21 Eylül 2015 Pazartesi

PUCCA EVLENMİŞ... PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK?


Tam 6 yıldır blog dünyasındayım. Eylül 2009'dan beri blogumda durmadan yazıyorum. Bazen her gün, bazen iki günde bir, bazen üç günde bir, ama mutlaka ve mutlaka sık sık yazıyorum! 

Blog dünyasında bir gerçek kimliğiyle yazanlar, bir de anonim takılanlar var. Ben gerçek kimliğiyle, adıyla, soyadıyla yazanları her nedense daha cool buluyorum. Ben bloga girdiğimden beri kendimim. Kendi adımla, kendi soyadımlayım. Beni takip edenler benim kim olduğumu, nasıl biri olduğumu, nasıl göründüğümü biliyor. Ben bu durumu seviyorum. Gizlenmek, ne bileyim, bana cesur olmamak ya da bir şeylerden saklanmak gibi geliyor. Oysa ben fotoğraflarımı koymayı da, gittiğim gördüğüm yerlerden özgürce resim paylaşmayı da seviyorum! (Yeri gelmişken, blogla bağlantılı olarak: facebook.com/ofluoglumert, twitter.com/ofluoglumert)

Pucca ne zamandır blog dünyasında bilmiyorum... Çok eski değil, çok yeni de değil. Ben onu blogundan hiç takip etmedim. Blogunun adresini bilmiyordum. Kitabı çıkınca duydum adını. Kitaplarını alıp okumadım hiç (O tip kitaplar pek ilgimi çekmiyor, bana yapmacık ve ticari geliyor her nedense). Sonra bloguna baktım. Marilyn Monroe fotolu aşk acısı içeren yazılarından tanıdığımız Pucca, ekmeğini buradan kazanıyordu. Son zamanlarda Hürriyet ve Elele'ye yazmaya başlayınca blogunu bırakmıştı. Artık bir sevgilisi vardı ama o yine de aşk acısı, bekarlık, evlenmemek, mutsuzluk, ama oh mis hayat tarzında yazılar yazıyordu. Öyle yazılar yazmaya da mecburdu aslında, çünkü evli-mutlu-çocuklu bir Pucca'yı kim ne yapsındı?

Ama Pucca evlendi!

Bu konu hakkında sanırım kendisi de "tükürdüğünü yalamak" tarzında bir şeyler söyledi, falan filan.

Peki şimdi ne olacak? 

Pucca evlendi, ama yine, tam da az önce yukarıda bahsettiğim gibi aşk acısı, bekarlık, mutsuzluk, bekar kız ev hayatı tarzında yazmaya devam ederse, işte şimdi ve bu sefer kesin, yapmacık ve ticari sulara dalmış olacak. O Pucca geride kaldı. Artık Pucca o tip aşk meşk konularında yazsa hiç inandırıcı olmaz. 

O nedenle, Pucca bu anlamda, miadını doldurdu biraz...

Tabii şimdi de, editöründen gelen baskı/ısrar çerçevesinde, evliliğe alışma, cicim ayları konularına kıvıracak kalemini. Sonra belki de ayrılık çanları kimin için çalıyor kısmına geçecek, bilmiyoruz, bakalım...

Tabii biz kocaman mutluluklar dileyelim!

9 yorum:

  1. Olayın büyüsü kaçtı artık.

    YanıtlaSil
  2. Hayatı ve davranışları çok garibime gidiyor benim :(

    YanıtlaSil
  3. Yapmacık olmasına yapmacık da kadın aşk acılarını ve ayrılıklarını anlatırken evliliğe ne kadar hevesli istekli olduğunu da anlatıyordu. Evlenmek en büyük hayaliydi falan filan. Bence bu hayalinde yapmacık değil gerçekti :D ama dediğin gibi artık eskisi gibi yazamaz yazmamalı.

    YanıtlaSil
  4. Pucca'dan (?) hiç haberdar değilim ben, ama yazınızı çok sevdim. elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  5. bilemedim ne yazcak ben de. son kitabı dışında eskilerini okudum. senin meslektaşın sayılır o da ama :)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...