13 Ağustos 2014 Çarşamba

HAYATINI RENKLENDİRMEYİ UNUTAN GENÇ - BÖLÜM 1

Gerçek olaylardan esinlenilmiş üniversite ve yurt maceralarıdır. (Başlarından geçenleri bana anlattıkları için A'ya, M'ye ve L'ye çok teşekkürler! Bunları blogda yazmak yemin ederim ki hiç aklımda yoktu ama aklıma öyle eğlenceli şeyler geldi ki bir günlük şeklinde yazmaya karar verdim. Kötü haber: Devamı gelecek!)

1 EKİM
İki bavulumu yere bıraktıktan sonra bir yıl boyunca –kulağa sanki onlarla evlenecekmişim gibi gelse de– hayatımı paylaşacağım oda arkadaşlarıma baktım: Ferit Berberoğlu ve Kenan Baş. (Odamız yurdun en güzel katı olan sekizinci katında)
Dikkatimi çeken ilk şey Ferit’in tipi oldu. Soğuk ve mesafeli bir duruşu vardı ama zamanla kaynaşılabilecek biri gibiydi. En azından buz gibi insanları bile benimle olan ilişkilerinde hoşsohbet birine dönüştürebilen ben onu yarın sabaha kadar beraber kahvaltıya çıkacak pozisyona getirebilirim. Ferit'in eli yüzü düzgündü ve karizmatik bir yüze sahipti. Futbolla ilgilenen bir tip olduğunu onun yalnızca üç tweet’ten oluşan twitter hesabından biliyordum. Masada bilgisayarının başındaydı. Galiba oyun oynuyordu.
Kenan ise aslan yattığı yerden belli olur misali dağınık yatağının üzerinde (yerde de kirli iç çamaşırları vardı), kucağında laptop’uyla uzanıyordu. O da oyun oynuyordu ve komodinde sigara paketleri duruyordu. Bundan hiç hoşlanmadım. En azından bu kadar görünürde olmak zorundalar mıydı? Kenan’ın saygısız ve bencil bir tip olduğunu daha o anda anladım. İlk izlenimler genelde yanlış çıkar derler ama bu seferki ne yazık ki doğruydu. Bununla nasıl baş edeceğimi merak ettim ve beni sıkıntılı günlerin beklediğini düşündüm.
Annem çocuklarla tanıştıktan sonra bana ait olan dolabı silmeye girişirken ben de babamla birlikte onlarla konuşmaya devam ettim. Bana karşı –belki de yanımda bizimkiler olduğundan– gayet sıcak davrandılar ama sonra bilgisayarlarıyla ilgilenmeye devam ettiler.
Yerleşme işlerinden sonra bizimkilerle yurdun olduğu mahallede şöyle bir keşif turuna çıktık. Biraz metruk yerlerdi ve bu, yurdun pahalı fiyatıyla hiç mi hiç örtüşmüyordu. Birkaç saat dolaştık, yemek yedik. Oda arkadaşlarıma da bir yerde döner yerlerken rastladık. Onlara gülümsedim. Sonra annemle babam beni tekrar yurda bıraktı ve gittiler. Artık oda arkadaşlarımla yalnız kalmıştım.
O akşam odada pek bir şey konuşmadık. Ben kendime daha yakın bulduğum Ferit’e, “Sen yurda ne zaman gelip yerleştin?” diye sordum. O da birkaç gündür burada olduğunu söyledi. Ferit Fethiyeliydi, Kenan da İzmirli. Ben de odadakilere uyum sağlamak için bilgisayarımı açtım. Bakacak hiçbir şeyim yoktu ama biraz internette gezindim. Biraz dedim ama iki saatimi geçirmişim. Sonra saat on iki oldu. Diğerlerinin yatmaya pek niyeti yok gibiydi ama benim uykum çoktan gelmişti. Işıklar açık bir şekilde uyumaya çalıştım. Kapatmalarını söyleyerek kendimi bebek gibi göstermek istememiştim fakat ışık açıkta da nasıl uyuyacaktım…
Sokaktan geçen biriyle yan yana yatar mısınız? Bu yurt meselesinin de ondan hiçbir farkı yok!
