22 Aralık 2014 Pazartesi

BU NASIL BİR TARZ?

 
Bu nasıl bir program? Reyting listelerinde birinci oluyor, haberlerden de dizilerden de daha çok izleniyor... Ama yine nasıl bir program ki, küçük bir hatayla canlı yayın skandalına imza atıyor! İşte karşınızda, "Bu Tarz Benim"in sosyolojik incelemesi.


Nasıl bir program ki... Hafta içi haber bültenlerinden bile daha yüksek reyting alıyor...

 
Nasıl bir program ki... Haftada yedi gün yeni bölümleri yayınlanıyor ve en çok izlenen dizileri bile sollayarak günün birincisi oluyor...
 
 
Nasıl bir program ki... En "oralı olmayan"ından en "entel"ine, en "akademisyen"inden en "delikanlı"sına dek tüm seyirciyi ekran başına kilitleyebiliyor... Yarışmacılardan biri elendiğinde İrfan Değirmenci üzülüp tweet atabiliyor...
 
 
Nasıl bir program ki... Hem günün birincisi olurken hem seyircilerden şikayet alıyor... RTÜK'ten ceza yiyor... Ve hala tahtından olmuyor...

 
Nasıl bir program ki... Acun Ilıcalı gözüne kestiriyor ve programı kendi kanalı olan TV8'e transfer ediyor...
 

 
Nasıl bir program ki... Ekrandaki yetenek ve skeç programlarında jürisinin taklidi yapılıyor...
 
 
 

Nasıl bir program ki... Sosyal medyayı sallıyor, caps dünyasını ele geçiriyor... "Nurella bakışı"nı literatüre, Özlem Özden'i hayatımıza sokuyor...
 
KARAKTERLER YARATILDI
 
Yarışmanın en ilginç karakterlerinden –karakter diyorum çünkü ortada sahiden de kamera arkasındaki ekip tarafından oluşturulmuş, yansıtılmak istenen bir karakter var– olan Özlem Özden (çok geveze olması, agresif tavırları ve ukalalığıyla tanınıyor) programın bir bölümünde bir damat adayıyla evlenmek üzere. Tabii bu bir mizansen. Mizansende programın jürisi, sunucusu ve diğer yarışmacıları damada “Özlem’le evleniyorsun, iyi düşün!” benzeri cümleler söyleyince damat da “Hata yaptığımın farkındayım ve terk ediyorum!” diyor. Özlem de "Kısmetim değilmiş!" diyerek teselli bulmaya çalışıyor. Sonra yarışmada Ayşegül ve Özlem karakterleri boy yüzünden kavga ediyor. Ayşegül karakteri sinirleri bozulunca ağlamaya başlıyor. Kim bilir karakterlerimize ne kadar para verdiler böyle atışmaları için! (Zaten onlar da rollerini çok iyi yapamadılar, arada kendilerini tutamayıp güldüler.)
 
CANLI YAYIN SKANDALI
 
Programın dün akşamki final bölümü ise sadece on dakika canlı yayınlandı ve bu durum sosyal medyada çok büyük tepki topladı. Çünkü programın finali banttan yayınlandı, sadece son on dakika canlıydı. Onda da sunucu Öykü Serter sürekli "Canlı yayındayız, ölümü gör yanlı yayındayız, ahan da saat 0.30, bak şimdi 0.36 oldu ehehi, canlı canlıyız ona göre, uyumayın ha" deyip durdu (Tabii tam olarak bunları söylemedi ama yakın şeyler söyledi). Ben esas o an işkillendim. Yani acaba bunu da mı banttan çekmişlerdi? Sürekli canlı olduğunun vurgulayarak buna inanmamızı mı istiyorlardı?
 
