın olay örgüsü radyo çalışanları, polis ve kurbanların aileleri arasında şekilleniyor. Seri katilin kimliği kitabın ortalarında açığa çıkıyor. Ne var ki seri katilin seri katil olma sebepleri pek vasat/pek yetersiz kalmış. Yani okur tatmin olmuyor. Romanın roman olduğunu anlıyor, gerçek hayatla bir bağlantı kuramıyor. Kitabın satır aralarında bazı yabancı müzik gruplarının eserlerine ilişkin yorumlar olduğunu da ekleyeyim. 8/10

SESLER

Arnauld Indridason'un yazdığı Sesler, İskandinav polisiyesi olmasa da özellikle Millennium üçlemesi ile sevdiğimiz Kuzey polisiyesi coğrafyasından ama bu sefer İzlanda'dan sesleniyor bize. Reykjavik'te Noel zamanında bir otelin kapıcısının öldürülmesiyle başlıyor roman. Dedektif Erlendur, Elinborg ve Sigurdur Oli araştırıyorlar. Erlendur otelde yaşamaya başlıyor. Zaten tuhaf ama tanıyınca seveceğiniz bir adam. Kızı Eva Lind ile değişik bir ilişkisi var. Otel ve turist arka fonunda, öldürülen kapıcı Gulli'nin geçmişine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Acaba katil kim? Serinin ikinci kitabı da kısa süre önce çıktı. 9/10

2 MAGAZİN HABERİ
 
ÖFKEDEN TÜRKÇE'Yİ UNUTTU!

Dünkü magazin ekinde hayli ilginç bir manşet vardı: "Öfkeden Türkçe’yi Unuttu!"
Ben bunu görür görmez aklıma ilk önce haberde bahsi geçen kişinin bir açıklama falan yaparken büyük ihtimalle kelimeleri birbirine karıştırdığı veya buna benzer bir şey yaşandığı geldi. Yoksa Türkçe’yi unutmak derken başka ne kastediliyor olabilirdi ki?
Yok, meğer öyle değilmiş!
Haberdeki ünlümüz Kaya Çilingiroğlu. Ona bir soru soruluyor ve o da bu soru üzerine Fransızca konuşmaya başlayarak yanıt veriyor: "Bu konu hakkında bir şey demek istemiyorum. Sinirlerimi germeyin."
Uzun zamandır okuduğum en ilginç, bir o kadar da en eğlenceli haberdi.
Arada böyle gülümseten magazin haberlerine de ihtiyaç var.
Tabii gerçekte neler yaşandığını bilemediğimizden ben bu kadar yazıyor ve yorumsuz bırakıyorum. İstediğinizi düşünmek size kalmış…
FOTOROMAN OLMUŞUM!
Bu çıkış Pınar Altuğ'a ait olan pek de haklı bir çıkış.
Manşet yine eğlenceli. Bu sefer bugünün ekinden.
Altuğ’u Bodrum’da teknesinde güneşlenirken fotoğraflamışlar ve o da buna şöyle sinirlenmiş: "Orası benim evimden de namahrem. Teknedeyim sonuçta, bikinili yatıyorum. İnternette 81 kareyle fotoroman olmuşum. Bu nedir yahu!"
Bundan doğru bir tespit olabilir mi? Magazincilerin internette yaptıkları resmen fotoroman.
Aynı yerde çekilmiş benzer görüntüleri 10 farklı açıdan çekip internete koyuyorlar, hakikaten de fotoroman yapıyorlar. Bakın burada tam 81 açıdan çekip yayımlamışlar. Zaten Altuğ da "Gelip önce yandan çekmişler, sonra tam karşıma geçmişler!" diye dert yanıyor. Haklı yani.
Açıklamasında bir diğer haklı olduğu nokta da, teknedeyken fotoğraflarının çekilmesi. Ünlülerin işi gerçekten de zor çünkü ister kumsalda ister teknede olsun, mayolu/bikinili görüntülenmekten hoşlanmıyorlar. E onlar da haklı. Her an güzel, her an yakışıklı, her an formunda olmak zorunda değiller.
Ünlü olmaya heves etmemek lazım… İşleri gerçekten de çok zor!

DİLE TAKILAN 2 ŞARKI

Yani

Murat Dalkılıç'ın Daha Derine albümündeki şarkılardan biri olan Yani melodisiyle dile takılmaya aday. Ben taktım yani... Sözleri de klasik pop sularında geziniyor ama kendini sevdirmeyi başarıyor.

Beyaz Sevda

Niran Ünsal'ın Ok albümündeki şarkılardan biri olan Beyaz Sevda da melodisiyle dile takılmaktan öte yapışıyor. Dinler dinlemez nakaratı sizi ele geçiriyor. Tınlamaya ve mırıldanmaya başlıyorsunuz. İnternetten, Ferhat Göçer'in programında bu şarkıda yaptığı davul performansını da dinlemenizi tavsiye ederim. Benden söylemesi...

KAFA'NIN DİZİLERİNDEN NE HABER?

Kafa'nın da videolu-öykülü dizi serileri bu sezon da devam edecek! Ama 2. sezonuna önce hangisinin başlayacağını siz belirleyeceksiniz çünkü fikirleriniz, düşünceleriniz ve yorumlarınız olmazsa burası da olmaz. O nedenle yazın lütfen... Sevgilerimle...

a) Ters Düz

b) Hayatını Renklendirmeyi Unutan Adam

c) Apartman

1 yorum:

  1. ha haaa. med cezir çok seviyom ya. hiç kaçırmadım. tekrarlarını da izledim. kaya çilingir ha haaa çok hoşmuş ama :) sesler. çok iyidi evet. çıkarsa ben de okurum. öbürünü de okuyim ama :)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...