2 EKİM
Yeni hayatımın ilk sabahında Ferit’in uyanmasını bekledim. Bu sırada ben de odamızın bulunduğu sekizinci kat koridorunu keşfe çıktım. Yarın okul başlayacaktı ve önceden birkaç kişiyle tanışmak hiç de fena olmazdı. Mutfakta Arap bölgesinden geldiği belli olan bir çocuk, esmer tenini daha da koyu gösteren turuncu tişörtüyle ocağın başında omlet yapıyordu. Ona gülümsedim. O da gülümsedi. Ayaküstü tanıştık. Adı Khaled’miş ama nasıl yazıldığı konusunda pek fikrim yok. Bizdeki Halit’in bir versiyonu olmalı. İyi bir çocuk. Onu sevdim, o da beni sevdi. O kadar yalnızdı ki onunla konuşarak iyilik yaptığımı bile düşündüm.
Ferit uyanınca onunla kahvaltıya gittik. Birbirimizle resmi konuşuyorduk ama arkadaş olacağımız belliydi.
Bu arada, kuzenim Bedri Köskan'ın da benimle aynı yurtta olduğunu söylemiş miydim? Birbirimizle alakamız yok. Kelimenin tam anlamıyla birimiz Kuzey birimiz Güney'iz. Ben çok sıcakkanlıyımdır, o ise çok soğuktur. Birbirimizden hiç hoşlanmayız. O Kenan'a benziyor. Her an bilgisayarda! Bedri'nin benim geldiğim üniversiteye geldiği yetmiyormuş gibi şimdi bir de aynı yurttayız... Neyse ki katlarımız farklı...
3 EKİM
Okulun ilk günü herkes heyecanlıydı. Yurttakiler kaynaşmış gibi görünüyordu ama Ferit de ben de o ana dek sadece birbirimizle sohbet etmiştik. Okulda sınıfımı çok sevdim, öğretmenler de çok iyiydi. Alaz ve Ajlan adında iki kız vardı sınıfta. Bu iki ismi de ömrü hayatımda duymamıştım! Yani, şimdi duymuş oldum.
4 EKİM
Gece yatarken Kenan’a ışığı kapatmayı teklif ettiğimde bana düpedüz "Hayır!" dedi. Hiç çekinmeden, gocunmadan. Böyle bir saygısızlık görülmemiş! Ferit de sürekli camı açıyor. Akşamları ben üşüyorum, üstelik o da Fethiye’den geldiği için üşüyerek camı kapatması gerekiyor gibime geliyor. Yani o sıcak bölgeden gelen biri camı bu soğuk havada neden açar ki? Belki de kendini yaz mevsiminde hissediyordur.
5 EKİM
Kenan’ı sigara içerken yakalamam aramızdaki gerilimi artırdı! Ferit pek rahatsız olmuşa benzemiyor ama ben bunu istemiyorum. Zaten yurt müdürü de odalarda sigara içmenin yasak olduğunu söylüyor ama Kenan dinlemiyor. Bizimkilere durumu bildirdim, Kenan’la konuşmamı söylediler. Onunla konuştum ama dinleyen kim… Yarın müdüre gideceğim.
6 EKİM
Müdür pek sert biri. Yani öğrencilerin gözünde. Onunla konuştum ve Kenan’la konuşmasını söyledim. Sanırım etkili olacak.
7 EKİM
Etkili oldu. Kenan –en azında ben varken– bir daha odada sigara içmedi. Ama bu içmeyeceği anlamına gelir mi? Burnumu dört açtım!
8 EKİM
Khaled bana yan odasındaki Kıvanç’tan bahsetmişti. Kıvanç bir modelmiş, birkaç şarkıcının klibinde oynamış, yurt dışında da pek popülermiş. Yani bunları Khaled söylemedi tabii, bunlar yurt dedikodusu. Khaled’in söylediği onun sürekli yüksek sesle müzik dinlediği. Açıkçası bizim odada da bu var! Kenan bilgisayar oynarken kulaklığını hiç takmıyor. Onu defalarca uyardım ama söylediğim an taktıktan sonra tekrar çıkarıyor. Benim de her sefer onu uyaracak halim yok. Neyse, şu Kıvanç’ı bir de ben göreyim dedim. Bizden epey büyük, zaten bölümde okuyor. Oyunculukta. Hakikaten yakışıklı bir tip. Kızıl, yani turuncu saçlı. Ama bir şehir efsanesine göre koridorlarda çıplak dolaşıyormuş. Pardon, iç çamaşırıyla. Ferit söyledi bunları. Ferit’le iyi anlaşıyoruz.