 
Ama şuradan canlı olduğunu anladık: Stüdyoda ne seyirci ne de jüri vardı. Nur Yerlitaş o sırada internette fotoğrafını paylaştı: Evinde kahvesini içiyordu. İnsanlar ona çok tepkilendi, çünkü onu stüdyoda sanıyorlardı! İyi de jürinin stüdyoda olmadığı belliydi zaten. Canlı yayında sadece sunucu ve dört yarışmacı, bir de kameramanlar vardı. Zaten sosyal medyada da herkes "Böyle bir canlı yayın görülmedi! Aile arası nişan gibi oldu! Daha da izlemem!" yorumlarında bulundu. Sahiden de canlı yayın heyecanı sıfırdı. Üç beş kişi kendi aralarında birinciyi belirlemiş gibi oldu. (İkizler birinci olunca Ayşegül'ün donuk bakışları daha da donuklaştı. Yerlitaş, "Onun bakışları beni de ürkütüyor" diye yazdı.)
 
Daha kaliteli programlar yapılsın artık... Ben bu programı izliyorum sanmayın sakın! Böyle bir program için dört saat harcar mıyım hiç? Ben internetten özet bilgileri aldım ve bu yazıyı yazdım sadece. Onun dışında tamamen kulak dolgunluğu, gazetede, internette yazılan şeylerden gördüklerim...
 
Evet... İşte böyle bir program "Bu Tarz Benim"... Ama artık daha kaliteli içerikleri hak etti bu seyirci. Birilerinin risk alarak yeni formatlar denemesine, daha taze adımlar atmasına gerçekten ihtiyaç var. Hem de tez zamanda!

9 yorum:

  1. Bu nasıl bir program ki, hiç izlemediğim halde hakkında yazılmış bir blog yazısını sonuna kadar okudum:))
    Evet, hiç izlemedim, sadece bir kaç kez o kanal, bu kanal dolaşırken rastladım ve bir kaç dakika gördüm. Jürisi, sunucusu, o an gördüğüm yarışmacıları yani her bi şeyi sempatik gelmedi. Çok da gerekli görmedim bu tür bir proğramı. Sonuçta ormanda köpekleri ile yürüyüş yapan, börtü böcek, kuş, çiçek gözlemleyen bir kadınım. Ayda bir kent merkezine inip ihtiyaçlarıma göre alışveriş yapar, kitabımı, dergimi alınca mutlu olurum. Köyde yaşıyorum ama aslında kent soyluyum. Elbette yerine ve ortamına göre güzel giyinmeyi severim ama cidden yersiz buldum bu kurmaca şıklık yarışını. Demek böylesine ilgi görmüş! Bir de daha kaliteli yapımları hak eden seyirciden söz ediyorsunuz ya; üzülmeyin, hak etseler yapılırdı zaten. Büyük kitleler izledikçe bunlar ve benzerleri olacaktır. Sevgiler selamlar Begonvilli Ev'den.

    YanıtlaSil
  2. Ne yalan soyleyeyim ben de izledim bir ara.

    Son cumlelerin konusunda haklisin ama televizyon insanlari tamamen uyutmak icin kullaniliyor. Kaliteli icerikle halka faydali olabilecekken tam anlamiyla bir kitle imha silahi durumunda. Uzucu...

    YanıtlaSil
  3. Ben bir ara deliler gibi izliyordum neden mi?

    Bilgisayar bozulmuştu ve evde yalnızdım. Bizim televizyon tüplüdür, uydu falan hak getire. Belediye yayını işte: toplasan 10-20 kanal.

    Neyse efenim halimi anlarsınız internetle haşır neşir biri olduğum için geç saatlerde uyuma alışkanlığım da var üzerinize afiyet. Gece yarısını vurunca diğer kanallarda dizi tekrarı falan var. Dizilerden bi haber olduğum için. Açtım bu programı maksat ses olsun niyetiyle.

    Ahanda ne göreyim kavga kıyamet. İlgimi çekti. Sonra dediğiniz gibi yapmacık hareketlere güldüm falan. Reyting uğruna yapılanlara gülerken, izledim programı. Hoş bi mazoşistlik hali.

