25 Kasım 2014 Salı

MUMU ÜFLEDİKTEN SONRA...


Sanki de sulu kar.

Yani cuma gününden beri yağan.

Yani doğum günümden beri.

Söz buradan açıldı, buradan devam edelim!

Evet, geçtiğimiz cuma benim doğum günümdü efendim. 19'u bitirip 20'ye girdim, ama bitirdiğimiz yaşı söylediğimiz için 19'um diyorum. Hep de 19'da kalayım.

Öncelikle, doğum günü yazıma yaptığınız harika yorumlarınız için hepinize çok teşekkür ediyorum. Beni tanıyormuş gibi yazdığınız sıcacık cümleler inanın şu havanın buz gibi soğuduğu günlerde nasıl da içimi ısıttı... Çok teşekkür ederim hepinize! Sağ olun, hep de var olun!






Doğum günü soframda yok yoktu... Tatlıdan tuzluya her şey vardı! Canınızı çektirmemek için detaylara girmiyorum, fotoğraflardan bakabildiğiniz kadarına bakın. Doğum günümü biz bize, aile arasında kutladık. Bu kareler masadan... Akşam yemeğimizi yedik, sonra da pastamızı kestik yani. En güzeli aile arasında yapılan böyle samimi kutlamalar oluyor belki de.

Yorumlarda siz sormadan ben cevaplayayım: Pastamı Mado'dan aldık (44 lira). Değişik bir pasta. Kirpi gibi. Diken diken çikolata çubukları var. Ben aslında beyaz çikolatayı severim ama bu sefer bir değişiklik olsun dedik. Bu ise çikolatalı ve muzlu bir pastaydı. Aslında en güzeli annemin yaptığı yaş pastalar ama doğum günlerinde elbette dışarı-pastası yenir! (Annem gerçekten de bir lezzet ustası. Enfes tarifleri var. Kekleri, pastaları, kurabiyeleri, muhallebileri... Her şeyiyle mükemmel! Belki blogda onun özel tariflerinden de paylaşmaya başlarım, ne dersiniz?)

Kekikli-pul biberli elma dilimli patates ve Akçaabat köfte masanın yıldızlarındandı, çünkü ikisini de çok severim! Elma dilimli patates son birkaç yıldır restoranlarda moda oldu ama biz bu lezzeti yıllardan beri yapıp yeriz. En güzeli de evde, bu tip soslarla yapılanı zaten. Ayrıca restoranlarda ya çok tuzlu ya çok yağlı yapıyorlar, dengeyi tutturamıyorlar.

Eveeet... Doğum günü faslını böylece kapatıyorum. İyi dilekleriniz için tekrar hepinize teşekkür ederim.

Havalar cumadan beri soğudu artık, değil mi? Yani kış tam anlamıyla geldi. Gökyüzünde artık güneşi göremeyeceğiz gibi. Yedi sekiz derece hava. Bugün de yağmurluydu ama sanki arada sulu kar gibi de yağdı. Bakalım sezonun ilk karı şehre ne zaman düşecek?

Öğretmenlerimizin bu özel gününü de kutluyorum, unutmadan.

Bu arada tarihte bugün diye bir paylaşım yapacak olsaydım şu yazımı paylaşırdım. Geçen yıl bugün yaşadığım o olayı... (Üstelik ben o tabaktakilerin ve kadraja sığmayanların hiçbirini de bitirmemiştim. Tarihe Çerkezköy Vakası olarak geçsin bu. Şaka yapıyorum yahu, siz ciddiye alıp okuyor musunuz hala?)

Sevgilerimle!


5 yorum:

  1. Hiç de bileme?! Niye dışarı pastası yenirmişmiş? Doğum günlerinin en güzeli o mis anne pastaları olsun lütfem bundan sonra. Ben oğluşun birkaç doğum gününde kendim yaptım, hatta onu da işin içine kattım, yardım etti. Dadından yenmez o pastlar bence.
    Ha ayrıcana, annenin nefis tariflerini kesinlikle paylaşmalısın arada. Ben şassen bekliyorum bak 4 gözümlen beraber... :P

    YanıtlaSil
  2. Doğum günün olduğunu kaçırmışım Mert; önündeki tüm yıllar sağlıkla ve güzelliklerle geçer inşallah;)

    YanıtlaSil
  3. Nice mutlu, saglikli ve uzun yillari sevdiklerinle Annenin yaptigi pastalarla gecer MERT....O yaslari sakin birakayim deme:))
    Sevgiyle ve Dostca kal...

    YanıtlaSil
  4. maşallah maşallah nice yaşlara. ya sen istanbulda ailenle mi oturuyon ya. ben seni evde veya yurtta yaşıyon sanıyodum yaa :)

    YanıtlaSil
  5. Nice mutlu yıllara Mert.Bloguna gelmez Olurmuyum. Yorum bırakmıyorum sadece. Ayrıca hikayenin devamını da çok merak ediyorum. Lütfen yaz.

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...