9 EKİM
Kıvanç’ı gördüm! Sahiden de iç çamaşırıyla dolaşıyor! Ama bu ayıp değil mi? Bu arada yurdun yemekhanesi pahalı ve her akşam pilav-tavuk çıkıyor. Başka yemek yok!
10 EKİM
Odadaki bilgisayar seslerinden sıkılınca mutfağa geçtim. Turuncu Kıvanç tüm ukalalığıyla vücudunu saklamadan koridorda sadece iç çamaşırıyla dolaşıyor, Khaled mutfakta bir şeyler pişiriyor, temizlikçi teyzelerden biri de koridordaki çöp kovasını boşaltıyordu. Televizyonda izdivaç izledim ama Kenan su almak için mutfağa geldiğinde hemen kanalı değiştirdim.
11 EKİM
Geceleri epey üşüyorum. Ama Ferit camı kapatmamakta ısrarcı, böyle yaparak oksijen aldığını söylüyor. Oksijensiz uyuyamıyormuş.
12 EKİM
Okulda Takı Tasarımı diye bir kulüp var. Yani okulun tanıtımında vardı ama kulüp toplantısı için gittiğimde kulübün başkanı haricinde sadece üç kişi olduğumuzu gördüm: Ben, Khaled (o da ne anlayacaksa) ve Selma Tal diye bir kız. Kulübün geleceğiyle ilgili konuşuldu ama ben kulübün geleceğinde hiçbir şey görmüyorum. Aksi gibi bir de yarım İngilizcem ile Khaled’e çeviriler yapmak zorunda kaldım!
13 EKİM
Bugün Selma Tal’la kantinde karşılaştık. Ona vişne suyu ısmarladım. Çok temiz bir kalbi var. İyi bir kız.
Başka zaman yüzüme bakıp selam vermeyen Bedri de okulda yalnız kalınca yanıma gelir oldu ama daha çok bekler ona bakmamı!
14 EKİM
Selma Tal çirkin bir kız, yani okuldaki popüler-sarışın-güzellerden değil. Ama çok iyi bir insan ve önemli olan bu. Dahası, benimle ilgileniyor gibi. Ama bundan emin değilim. Ferit’e söylesem mi acaba? Neyse, eğer öyleyse bile ben böyle bir aşka yelken açmak istemediğim sürece aramızda hiçbir şey olamaz!
15 EKİM
Ferit’e fikir danışmadım. O da bana ona kız bulmam için yalvarıp duruyor. Benim çevrem onunkinden daha geniş. Bu arada Kenan tuvalete kapı açık gidiyor! Yani onun tuvalette çıkardığı tüm sesleri duyuyorum! Böyle bir şey o-la-maz! Bu çocuktan kurtulmam gerek.

DEVAM EDECEK

3 yorum:

  1. Şu Kenan'a bende gıcık oldum! Toplu yaşam kurallarından bihaber insanlarla yaşamak sıkıntılı bi durum.
    Sokaktan geçen biriyle yan yana yatar mısınız? Bu yurt meselesinin de ondan hiçbir farkı yok!, kesinlikle katılıyorum buna. Yurttaki ilk gecem korkunçtu bu yüzden. :)
    Ve şu açık pencere işi, nihayetinde üç kişi aynı odada kalıyorsunuz, Ferit'i anlayışla karşılıyorum. :))
    Devamını merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Ahh ah yurt günlerim geldi aklıma :)

    YanıtlaSil
  3. ha haaaa yurt günleri iyidir yaaaa :)) kenan pismiş beee :)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

NAKANO ESKİCİ DÜKKANI VE ÇOKSATAN KİTAP PROBLEMATİĞİ

Genelde kitapçıların çoksatan raflarından uzak durup, aksine hiç satmayan, kimsenin ilgi göstermediği, kıyıda köşede kalmış kitapları arar b...