    Bu olay uzunca bir zaman böyle devam etti.(Bilgisayarcı tamir yapamadığını itiraf edene kadar.) Sonra bilgisayar geldi aşk bitti. Neyse final yapıldığını da yazınızdan öğrendim işte.

    YanıtlaSil
  4. Benimde hic izlemedigim sadece reklamlari esnasinda gordugum bir program. Izleyicilerine haksizlik etmek istemem ama bu tur programlara ihtiyacimiz oldugunu dusunmuyorum, daha etkileyici ve daha bilgilendirici programlar yapilsa daha memnun olucam. Insanlarin birbirini kirdigi, kavga ile reyting sagladigi programlar artik bizde yer almasin.
    Bu guzel yazin icinde sana ayrica tesekkur ederim, sayende bende biseyleri doktum :)

    YanıtlaSil
  5. Ne kadar gereksiz konularla ınsanların beyınlerı uyuşturuluyor,çoluk çocuk sankı daha baska sorun muhım konu yokmuş gibi sözde tarz gıyınme konusunda sartlandırılıyor.aslında öğretılen hıcbır sey yok,bır yarısmacıda kesınlıkle begenmedıklerı tamamen yanlış buldukları şeylerı bır baskasında öve öve bitiremiyorlar..Sonu en başından belli olan,tiyatro gibi izlediğim program.Rtük bunu da bir incelese bence.

    YanıtlaSil
  6. Bence guzel bir program. Modayla ilgili bilmedigim seyler ogrendim -ki sektorde calisiyorum zaten. Internette Youtube'dan izledim, cok sacma yerleri atlayarak sadece yorum kisimlarini dinledim. Ozellikle Nur Yerlitas moda konusunda cok bilgili bir kadin. Bazi karakterlerin sacmalamalari da bence programin yayinlandigi ulke standartlarina gayet uygun. Halk ne istiyorsa o. Halk bok yemek istiyorsa boku vereni mi suclarsin, yiyeni mi? Benim evimde televizyon yok bu yuzden, herseyi -istedigim bolumun istedigim kismini, istedigim zamanda- internetten izliyorum.

    YanıtlaSil
  7. Ne izledim ne de denk geldim. Çünkü televizyon fazla izleyen biri değilim. Ama konuşulduğunu duydum, moda ile ilgili olduğunu elbette biliyorum, dikiş diken ve iyi kötü modayı takip eden, bu uğurda yıllar önce stilistlik kursuna da gitsem, öyle "BENİM!" diye başlık atılması hele de moda konusunda bana saçma görünüyor, belki de ondan izlemedim. Öyle zaten BENİM!!! ne demek bilemedim... ondan izlememiş de olabilirim.

    Mizansen ve kurgulamaya gelince; tv - reklamcılık- radyo- gazetecilik okumuş olanlar için, kurgulama hiç de zor değildir. Lakin bu program bu kurguyla bu kadar rayting aldıysa da (!) yarın capslerinden öte hatırlanacağını sanmıyorum. TV dünyasında ciddi bir iz bırakma derdinde değiller, anlık reytingler önemli onlar için, hayatta hangi konuda iz bırakmak istiyorsanız yalnızca ve yalnızca doğal olmalısınız, gerçekçi olmalı herşey, işte asıl o zaman reytingleri görün gerçekten bir patlama o zaman yaşanır bence...

    YanıtlaSil
  8. Doğru düzgün televizyon izlemediğim için bu programı bilmiyorum. Onun için yorumsuzum:)

    YanıtlaSil
  9. Bu programı hiç izlemedim. Ama hep sağdan soldan duyuyorum ben de bi kavgalar dövüşler falan. Yalnız herkes mutlu, bu da inkar edilemez bi gerçek. Alan memnun, satan memnun. Daha kaliteli programlar isteyen de bi avuç kara koyun... :)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...